Kültürel miras fonu hakkaniyetli kullanılıyor mu?

Yusuf Yavuz   Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Katkı Payınına Dair Yönetmelik, belediyelere ödenen emlak vergilerinden yapılan yüzde 10’luk ‘katkı payı’ ile camiden hamama, sivil mimari örneği konuttan çeşmeye, bedestenden kamusal binalara birçok tarihi yapının onarım ve restorasyonu için kullanılıyor… Yönetmelik gereği Belediyelerce tahsil edilen katkı payları, özel bir hesapta izlenir ve en geç tahsilatı takip eden ay sonuna kadar doğrudan il özel idarelerince bu amaçla açılan ‘Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Katkı Payı’ hesabına yatırılır.

  ‘TÜYÜ BİTMEMİŞ YETİMİN HAKKI’ OLAN KAMU BÜTÇESİ Büyükşehirlerde ise toplanan katkı payları Valilik bünyesindeki YİKOB’ların denetimindeki hesaplara aktarılıyor. Hesaplarda biriken katkı payı paraları, vatandaşın vergileriyle oluşan bir fon. Deyim yerindeyse bu paralar, ‘tüyü bitmemiş yetimin hakkı’ denilen türden, toplumun, kamunun ortak birikiminden oluşuyor. Kültürel mirasın korunması için önemli bir kaynak yaratılıyor. Halkın vergilerinden toplanan paralar, yine bu halkın ortak değeri olan kültür varlıklarının yaşatılmasında kullanılıyor. Biriken paranın tahsisinde valilikler sorumlu. Bu fonun yüzde 50’si belediyelere, yüzde 30’u Kültür Bakanlığı’na (Vakıflar dahil), yüzde 20’si de valilikler tarafından kullanılıyor. İlgili yönetmelik için: https://teftis.ktb.gov.tr/.../tasinmaz-kultur...  

KAMU PARASI NASIL YAĞMALANIR Tescilli taşınmaz kültür varlığı niteliğindeki eserler, koruma kurullarınca onaylanan projeler doğrultusunda restore edilerek masrafı bu fondan karşılanıyor. Proje, kurul onayı, ihale, yapım işleri gibi süreçler titizlikle yürütülmek zorunda. Bu zincirdeki en küçük hata ya da istismar, kültürel mirasa ihanet, kamunun parasını yağmalama, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemek anlamına geliyor.



EMLAK VERGİLERİNİN YÜZDE 10’U FONA AKTARILIYOR Emlak vergileri konutlardan binde 1, mesken dışı binalardan binde 2, arazilerden binde 1, arsalardan ise; binde 3 oranında hesaplanıyor. Taşınmaz eğer büyükşehirlerde bulunuyorsa, emlak vergisi %100 artıyor. Diyelim ki belediyeye sahip olduğunuz daire için 5 milyon emlak vergisi ödediniz, bu paranın yüzde 10’u işte bu tarihi yapıların restorasyonu, onarımı ve yaşatılması için ayrılıyor. Vergi ödeyen her vatandaşın katkısı var bu parada.
 
  ANTALYA’DA AKP İL YÖNETİCİSİNE RESTORASYON KIYAĞI Geçtiğimiz günlerde Antalya Balbey Mahallesi’ndeki bir konağın restorasyonuyla ilgili bir haber yayınladık. Özetle Şubat 2018’de yanan Kilit Konağı, Nisan ayında AKP’li Başkan Menderes Türel döneminde Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne 18 yıllığına kira veriliyor. AKP il yönetim kurulu üyesi Zihni Kilit ve ailesine ait olan konağın kira sözleşmesinde, binanın restore edilmesi şartı yer alıyor. Bir yıl içinde yapılması istenen restorasyon için proje hazırlanmasından uygulamaya tüm masrafların Büyükşehir Belediyesi’nce karşılanması, mülk sahibinden tek bir kuruş bile talep edilmemesi de şarta bağlanmış. Neticede tarihi konak Haziran 2022’de Antalya Büyükşehir Belediyesi Fen İçleri Daire Başkanlığı tarafından yapılan 7 milyon 386 bin TL sözleşme bedeli olan ihale ile restore edilmiş.     PROJEYE AYKIRI ENJEKSİYON VURGUNU Restorasyon sırasında Kurul’un onayladığı projede olmamasına rağmen hidrolik kireç bazlı enjeksiyon uygulanmış, yüklenici firma 108 ton enjeksiyon yapıldığını öne sürerek bunun parasını talep etmiş. Valilik personelinin dikkati, ilgili uzmanların tespiti ile hem onaylı projeye aykırı işlem yapıldığı, hem de bina duvarlarının toplam (160 m3) hacmine göre 108 ton enjeksiyon yapılmasının mümkün olmadığı belgelenmiş. İTÜ’den gelen teknik uzman da konuyla ilgili raporunda; uygulama sırasında derzlerin ve sıvaların sökülmesiyle bina duvarının zayıflatıldığını, 108 ton enjeksiyon uygulanmasının ise imkansız olduğunu belirterek son noktayı koymuş. Sonuç, eldeki veriler doğrultusunda yüklenici firmaya yaklaşık 3 milyonluk enjeksiyon parası ödenmemiş. Valiliğin belediyeye yazdığı resmi yazıda da bu durum kayıt altına alınmış.


