Kazakistan‘da sıvılaştırılmış petrol gazı (LPG) fiyatlarının yüzde 100’ün üzerinde artırılmasının tetiklediği protesto dalgası karşısında Devlet Başkanı Kasım Cömert Tokayev‘in hükümeti görevden alıp zamları geri çekmesi ülkede gerilimi dindirmedi.
Protestolar, karakolların yanı sıra Uusal Güvenlik Komitesi binasının cephaneliğinin basılması eşliğinde silahlı isyana dönüşürken, en az 18 güvenlik görevlisinin öldürüldüğü, 2’sinin ise başlarının kesildiği belirtiliyor.
Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanlığını ‘kurucu lider’ Nursultan Nazarbayev‘den alan Tokayev, gelişmeleri ‘dış bağlantılı terör faaliyetleri’ olarak nitelendirerek ‘terör operasyonları’ başlattı. Tokayev, eski Sovyet cumhuriyetlerinin bir kısmının oluşturduğu Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’ne (KGAÖ) yardım çağrısında bulundu.
KGAÖ Anlaşmasının 4. maddesi uyarınca ükeye barış güçleri gönderilmesi kararı çıktı. Rusya ve Belarus’tan ilk barış güçleri ülkeye ulaşırken, kararı duyuran KGAÖ Dönem Başkanı Ermenistan da barış gücüne asker gönderiyor. Batılı yorumcuların Kazakistan’daki isyanın ABD ve NATO ile güvenlik garantileri anlaşmalarını müzakereye hazırlanan Rusya’nın dikkatini güneydoğudaki komşusuna çevirmesiyle ‘elinin zayıflayacağını’ iddia etmeleri dikkat çekiyor.
Kazakistan’daki gelişmeleri Ankara Politikalar Merkezi’nin kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Kanbolat ile konuştuk.
‘Olayların arkasında Amerika, Rusya, Çin, uzaylılar ya da teröristler var demek bunu küçümsemek demek’
Hasan Kanbolat’a göre, Kazakistan’ın bağımsızlığının 30. yılında gelen isyan dalgasında Sovyet döneminde kazanılan hakların yitirilmesi ve sosyalizmin kazanımlarının yerine bir şey konulamaması etkili. Halk hareketinin küçümsenmesinin doğru olmadığını söyleyen Kanbolat, “Olayların arkasında Amerika, Rusya, Çin, uzaylılar ya da teröristler var demek bunu küçümsemek demek” vurgusunu yaptı:
‘Kazakistan’daki süreç zayıflatmayacak, daha da güçlendirecek’
Kazakistan’ın ‘kurucu lideri’ Nazarbayev’in görevden çekilmesini bildiğini ancak ipleri tamamen bırakmadığını söyleyen Kanbolat, bunun kendisini de hak etmediği şekilde yıprattığı görüşünü dile getirdi. Kazakistan’da elitlerin dönüşümü yaşanmaya başlandığını söyleyen Kanbolat, sürecin zayıflamaması ve bu dönüşümün daha da güçlenmesi beklentisini dile getirdi.
Kanbolat, Rusya lideri Putin’in aralık ayında St. Peterburg’daki eski Sovyet liderlerinin zirvesinde Tokayev’e yönelik Rusya basınında yer alan sözlerini de anımsattı:
“Nazarbayev’i küçümsememek lazım. Sonuçta Nazarbayev hem yaşlandığı için hem de artık bu durumu da gördüğü için çekilmesini bildi. Fakat ipleri tamamen bırakmadı. Yönetim ve ekonomiden kendi eliti elini çekmedi, kızı dahil olmak üzere. Bu da Nazarbayev’in daha da yıpranmasına neden oldu. Hak etmediği bir şekilde daha fazla yıprandı ve bu noktaya hep birlikte ülkenin sürüklendiğini görüyoruz. Tokayev değil, kim gelirse gelsin bunu idare etmesi mümkün değildi. Burada Kazakistan’da elit dönüşüm yaşanmaya başlandı. Nazarbayev ve ekibinin oluşturduğu yönetim ve ekonomide ağırlıklı olan oligark yapının şimdi çözüldüğünü, ülkeyi terk etmeye başladığını, saklandığını görüyoruz ki ciddi bir elit dönüşümü de yaşanıyor. Gelen yeni bir elit ekip ele almaya başladı. Nazarbayev’den Tokayev’e ülke yönetimi geçerken de yaşanmaya başlamıştı. Dünyayı daha fazla algılayan genç bir yönetim elitinin, ekonomik elitin Kazakistan’da devreye başladığını görüyorduk ki bu evrim şimdi devrim haline de geliyor. Kanaatimce Kazakistan’da bu süreç zayıflatmayacak, daha da güçlendirecek. Örneğin Aralık ayında St. Peterburg’da önemli bir zirve olmuştu. Eski Sovyetler Birliği liderleri toplanmıştı, Rus basınına da yansıdı. Burada Tokayev-Putin görüşmesinde Tokayev’in Putin’e Kazakistan modelini övdüğünü, ekonomik, siyasi başarılar olduğunu, halkın çok rahat olduğunu ballandırarak aktardığını gazeteler ifade etti. Putin de şunu demiş, ‘Saddam Hüseyin de son günlerinde aynı şeyleri söylemişti.’ Demek ki bir dönüşüm beklentisinin de istihbarat raporlarının geldiğini görmemiz gerekiyor.”
‘Bu dönüşümden kendilerine pay çıkarmaya çalışan Batı’da konuşlanmış grupların başarılı olabileceğini düşünmüyorum’
Kazakistan’da bu dönüşümden kendine pay çıkarmaya çalışan Batı’da konuşlanmış muhalefet grupları da olduğunu belirten Kanbolat, ancak bunların başarılı olabileceklerini düşünmediğini söyledi. Kazakistan’da dünyayı daha iyi tanıyan ekonomik ve siyasi elitin etkinliğini artırması ve dengelerini bulmasını bekleyen Kanbolat, bu sürecin tüm coğrafyayı etkileyeceği değerlendirmesinde bulundu:
‘KGAÖ açıklamasını dönem başkanı olduğu için Ermenistan yaptı, Rusya asker gönderme konusunda istekli davranmıyor’
Kanbolat, Tokayev’in çağrısı üzerine KGAÖ’nün yardım kararını dönem başkanı olması nedeniyle Paşinyan’ın yaptığını belirtirken, Türkiye’de bu konunun yanlış anlaşıldığını vurguladı. Kanbolat’a göre Rusya iç işlerine karışmak ve asker gönderme konusunda istekli davranmıyor. Çin’in de Orta Asya’da ekonomik ve siyasi oarak en az müdahil olduğu ülkenin Kazakistan olduğunu söyleyen Kanbolat, Batılıların siyasi müdahilliğine de ihtimal vermedi:
‘Türkiye ve Türk Konseyi olaylar yumuşadıktan sonra katkı yapabilir’
Türkiye’nin iç işlerine karışmama ilkesiyle çözüme vurgu yapmasının doğru tutum olduğunu söyleyen Kanbolat, Türk Konseyi’nin de olayların yatışmasının ardından barışçı katkı yapabileceğini belirtti. Kanbolat, Türkiye’deki kimi aydınların da Türk dünyasını salt devlet odaklı görmek yerine, halk ve insan odaklı bakmaları ve gerektiğinde eleştirel olmalarının önemini anlaması gerektiğini dile getirdi:
TR Sputnik
İstanbul’un Siyasi Gazetesi