Güvercinler güneşten sessizliği toplarken sessizce seni düşündüm,
Dilimde yeni bir umut şarkısıyla sabahın tadını çıkarmaya çalışıyorum
Her şeyden vazgeçmiştim/ ne aşktan ne de şehvetten
Anlaşılmaz bir yüz ifadesiyle her gölgedeydim
Şafakla birlikte ay bir mum gibi eriyordu
Karanlık sessizliğin şehrindeyim, anılarım soluyor, sokaklar gri sis içinde
Dağların çivilendiği ve titrediği yerde ağlarım
Sesim yalnızlıkta yankılanırken nasıl bir iklimde olduğunu merak ediyorum.
Kar ve buz diyarında uzun geceler
Hangi sesle beni yürekten çağırıyorsun?
Hafif bir esintinin kanadında bir yer arıyorum
Belki güneş gibi her dar kapıdan geçebilirim
Bir çocuğa yürümeyi öğrettiğin gibi bana tekrar gülümsemeyi öğretiyorsun
Kötü olan her şey seninle yeniden başlar, birbirimize sarılırız
Zümrüt bir anka kuşunun tüylerini senmişsin gibi okşuyorum
Seninle ormanın derinliklerinde yürüyorum
Kaybedilen zamanı telafi etmek istercesine her yolun kavşağında soluklanıyor, zevklerimizi birleştiriyoruz.
Bahar olmadan güzellik ve tat olmaz.
Etrafımızda güneşin doğuşunu, güneş ışığının aurasını ve her dar kapıdan bizi izleyen muhabbet kuşları vardı.
Nemli yeşil çayırlarda çığ düşüyoruz, sakalım karışıyor, melodi tonunu kaybediyor
Yağmurun küstahlığında rüzgar kurşun gibi ağırlaşıyor
Gökyüzü ikiye bölünebilseydi
Rüzgârla nehirleri yutmaktan çekinmezdi
Kükreyen dorukta yankılanan ter akıntılarımızda
Şiirler kaldığı yerden yeniden yazılmalıdır.
Aşk, lahdin üzerinde yazılanlarla sınırlı kalmayacaktı.
Güneş batmak üzereydi.
Hafif bir esinti beni kavak ağacı gibi salladı. Büyük bir şehvetin zirvesindeydim ve hazzın doruğuna ulaşmıştım ve kahvenin en nahoş tadı dilimdeydi ve kuşlar cıvıldamasaydı , bilinmeyen birçok zevkin doruklarına ulaşırdım. .
Oturduğum yerden kalktım herşeye rağmen hayat beni bekliyordu. .
Caroline Laurent Turunc
caroline_laurent_turunc