Eski bir asker olarak ben de subay- astsubay- üst subay ve general orduevleri ayrımını onaylamıyordum.
AK PARTİ bu konuda biraz taraflı da olsa doğru bir hamle yaparak, ayrımı kaldırdı. Artık tüm orduevlerine
askeri kimlik kartı olan her rütbeli ve emekli asker rahatlıkla girip yemek ve konaklama hizmeti alabiliyor. Tek
istisnası var. Bilmem kaç yıl önce 1- 2 orduevi ve askeri kamp varken çıkartılan yönetmeliğe göre müstafi
(istifa etmiş) subay ve astsubayların, artık neredeyse her garnizonda bulunan orduevleri ve/ veya
misafirhanelerde, kamplarda konaklaması yasak. Eğer yabancı misyon- askeri personeli, siyasetçi, bürokrat,
emekli de olsa askeri personelin damadı- çocukları- gelinleri ile Sayıştay- Maliye- İçişleri vb. bakanlık
denetçisiyseniz kalabiliyorsunuz. Neymiş efendim! Genel kurmay izin verirse kalınabiliyormuş. Geçin bunları.
Gece gitmişsin Ankara’ya ve orduevinde kalmak isteyen bir müstafi subay- astsubay o saatte Genel
Kurmaydan yetkili kişiyi nasıl bulsun? Mesai saatinde bile ulaşmaz zorken..
Konumuz belediyelerde özellikle yemek hizmetleri olduğu için bu konuyu bir kenara koyarak devam edelim.
Malumunuz olduğu üzere Belediyelerde şu kategorilerde personel çalışıyor;
Norm kadroya tabi memurlar
Norm kadroya tabi işçiler
696 sayılı KHK- Kanun Hükmünde kararnameyle kurulmuş personel şirketlerinde çalışan işçiler
Sözleşmeli personel
Geçici sözleşmeli personel
Uzmanlar
Taşeron şirketlerin işçileri (Unuttuklarım olabilir.)
Hani sayın Akşener ve Kılıçdaroğlu açıklamalarında öğretmen kadro ve görevlendirmeleri için eleştiride
bulunuyor ya! Neden belediyelerde de benzeri bir ayrışmanın yapıldığından bahsetmezler anlamak zor. Elinizi
tutan mı var? İlle de iktidar olmanız gerekmez, buyurun belediyelerinizde uygulayın ki vatandaş görsün.
Laf açıldığında; şubeleri- organizasyonlarının parçası olmayan, görev ve sorumluluk alanları dışında olsa da
sahiplendikleri YEREL YÖNETİMLERİ, sanki amiriymiş gibi talimatlarla yönetmeye kalkıp, “Ücretler en az şu
kadar olsun, sosyal yardımları artırın, kış gününde kimse yatağa aç girmesin” vb. söylemlerle siyaset yapmak
işlerine geliyor. Halbuki İL- İLÇE- BELDE başkanları üzerinden yapacakları etkin çalışmalarla, Yerel Yönetim
çalışmalarına destek verip YERELDE KALKINMA ve YERELDEN KALKINMA POLİTİKALARI oluşturmak asıl
görevleri değil mi?
O kadar sorun var ki Belediyelerde bir türlü sadede gelemiyoruz. Ancak bu hatırlatmaların da çok önemli
olduğunu düşünüyorum.
Konu çok derin ve detaylı. Kalem, kalem gidersek yeni bir kitap yazmak zorunda kalırım. O nedenle, yetkili ve
sorumlu kişilere katkıda bulunabilmek ve uygulamalardaki yanlışlıklara dikkat çekebilmek için Sayıştay
denetimlerinin özetini çıkardığım BELEDİYELERDE SİSTEMATİK HATALAR VE ÇÖZÜMLER kitabımdan alıntılar
yaparak, bir nevi Sayıştay içtihadı niteliğinde konuyu anlatmaya çalışacağım. Sade vatandaş için biraz karışık
gelse de ilgililer, ilgili oldukları halde ilgisiz davranan siyaset kurumunun dikkatini çekeceğinden eminim.
Devlet Memurları Yiyecek Yardımı Yönetmeliği Md. 2; Yemek yardımından 657- DEVLET MEMURLARI KANUNU göre
memurlar yararlanabilir. 2014 Bütçe Kanunu ekli E Cetveli 36 No uyarınca yemek maliyetinin en az 1/3’ü memurlardan
alınır. Sürekli işçi kadrosunda sözleşmeli ve hizmet ihalesiyle alınan personele yemek yardımı mevzuata aykırıdır. Yemek
maliyetinin tamamı yemek servisinden faydalanan ilgililerden alınması gerekir. Md. 3; “Yiyecek yardımı yemek verme
şeklinde yapılır. Bu yardım karşılığında nakden bir ödemede bulunulmaz.”