HALKIN VERGİLERİNDEN 15 MİLYON ÖDENDİ Ancak sonuç olarak iş artışı ve süre uzatımı derken restorasyon projesi uzamış ve ilk ihale sözleşmesinde rakam iki katına çıkmış. Kesinti olmasına karşın Büyükşehir Belediyesi AKP’li yöneticinin konağı için yaklaşık 15 milyon TL ödeme yapmış (14.800.000.00). Belediyenin ödediği bu para, başta değindiğimiz kültür varlıkları fonundan karşılanıyor. Yani bu para, vatandaşın vergilerinden kesilen, kamunun parası. Yani kentteki her mükellef vatandaşın hakkı olan bir para…
 

HAKKANİYET NEREDE KALDI? Tüm bu süreçlerde Antalya Valiliğinin de yönetmeliğin denetleyicisi kurum olarak birebir sorumluluğu var. İlgili yönetmeliğin katkı payının kullanımını düzenleyen 7. Maddesi, bu konuda valiliklere ‘hakkaniyetli’ davranma sorumluluğu yüklüyor: “Belediye veya il özel idarelerince, taşınmaz kültür varlıklarının korunması ve değerlendirilmesi amacıyla hazırlanan planlama, proje, uygulama ve kamulaştırma işlerinin (KDV dahil) maliyetinin katkı payı hesabında toplanan tutar yeterli olmak şartıyla %95’ini aşmamak kaydıyla mevcut taşınmaz kültür varlığı sayısı, mevcut durumu, ilin kültürel değerlerine katkısı dikkate alınarak Valilik tarafından hakkaniyet ölçüsünde kullandırılır.”

VATANDAŞIN MÜLKÜ HARABEYE DÖNERKEN Ancak Balbey’deki Kilit Konağı’nda yaşanan süreçte, yönetmeliğin yüklediği hakkaniyet sorumluluğunun göz ardı edildiği ortada. Onca vatandaşın aynı mahallede harabeye dönmüş tescilli evi varken, halkın vergilerinden toplanan ‘katkı payı’, AKP’li İl Yöneticisinin ve ailesinin konağı için kullandırılıyor. Hakkaniyet nerede?

CHP’Lİ ARI’YA GÖRE BELEDİYE BÜTÇESİ DEĞİL CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, konuyla ilgili haberin ardından Kilit Konağının önüne giderek açıklama yaptı. Restorasyon projesinin Kurul onayı doğrultusunda yapıldığını, kamu zararı oluşmadığını, Başkan Muhittin Böcek döneminde belediye bütçesinden herhangi bir ödeme yapmadığını savundu. Restorasyon projesinde sorumluluğu olman dönemin Antalya Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanı Serkan Temuçin’i de savunan CHP’li Arı, Temuçin hakkında algı yaratılmaya çalışıldığını öne sürdü. Büyükşehir Belediyesi’nin Konak için kira ödemeye devam ettiğini dile getiren Arı, bu durumu da AKP’li yönetim döneminde yapılan sözleşmeye bağladı.

ARI: ‘BELEDİYE’NİNGENEL BÜTÇESİ DEĞİL’ Dün telefonla da konuştuğumuz CHP’li Arı, ödemenin belediyenin genel bütçesinden değil, Valilikten aktarılan fondan yapıldığını, dolayısıyla belediye bütçesinden ödenmiş sayılamayacağını dile getirdi. Bu tür haberlerin algı yaratma çabası olduğunu öne sürdü. Ben de kendisine ihaleyi 2022’de Büyükşehir Belediyesinin yaptığını, ödemenin ilgili yönetmelik kapsamında valilik tarafından belediyeye aktarılan bütçeden yapıldığını, dolayısıyla bunun da belediyenin bütçelerinden biri olduğunu söyledim.
 
