GIDA TERÖRÜ S.O.S VERİYOR!
Türkiye, özellikle öğrenci yurtları, askeri tesisler ve toplu yemek hizmeti sunan yerlerde yaşanan gıda zehirlenmeleri ile sarsılıyor. En son, Almanya'dan gelen bir aileden anne ve 2 çocuğunun hayatını kaybetmesi gibi trajik vakalar, sorunun yalnızca "dışarıdan yemek yemeyin" gibi yüzeysel bir uyarıyla geçiştirilemeyecek kadar derin olduğunu kanıtladı. Özellikle son yıllarda ‘’ekonomik kriz’’ gerekçesi ile en basit yiyeceklerin bile fiyatlarının fahiş denebilecek oranda yükseldiğini düşünürsek ‘’paramızla öldürülüyoruz’’ isyanında haksız sayılmayız.
Gıda güvenliğindeki ihmaller zinciri, artık münferit bir sorun olmaktan çıkıp, "gıda terörü" olarak adlandırılan, halk sağlığını doğrudan tehdit eden bir krize dönüştü. Tüketici olarak dışarıda güvenle yemek yeme hakkımız elimizden alınırken, uzmanlar denetimdeki çok başlılığın, cezaların caydırıcı olmamasının ve şeffaflık eksikliğinin bu felaketlerin asıl sorumlusu olduğunu belirtiyor.
Peki, devlet bu hakkı korumak için hangi mekanizmaları işletiyor? Denetim, yetki ve ceza sistemleri ne kadar caydırıcı?
Denetimde Üç Başlı Yapı ve Kör Noktalar
Türkiye'de gıda güvenliğinin sağlanması, Tarım ve Orman Bakanlığı, Belediyeler ve Sağlık Bakanlığı arasında dağılmış bir yetki karmaşası içinde yürütülmektedir. Bu karmaşa, özellikle toplu tüketim yerlerinde koordinasyon eksikliğine ve denetim boşluklarına yol açmaktadır.
Tarım ve Orman Bakanlığı: Birincil yetkili olmasına karşın, milyonlarca işletmeye yetecek denetçi kadrosu ve bütçesinin yetersiz kaldığı sıkça eleştirilmektedir.
Sorun: Denetimlerin sayısı yüksek görünse de (2023'te 1.3 milyondan fazla), uzmanlar denetimlerin riske dayalı, haber verilmeksizin yapılan, nitelikli analizler yerine, genellikle rutin evrak kontrolünden ibaret kaldığını belirtiyor.
Uzmanlardan Kritik Çağrı: "Denetim Değil, Doğrulama Sistemi Şart"
Gıda Mühendisleri Odası ve akademik çevre, mevcut sistemin pasif kaldığını ve acilen proaktif bir yapıya geçilmesi gerektiğini vurguluyor:
Uzman Görüşü: "Devletin rolü, sadece denetleyicilikten çıkıp, üreticinin kendi sorumluluğunu fiilen yerine getirip getirmediğini doğrulayan bir mercii olmalıdır. Denetimler, rastgele olmaktan çıkarılıp tamamen riske dayalı bir modele geçirilmelidir. Bir işletmenin hijyen standardı, sadece görsel bir denetimle değil, yetkili laboratuvarlarda yapılan kimyasal ve mikrobiyolojik analizlerle doğrulanmalıdır."
Ayrıca, Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) benzeri, siyasi etkiden bağımsız, sadece bilimsel verilere dayalı kararlar alacak bağımsız bir otoritenin kurulması gerektiği de en önemli talepler arasındadır.
Ceza Sistemi: Haksız Kârın Yanında 'Maliyet'
Gıda güvenliğini ihlal eden işletmelere uygulanan idari para cezaları ve hapis cezaları (5996 Sayılı Kanun), caydırıcılıkta yetersiz kalmaktadır.
Caydırıcılık Sorunu
Özellikle büyük ve kurumsal işletmeler için kesilen idari para cezaları, taklit ve tağşiş (hile) sonucu elde edilen haksız kârın yanında düşük kalmakta ve bu cezalar adeta bir "üretim maliyeti" olarak görülmektedir.
Yargının Ağır İlerlemesi
İnsan sağlığını tehlikeye atan vakalarda açılan adli süreçler ise maalesef uzun sürmekte, bu süreçte işletmenin faaliyetlerine devam etmesi, riskin sürmesine yol açmaktadır.
4. Avrupa’da Denetleme Süreci Nasıl İlerliyor?
Şeffaflıkta Sınıfta Kaldık
Avrupa Birliği ülkelerinde gıda güvenliği alanındaki en büyük fark, caydırıcılık ve şeffaflıktır.
Kıyaslama Alanı
Türkiye
Avrupa Birliği Ülkeleri (Genel)
Ceza Miktarı
Maktu veya düşük oranlı idari cezalar.
Ceza miktarları genellikle ciroya oranlanarak belirlenir, caydırıcılığı çok yüksektir.
Denetim Şeffaflığı
Taklit/tağşiş listesi yayınlanıyor, ancak anlık hijyen bilgisi yok.
Hijyen derecelendirme skorları işletmenin kapısında zorunlu olarak sergilenir (örneğin 5 üzerinden puanlama).
Odak Noktası
Rutin denetimler.
Risk Analizi ve yüksek uzmanlık gerektiren HACCP uygulamaları.
Tüketici Dernekleri, vatandaşların güvensiz gıdaya mahkûm edildiğini belirterek, çözümün sadece sistemsel reformlarla mümkün olacağını vurguluyor:
Tam Şeffaflık Zorunluluğu: Gıda hijyen denetim skorlarının (A, B, C veya 5 üzerinden puanlama) tüm lokanta ve işletmelerin girişinde zorunlu olarak asılması.
Caydırıcı Hapis Cezası ve Finansal Yaptırım: Halk sağlığını kasten tehlikeye atanlara verilen hapis cezalarında ertelemenin kaldırılması ve idari para cezalarının işletme cirosuyla orantılı olarak artırılması.
Tüketicinin Güçlendirilmesi: Vatandaşların şüphelendiği gıda ürünlerini ücretsiz veya düşük ücretle test ettirebileceği, bağımsız gıda kontrol laboratuvarlarının kurulması.
Gıda terörüne karşı mücadele, kişisel vicdanlara değil, güçlü bir devlet otoritesine, şeffaf bir sisteme ve sıfır tolerans ilkesine dayanmak zorundadır.
Avrupa Ülkeleri kıyaslama bilgileri: Yapay zeka Gemini