Maliye Bakanlığı KDV Tebliği; “2.3.Kamu Kuruluşlarınca Personele Sağlanan Hizmetler” 3065- KDV KANUNU Md. 1.3.g;
“Kurum ve kuruluşların ticari, sınaî, zirai ve mesleki nitelikteki teslim ve hizmetleri KDV’ne tabidir. Kışla kantini, kamu
misafirhane, kreş, yemekhane, eğitim ve dinlenme tesisleri işletilmesi veya yönetilmesi kâr amacı taşımayıp ticari
faaliyet kapsamına girmediğinden, münhasıran ilgili kurum ve kuruluş mensuplarına hitap etmeleri şartıyla vergiye tabi
tutulmaz.”
193- GVK- GELİR VERGİSİ KANUNU “Ücretlerde” Md. 23.1.8; “Hizmetlilere işverence yemek verilerek sağlanan
menfaatler GV yönünden istisna olup, nakdi yemek bedeli ödemesi ile menfaatler ücret olarak vergilendirilir.”
5510 ve GSS göre çıkarılan İşveren Uygulama Tebliği Md. 7.1.1; “Yemek Paraları (Yardımı)” “Sigortalılara yemek parası
adıyla yapılan ödemeler, işyeri veya müştemilatında işverence yemek verilmemesi şartıyla, fiilen çalışılan gün sayısına
göre 16 yaşından büyükler için belirlenen günlük asgari ücretin %6’sının, yemek verilecek gün ile çarpılması sonucu
bulunan miktarı, prime esas kazançların tespitinde dikkate alınmaz, dolayısıyla bu tutardan prim kesilmeyecektir.”
5393- BELEDİYE KANUNU Md. 49.3 “Görevlendirilen sözleşmeli personel, vize hariç 657/ Md. 4.B göre istihdam
edilenlerle aynı hükümlere tabidir. “Gelecek yıllara yaygın hizmetler.” Md. 67 ile hangi işlerin ihale yoluyla üçüncü
şahıslara gördürülebileceği tek tek sayılmış; “….. meclis ve karar yetkilisi onayıyla.. park, bahçe, sera, refüj, kaldırım,
havuz bakımı ve tamiri, araç kiralama, kontrollük, temizlik, güvenlik ve yemek hizmetleri, makine- teçhizat bakım ve
onarım işleri, bilgisayar sistem ve santralleri ile elektronik bilgi erişim hizmetleri, sağlıkla ilgili destek hizmetleri, fuar,
panayır ve sergi hizmetleri, baraj, arıtma ve katı atık tesislerine ilişkin hizmetler, kanal bakım ve temizleme, alt yapı ve
asfalt yapım ve onarımı, trafik sinyalizasyon ve aydınlatma bakımı, sayaç okuma ve sayaç sökme-takma işleri ile ilgili
hizmetler, toplu ulaşım ve taşıma hizmetleri, sosyal tesislerin işletilmesi ile ilgili işler, süresi ilk mahallî idareler genel
seçimlerini izleyen altıncı ayın sonunu geçmemek üzere ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürülebilir.”
5018- KAMU MALİ YÖNETİMİ VE KONTROL KANUNU “Ertesi Yıla Geçen Yüklenme” Md. 27; “Niteliği gereği malî yılla
sınırlı tutulamayan ve sürekliliği olan ertesi yıla geçebilecek yüklenmeler, üst yönetici onayıyla, her işin bütçede
öngörülen ödeneğinin %50’sini, izleyen yıl haziran ayını geçmeyip 12 ayı aşmamak üzere; a) TSK’nin bakım, onarım ve
imalat işleri. b) Yiyecek, yakacak, akaryakıt, madeni yağ alımı. c) Temini ve korunması güç ilaç, aşı, serum ve tıbbi sarf
malzemeleri. d) Süreli yayınlar, taşıma, koruma, güvenlik, temizlik ve yemek hizmetleri vb.”
SGK 2009/ 37 Genelge sayı 2.2.9; 657/ Md. 4.B göre geçici sözleşme ile çalışanlar, 5510- SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL
SAĞLIK SİGORTASI KANUNU Md. 4.1.a kapsamında sigortalı işçi sayılır.
