Dilek Uyar: Çocuklarla ve Gençlerle Çalışmayı Seviyorum!

ÖZEL HABER 12.06.2022 - 00:00, Güncelleme: 12.06.2022 - 00:00 9014+ kez okundu.
 

Dilek Uyar: Çocuklarla ve Gençlerle Çalışmayı Seviyorum!

Yeni romanı İYİ Kİ… ile, 10-19 Haziran tarihleri arasındaki 2.Kartal Kitap Fuarı’nda okurlarıyla bul..

Yeni romanı İYİ Kİ… ile, 10-19 Haziran tarihleri arasındaki 2.Kartal Kitap Fuarı’nda okurlarıyla buluşacak olan Parmağımı Bırakma adlı romanın yazarı Dilek Uyar ile söyleştik. -İlk romanınız ‘’Parmağımı Bırakma’’ İkinci romanınız ‘’İyi ki...’’ İlk romanın devamı niteliğinde mi? Kısaca içeriğinden bahseder misiniz? -D. Uyar: Evet! İyi ki, Parmağımı Bırakma romanının devamı. Konusundan bahsetmeyelim okurlara sürpriz olsun. Devamında neler olduğunu, Halime’nin neler yaşadığını okuyarak tanıklık etmelerini istiyorum. -‘’İyi ki...’’ adlı roman da, ilk romanınız gibi sosyal sorumluluk projesi olma özelliğini taşıyor mu? -D.Uyar: Evet öyle sayılır. Her iki romanın da gelirinin belli bir kısmını SMA hastası çocuklarımıza ayırıyorum. Şu an Havin adlı çocuğumuza yoğunlaşmış durumdayım. Gittiğim bütün fuar ve imza günlerinde elde edilen gelirin belli bir bölümünü Havin’in kumbarasına atıyorum. Umarım Havin’in sağlığına kavuşmasında bir nebze de olsa katkımız olur. Biliyorsunuz ki SMA hastaları maalesef devletten tam manasıyla destek alamıyor. Bu nedenle çorbada tuzumuz olsun diyorum ve elimden geleni yapıyorum. Sürekli dile getirilen “Bir elin verdiğini öteki el bile bilmemeli” kavramına katılmıyorum. Bilmeli ki, emsal teşkil etsin ve gayretimiz birkaç kişinin çabası ile sınırlı kalmasın. -Yeni romanınızın editörünün çok genç olduğu duyumunu aldık. Ayrıca her iki romanın da kapak resimlerinin çizimlerinin küçük yaştaki çocuklara ait olduğunu öğrendik. Özel bir sebebi var mı? -D. Uyar: Özel bir sebebi yok. Aslında genel bir amacı var. Tercihim çocuk ve gençlerle çalışmak. Öğretirken, bizler de öğreniyoruz. Karşılıklı gelişim alışveriş diyelim buna… İyi ki adlı romanın editörü on dört yaşında bir lise öğrencisi. Elif Almina Demir ile gurur duyuyorum. Yedi yaşından beri tanıyorum Elif’i. Çok güzel bir iş çıkardığını düşünüyorum. Sanırım Türkiye’nin (araştırmadım ama) ve dünyanın en genç editörlerinden biridir diye düşünüyorum. İlk roman Parmağımı Bırakma’nın kitap kapağı, romanın editörü sevgili hocam yazar, ressam Raif Zor’un torunu Arya Berrak Zor’a aitti ve beş yaşındayken çizmişti. Özellikle tercih ettik bir çocuk kaleminden çıksın diye. Hem kitabın konusunun içeriğinden dolayı, hem de öyle olsun istedim. Yeni roman İyi ki’nin kitap kapağı ise yine sevgili editörüm ve aynı zamanda asistanım Elif Almina Demir’in kardeşi Rüzgar Demir’e ait. Yine çocuk elinden çıksın istedim. Çünkü çocuk yaşta gelin olan, zihinsel engelli bir gençle evlilik yapmak zorunda kalan Halime ve romanın kahramanı Ali, resimle ancak bu kadar güzel temsil edilebilirdi. Başka hiçbir özel sebebi yok. Sadece şöyle bir hedefim var; yetişkinler zaten kendi aralarında paslaşarak bir şekilde bilgi alışverişi yapabiliyorlar. Ama çocuklara ve gençlere kitlesel sorumluluklar yüklediğimizde kendilerini daha verimli hissediyorlar. Başarmanın haklı gururu ile geleceğe daha güvenle bakabilmeleri adına yapıyorum bunu. Çocuklarla ve gençlerle çalışmayı seviyorum… Eğrisi ile doğrusu ile ortak bir yapıt sunarak, ruhsal ve kişisel gelişimlerine katkıda bulunmak her şeye değer… Bir proje nasıl başlar, nasıl devam ettirilir, nasıl sonuç odaklı gelişir farkındalığını erken yaşta tespit etmeleri için zemin sunmak için çalışmalarıma ortak ettikçe iştahlarının kabarması çok mutlu ediyor beni… Yüreklendirmek, bir şeyler yapabildiklerini, büyükler ile birlikte yol alabileceklerinin ispatını sağlamak ve sundukları yetilerin takdir edilmesi küçük ve genç ruhların en büyük ihtiyacı. -Yeni bir roman hazırlığı var mı? -D.Uyar: İki yeni roman hazırlığım vardı ama bu projelerden birini senaryolaştırarak tiyatro oyununa çevirdim. Ayrıca bir yandan da başka bir senaryo hazırlığı içindeyim. Ama tiyatro senaryosu değil bu. Neler çıkacak ortaya, zaman gösterecek. Diğer roman ise biraz tarih kokacak… İçlerindeki çocukluğu günümüze aktararak şimdi yaşamaya çalışan kırk yaş üzeri büyük çocuklar… diyelim. Ama ne kadar zaman alır bilmiyorum. -Çok yönlü bir hayatınız var... Yazıyorsunuz, çiziyorsunuz ve aynı zamanda bir tiyatro ekibinde de yer almaktasınız... Bizim bilmediğimiz başka çalışmalarınız da var mı? -D.Uyar: Yönetmenliğini Oğuz Timorçin’in yaptığı ‘’Tiyatro Sandık’’ ekibinde yer almaktayım. Eylül ayında yeni bir oyunla sezona başlıyoruz. Diğer proje ise Melek Yılmaz, Bircan Çakırer ve üniversite öğrencisi olan genç müzisyen Yusuf Turhaner ile birlikte yola çıktık. Projenin adı ‘’Şiirbaz Kadınlar’’ Müzik eşliğinde değerli şairlerimizin yazmış olduğu eserleri seslendireceğiz. -Aynı zamanda bir sosyal aktivistsiniz. Birçok sosyal projeyi gizli kadronuzla yönettiğinizi biliyoruz. Bütün bu yoğunlukla baş edebilmenin bir sırrı var mı? -D.Uyar: Elbette var. Sadece “BEN!” diyenleri hayatımdan çıkarıp, “BİZ!” diyebilenlerle yol alıyorum. Kompleksleri ve zaafları olanlar zaten beni yarı yolda kendi istekleriyle sessizce terk ediyorlar. Ve bu durum hayatımı kolaylaştırıyor. - Dilek Uyar çok teşekkür ediyoruz bize zaman ayırdığınız için. ]]>
Yeni romanı İYİ Kİ… ile, 10-19 Haziran tarihleri arasındaki 2.Kartal Kitap Fuarı’nda okurlarıyla bul..