  BU PARA DA BELEDİYENİN KULLANDIĞI BİR BÜTÇE Başta değinildiği gibi bu bütçeler kültür varlıkları fonundan belediyelere ayrılan paralardır ve tamamı halkın vergilerinden yapılan kesintilerden oluşur. Bu para da belediyenin kullandığı bir bütçe kalemidir ve kamu yararına uygun projelere harcanması zorunluluğu vardır. “Ödeme İller Bankası’ndan gelen genel bütçeden yapılmamış” demekle, bu parayı belediyenin ödemediğini savunmak, bizim de böyle düşünmemizi beklemek eşyanın doğasına aykırı.  
  BÜYÜKŞEHİR SÖZLEŞMEYİ FESHEDEBİLİRDİ Kira ödemesinin sözleşmeyle savunulması da geçerli bir neden değildir. Büyükşehir Belediyesi yönetimi kamu yararına aykırı olarak yapılan ve kişilere ayrıcalık sağlayan bu sözleşmeyi feshetme tercihini kullanabilir. Büyükşehir Belediyesi personel maaşlarının ödenmesi için Halk Bankası ile yaptığı sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmiş, bu fesihten doğan yüklü tazminatı ise personelin maaşından kesmiş, Şubat 2022’de ise TEB ile yeni bir promosyon sözleşmesi imzalamıştır. 2170 personeli ilgilendiren promosyon sözleşmesinden doğan tazminat ise her personel için 6160 TL kesinti anlamına geliyordu.

DEVLETÇİLİK VE HALKÇILIK İLKELERİ NEREDE? CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, parti ilkeleri arasında bulunan devletçilik ve halkçılık gibi temel kavramları herkesten iyi bilir. Sonuç olarak ortada kamu yararına ve halkçılık, devletçilik ilkelerine aykırı denebilecek bir uygulama yapılmış. AKP’li Türel’in Başkanlığı döneminde AKP İl yöneticisi bir siyasinin konağı restorasyon şartıyla belediyeye kiralanmış, CHP’li belediye yönetimi döneminde restore edilmiş. Yanlış ve hatalı uygulamaları kamu yararı adına takip edip haberleştirmek, halkın vergilerinin nasıl kullanıldığının peşine düşüp sorgulamak da bizim en önemli sorumluluklarımızdan biri.
 
  YÖNETMELİK KİŞİŞEL ÇIKARA ALET EDİLİRKEN Balbey olayında her iki belediye yönetiminin de sorumluluğu vardır. En başta da yönetmeliğin sorumluluğunu taşıyan ve ayrılan fonu hakkaniyetli kullandırmakla yükümlü valilik sorumlu. Yönetmeliği çıkaran ve yürütmekle yükümlü Kültür Bakanlığı sorumlu. Ancak bütün bunlar; hazırladığı proje ve yaptığı ihale ile konağı restore eden, bunu da ken kamuoyuna haberleştirerek duyuran Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin mevcut yönetiminin bu işteki sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. AKP’li Türel döneminde sözleşme yapılmış olabilir ancak AKP’li il yöneticisinin özel mülkünün kamu parasıyla kişilere özel çıkar sağlanarak restore edilmesini öngören bu sözleşmeyi yeni yönetimin feshetmesi mümkündü. Başından sonuna kişiye özel kurgulanmış ve ilgili yönetmeliği özel çıkarlara hizmet eder hale getiren bu işlemle ilgili gösterilecek her türlü savunma refleksi yapılan yanlışı gölgelemeye yarar. Bu tür konuları ele alıp belgeleriyle ortaya koyarak gündeme getiren gazetecileri algı yaratmakla itham etmek de ortadaki gerçeği değiştirmez. *** *Antalya Büyükşehir Belediyesinin Balbey’deki Kilit Konağının restorasyonu ile ilgili süreçleri kamuoyuna duyurduğu video haberler: https://m.youtube.com/watch?v=Sj7Z3ISDa04... https://m.youtube.com/watch?v=Mp6RGhbdKfE... https://m.youtube.com/watch?v=b-j-nu2KKHk...