Belediye ve bağlı kuruluşlarında çalışan sözleşmeli personele temelde üç çeşit ödeme yapılır; Sözleşme ücreti, Ek ödeme
ve Sosyal denge ödemesi. Sözleşme ücreti prime esas kazançtır. 375 KHK Ek Md. 9 ile istisna var, prime esas kazanca
dâhil edilmiyor. Sosyal denge tazminat ödemesi 375 Ek Md. 15’de düzenlenir. (Bakınız yemek yardımından bahsetmiyor.
5018- KAMU MALİ YÖNETİMİ VE KONTROL KANUNU Md. 50; “Tüm mali işlemlerin muhasebeleştirilmesi gerekir..”
şeklindeki düzenleme uyarınca, yemekhane gelir/ gideri muhasebeleştirilerek raporlanması gerekir.
30.12.2005/ 26039 RG Kamu Kurum ve Kuruluşlarınca İşletilen Sosyal Tesislerin Muhasebe Uygulamalarına Dair Esas
ve Usuller Md. 4; “Yemekhaneler de sosyal tesis sayılır. Yemekhane mali iş ve işlemleri muhasebesi: *İdareden bağımsız
sosyal tesis faaliyetleri, belirli dönemlerde idareden ayrı raporlanır. Md. 5; “Tesis varlık ve kaynakları, gerçeğe uygun ve
saydam muhasebeleştirilir.” Md. 7; “Gayrisafi hasılatı 500.000 TL’yi aşmayan sosyal tesisler, işletme defteri tutar.” Md.
12; “Faaliyet dönemi sonu mali tablolar idareye gönderilir, başka sosyal tesislerin tablolarıyla konsolide edilir.”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tebliğinde ise, “…fiilen çalışılan gün sayısı dikkate alınarak 16 yaşından büyüklerde
günlük asgari ücretin %6’nın yemek verilecek gün sayısı ile çarpılmasıyla bulunacak miktar, aylık sigorta primine esas
kazançların hesaplanmasında dikkate alınmayacağı” belirtilmiş. Ayrıca çalışana ödenen yemek ve yol bedeli, sigorta
prim tablosunda gösterilmeli.
Hizmet Alımı İşleri Fiyat Farkı Kararnamesi “Asgari Ücret ve Diğer İşçilik Maliyetindeki Değişiklikten Kaynaklanan Fark”
Md. 8; “(c) …(Yürürlükten kalkan) 506- SOSYAL SİGORTALAR KANUNU Md. 77.2 göre sözleşmede öngörülen ücret
ekleriyle, işverence karşılanan sosyal sigorta primive işsizlik sigorta primi toplamında ki fark, (a, b ve c bentleri toplamı),
506 göre işveren nam ve hesabına Hazinece yapılacak ödemeler de dikkate alınıp, Md. 7’de ki esaslar uygulanmaksızın ödenir veya kesilir.
” Md. 8.c gereği hizmet alımı işinde, iş süresi boyunca günlük tek bir yemek bedeli öngörülüyorsa,
yılın ikinci yarısında asgari ücret artınca, sigorta primine esas yemek bedelinden istisna edilecek tutar da artar,
dolayısıyla yüklenicinin sigorta prim maliyetinde azalma olur. Bu durumda fiyat farkı kesintisi yapılması gerekir.
Bu mevzuat açıklamalarına göre Sayıştay tarafından bulunan hataları ve örnekleri aşağıdaki tablolarda
paylaşıyorum;
Yani belediyeler kendilerine göre pratikler ve kurallar oluşturmuşlar.
Sosyal denge tazminatları içinde yer almaması ve kanunen koyulmuş limitlere göre ödeme/ yararlandırmalar
yapılması gerekmesine rağmen, ülkemizin enflasyonist piyasa koşullarında yetersiz kalan limitleri personel
lehine düzeltebilmek için yönetimler ve sendikalar toplu sözleşmeler ve sosyal denge tazminatlarına
dayanarak, zimmet suçlamasıyla muhatap olmayı da göze alarak artışlar/ iyileştirmeler yapmayı tercih
etmişler/ ediyorlar. Keşke sorumluluk makamında olan muhalefet dahil siyasetçiler gidip dinleseler de, kendi
kurullarında görüşerek, iktidara geldiklerinde bu ve benzeri karmaşık sorunlar hakkında ne gibi düzenlemeler
yapacaklarını planlayıp seçmenle paylaşsalar. Yoksa iktidara gelince komisyon kurup, 3-4 sene komisyonun
kararını bekleyip de, bir sonraki seçimde tekrar iktidar olursak çözeceğiz, yapacağız, halledeceğiz demeseler.