Yeni romanı İYİ Kİ… ile, 10-19 Haziran tarihleri arasındaki 2.Kartal Kitap Fuarı’nda okurlarıyla buluşacak olan Parmağımı Bırakma adlı romanın yazarı Dilek Uyar ile söyleştik.

-İlk romanınız ‘’Parmağımı Bırakma’’ İkinci romanınız ‘’İyi ki...’’ İlk romanın devamı niteliğinde mi? Kısaca içeriğinden bahseder misiniz?

-D. Uyar: Evet! İyi ki, Parmağımı Bırakma romanının devamı. Konusundan bahsetmeyelim okurlara sürpriz olsun. Devamında neler olduğunu, Halime’nin neler yaşadığını okuyarak tanıklık etmelerini istiyorum.

-‘’İyi ki...’’ adlı roman da, ilk romanınız gibi sosyal sorumluluk projesi olma özelliğini taşıyor mu?

-D.Uyar: Evet öyle sayılır. Her iki romanın da gelirinin belli bir kısmını SMA hastası çocuklarımıza ayırıyorum. Şu an Havin adlı çocuğumuza yoğunlaşmış durumdayım. Gittiğim bütün fuar ve imza günlerinde elde edilen gelirin belli bir bölümünü Havin’in kumbarasına atıyorum. Umarım Havin’in sağlığına kavuşmasında bir nebze de olsa katkımız olur. Biliyorsunuz ki SMA hastaları maalesef devletten tam manasıyla destek alamıyor. Bu nedenle çorbada tuzumuz olsun diyorum ve elimden geleni yapıyorum. Sürekli dile getirilen “Bir elin verdiğini öteki el bile bilmemeli” kavramına katılmıyorum. Bilmeli ki, emsal teşkil etsin ve gayretimiz birkaç kişinin çabası ile sınırlı kalmasın.

-Yeni romanınızın editörünün çok genç olduğu duyumunu aldık. Ayrıca her iki romanın da kapak resimlerinin çizimlerinin küçük yaştaki çocuklara ait olduğunu öğrendik. Özel bir sebebi var mı?