Bu karmaşadan kurtulmak için seçilen yollardan birisi de yemekhaneleri kaldırıp personele yemek bedelini
nakit ödemek. Bu durumda mevzuat GV- Gelir Vergisi kesilir diyor. Kesmeyen varsa yandı.
Bir de şöyle sorun var. Memur, işçi, sözleşmeli ve yöneticilere farklı yemek ücretleri ödeniyor. Bilmiyorum
aldığı ücrete göre ödeyen var mı? Mevzuata bakarsan asgari ücrete oranlamış.
Siyasi irade en başta da verdiğim orduevleri örneğinden yola çıkarak, kişiyi/ bireyi esas alan düzenlemeler
yaparak, işçi- memur- sözleşmeli- uzman vb. ayrımları yapmadan, insani temellere dayalı bir çözüm getirerek
bu işleri düzenlemelidir. Memurun midesi ile işçinin midesi farklı değildir. Sağlıklı bir çalışma performansı için
alacakları kalori sınırını kimse kafasına göre belirleyemez/ belirlememeli. Madem ki hizmette performans
isteniyor, o halde ayrım yapmadan, uygun çalışma koşulları ile en temel ihtiyaç olan beslenme konusunda
sorumluluğunuzun gereğini yapın kardeşim. Bu karmaşık mevzuat nedeniyle samimi ve personel lehine
çözümler üretip, şahsi olarak zimmet suçuyla yargılananları kurtarmak da siz siyasetçilerin görevidir.
İstisnalar olmaz mı? Tabii ki olur. Bazı tehlikeli işlerde çalışanlara yoğurt verilmesi, ek beslenme tayınları
çıkartılması, Zabıta gibi çift vardiya çalışmak zorunda kalanlara, büro hizmeti ve dışarıda çalışanlara ek
kumanya ve/ veya yemek bedeli ödenmesi gibi ayrıcalıklar sağlanabilir.
Bu yazımdan sonra siyasi partiler belediyelerde İnsan Kaynakları ve Mali İşler müdürlerini dinlesin. Bakalım
Sayıştay ilamları ve yargı yoluyla kendisine zimmet çıkartılmayan kaç müdür var? Bir hatırlatma yapalım. Eğer
belediye başkanları bu kararları uygulamayıp, tahsilatları ilgili personelden zamanında yapmazsa, görevden
ayrıldıktan sonra şahsi borç hanesine yazacağı için malına, maaşına haciz gelecektir. Demedi demeyin.! Hiçbir
iyilik bu ülkede cezasız kalmaz.!!
Ramazan’da halka iftar çadırı kurup binlerce öğün yemek vermek, sosyal yardıma muhtaç ailelere ayni olarak
yemek yardımı yapılmasını hoş gören iktidarıyla, muhalefetiyle tüm belediyeler ve İÇ- DIŞ deneticiler, neden
personele verilen yemek bedelleri ve/ veya hizmetleri konusunda titizlik gösterip, sorumlular için zimmet
çıkartıyor? Tamam, onlar da mevzuatlara göre görevlerini yapmak zorundalar ama yok KDV içinde kaydetmiş,
yok GV’den istisna etmemiş vb. suçlamalarla uğraşmak yerine, bu fakirin dile getirdiğinden çok daha fazlasını
yaparak, en basit ve sade olarak mevzuatın yeniden düzenlenmesi ve bir devlet kurumu olan belediyeler ile
tüm kamu kurum ve kuruluşlarındaki kadrolu, kadrosuz, sözleşmeli, geçici sözleşmeli ayrımı yapılmadan
devlete hizmet eden personele, en uygun beslenme olanakları sağlanarak, bu işle meşgul olan siyasetçiler/
sorumlulara da kötü niyetli olanlar hariç, zimmetle suçlanma koşullarının giderilmesi yönünde gerekli
önerileri yaparak hizmet edebilirler.
“Belediyeciliği biz biliriz, yerelde kalkınma bizim işimiz” gibi iddiası olanlar önce kamu ve yerel yönetim
personeline olan görevlerini ve sorumluluklarını hakkıyla yerine getirmek zorundadırlar diye düşünürüm.
Sevgiler ve saygılar sunuyorum.
Ahmet Baybars GÖĞEZ