-D. Uyar: Özel bir sebebi yok. Aslında genel bir amacı var. Tercihim çocuk ve gençlerle çalışmak.

Öğretirken, bizler de öğreniyoruz. Karşılıklı gelişim alışveriş diyelim buna… İyi ki adlı romanın editörü on dört yaşında bir lise öğrencisi. Elif Almina Demir ile gurur duyuyorum.

Yedi yaşından beri tanıyorum Elif’i. Çok güzel bir iş çıkardığını düşünüyorum. Sanırım Türkiye’nin (araştırmadım ama) ve dünyanın en genç editörlerinden biridir diye düşünüyorum.

İlk roman Parmağımı Bırakma’nın kitap kapağı, romanın editörü sevgili hocam yazar, ressam Raif Zor’un torunu Arya Berrak Zor’a aitti ve beş yaşındayken çizmişti. Özellikle tercih ettik bir çocuk kaleminden çıksın diye. Hem kitabın konusunun içeriğinden dolayı, hem de öyle olsun istedim.

Yeni roman İyi ki’nin kitap kapağı ise yine sevgili editörüm ve aynı zamanda asistanım Elif Almina Demir’in kardeşi Rüzgar Demir’e ait. Yine çocuk elinden çıksın istedim. Çünkü çocuk yaşta gelin olan, zihinsel engelli bir gençle evlilik yapmak zorunda kalan Halime ve romanın kahramanı Ali, resimle ancak bu kadar güzel temsil edilebilirdi. Başka hiçbir özel sebebi yok. Sadece şöyle bir hedefim var; yetişkinler zaten kendi aralarında paslaşarak bir şekilde bilgi alışverişi yapabiliyorlar. Ama çocuklara ve gençlere kitlesel sorumluluklar yüklediğimizde kendilerini daha verimli hissediyorlar. Başarmanın haklı gururu ile geleceğe daha güvenle bakabilmeleri adına yapıyorum bunu. Çocuklarla ve gençlerle çalışmayı seviyorum… Eğrisi ile doğrusu ile ortak bir yapıt sunarak, ruhsal ve kişisel gelişimlerine katkıda bulunmak her şeye değer…

Bir proje nasıl başlar, nasıl devam ettirilir, nasıl sonuç odaklı gelişir farkındalığını erken yaşta tespit etmeleri için zemin sunmak için çalışmalarıma ortak ettikçe iştahlarının kabarması çok mutlu ediyor beni… Yüreklendirmek, bir şeyler yapabildiklerini, büyükler ile birlikte yol alabileceklerinin ispatını sağlamak ve sundukları yetilerin takdir edilmesi küçük ve genç ruhların en büyük ihtiyacı.

-Yeni bir roman hazırlığı var mı?

-D.Uyar: İki yeni roman hazırlığım vardı ama bu projelerden birini senaryolaştırarak tiyatro oyununa çevirdim. Ayrıca bir yandan da başka bir senaryo hazırlığı içindeyim. Ama tiyatro senaryosu değil bu. Neler çıkacak ortaya, zaman gösterecek.

Diğer roman ise biraz tarih kokacak… İçlerindeki çocukluğu günümüze aktararak şimdi yaşamaya çalışan kırk yaş üzeri büyük çocuklar… diyelim. Ama ne kadar zaman alır bilmiyorum.

-Çok yönlü bir hayatınız var... Yazıyorsunuz, çiziyorsunuz ve aynı zamanda bir tiyatro ekibinde de yer almaktasınız... Bizim bilmediğimiz başka çalışmalarınız da var mı?

-D.Uyar: Yönetmenliğini Oğuz Timorçin’in yaptığı ‘’Tiyatro Sandık’’ ekibinde yer almaktayım. Eylül ayında yeni bir oyunla sezona başlıyoruz. Diğer proje ise Melek Yılmaz, Bircan Çakırer ve üniversite öğrencisi olan genç müzisyen Yusuf Turhaner ile birlikte yola çıktık. Projenin adı ‘’Şiirbaz Kadınlar’’ Müzik eşliğinde değerli şairlerimizin yazmış olduğu eserleri seslendireceğiz.

-Aynı zamanda bir sosyal aktivistsiniz. Birçok sosyal projeyi gizli kadronuzla yönettiğinizi biliyoruz. Bütün bu yoğunlukla baş edebilmenin bir sırrı var mı?

-D.Uyar: Elbette var. Sadece “BEN!” diyenleri hayatımdan çıkarıp, “BİZ!” diyebilenlerle yol alıyorum.

Kompleksleri ve zaafları olanlar zaten beni yarı yolda kendi istekleriyle sessizce terk ediyorlar. Ve bu durum hayatımı kolaylaştırıyor.

- Dilek Uyar çok teşekkür ediyoruz bize zaman ayırdığınız için.

]]>
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.