Suriye Türkmenlerinin Görmezden Gelinmesi ve Türkiye'nin Dış Politika Çelişkileri
Suriye Türkmenlerinin Görmezden Gelinmesi ve Türkiye'nin Dış Politika Çelişkileri
Suriye’deki iç savaşın en dramatik boyutlarından biri, ülkenin farklı etnik ve dini gruplarının yaşadığı ayrışma ve dış müdahalelerdir. Bu çerçevede, Türkiye’nin de dâhil olduğu bölgesel güçlerin çıkarları doğrultusunda şekillenen stratejiler, bazen kendi vatandaşlarını ve müttefiklerini göz ardı edebiliyor.
Suriye’deki iç savaşın en dramatik boyutlarından biri, ülkenin farklı etnik ve dini gruplarının yaşadığı ayrışma ve dış müdahalelerdir. Bu çerçevede, Türkiye’nin de dâhil olduğu bölgesel güçlerin çıkarları doğrultusunda şekillenen stratejiler, bazen kendi vatandaşlarını ve müttefiklerini göz ardı edebiliyor.
Yeşim Tütün
Son dönemde, IŞİD’ci El Julani'nin liderliğindeki Suriye rejiminin kurduğu Ulusal Diyalog Buluşması’na 5 milyondan fazla Suriye Türkmeninin davet edilmemesi, Türkiye’nin dış politikasında ciddi bir çelişkiye işaret etmektedir.
Türkiye’nin Suriye Politikası ve Türkmenler
Erdoğan’ın, Suriye topraklarındaki müdahalesinin bir gerekçesi olarak Suriye Türkmenlerinin haklarını savunduğu biliniyor. Ancak, El Julani’nin Suriye’deki rejime bağlı olarak kurduğu Ulusal Diyalog Buluşması'nda Türkmenlerin dışlanması, Türkiye’nin bu gruba olan yaklaşımını sorgulatıyor. Halep ve Şam gibi stratejik Türkmen yerleşim yerleri üzerinden siyasi mesajlar veren ve bu bölgelerdeki Türkmen nüfusunun durumunu sürekli gündemde tutan AKP ve yandaşları, son gelişmelere karşı sessiz kalmakta.
Suriye Türkmenleri, Suriye iç savaşının başlangıcından itibaren Türkiye ile yakın bir ilişki kurmuş, bir anlamda Türkiye'nin Suriye politikasının önemli bir parçası haline gelmişti. Ancak IŞİD’in eski liderlerinden El Julani’nin, Türkmenleri görmezden gelmesi, Türkiye’nin sözde müttefiklerinin bu gruba yönelik tutumuyla ne kadar uyumsuz olduğunun bir göstergesi. Hem IŞİD hem de El Julani, Suriye Türkmenlerine yönelik ayrımcı ve dışlayıcı bir yaklaşım sergileyerek, Türkiye'nin bu gruptan beklentilerine ters düşen bir politika izliyorlar.
İsrail'in Suriye Politikası ve AKP’nin Sessizliği
Diğer taraftan, İsrail’in Suriye’nin Golan Tepeleri’ndeki topraklarını işgal etmesi ve Suriye’nin su kaynaklarının yüzde 40’ını kontrol altına alması, bölgedeki stratejik dengeleri ciddi şekilde sarsmaktadır. İsrail’in bu hamlesine karşı AKP hükümetinin tepkisizliği dikkat çekicidir. Özellikle Suriye’nin doğal kaynakları ve askeri tesislerine yönelik İsrail’in sistematik saldırıları, Suriye rejimi ile işbirliği içinde yürütülüyor. Ancak AKP ve destekçileri, bu konuda herhangi bir güçlü duruş sergilemektense, daha çok iç siyasetteki söylemlerle gündemi meşgul etmeyi tercih etmektedir.
İsrail’in Golan Tepeleri'nde ve diğer stratejik alanlarda gerçekleştirdiği bu işgal hamlelerine karşı duyarsız kalmak, sadece Türkiye’nin bölgedeki etkisini zayıflatmakla kalmayacak, aynı zamanda Türkiye’nin söylemleri ile eylemleri arasındaki çelişkileri derinleştirecektir. Halep 82 ve Şam 83 gibi projelerle Türkmenler üzerinden bir siyasi kazanım elde etmeye çalışan AKP, İsrail’in işgali konusunda ise sessiz kalmayı tercih etmektedir. Bu durum, Türkiye’nin Suriye politikalarının tutarsızlığını ve uluslararası arenada yalnızlaşan stratejilerini gözler önüne sermektedir.
El Julani’nin Yükselişi ve AKP’nin Tutumu
Suriye’deki savaşın karmaşık doğası, birçok eski IŞİD militanının yeni bir kimlik ve güç yapısına bürünmesine olanak tanımıştır. El Julani de, IŞİD’den ayrılarak kurduğu Nusra Cephesi üzerinden Suriye’deki siyasi nüfuzunu artırmayı başarmıştır. Ancak, El Julani’nin Suriye Türkmenlerini dışlaması, eski IŞİD'ci alışkanlıklarının devam ettiğini gösteriyor. Bu durumu Türkiye, herhangi bir ciddi eleştiri ya da karşı duruş sergilemeden kabul etmektedir. Aksine, AKP ve destekçileri, El Julani’yi bir kurtarıcı olarak görmeye ve onu yüceltmeye devam etmektedir.
Bu tutum, Türk halkı ve Suriye Türkmenleri nezdinde ciddi bir hayal kırıklığı yaratmaktadır. AKP’nin, Suriye Türkmenlerine verdiği desteği sürekli olarak vurgulamasına rağmen, El Julani’nin iktidarına karşı herhangi bir müdahalede bulunmaması, dış politikada ciddi bir güven bunalımına yol açmaktadır.
Türkiye’nin Suriye politikası, içerde ve dışarda büyük bir çelişki içinde şekillenmektedir. Suriye Türkmenlerinin görmezden gelinmesi, Türkiye’nin bölgedeki en güçlü müttefiklerinden birini kaybetmesine yol açarken, aynı zamanda uluslararası alanda Türkiye’nin güvenilirliğini de sorgulatmaktadır. İsrail’in Suriye’ye yönelik işgali devam ederken, Türkiye’nin tepkisizliği ve IŞİD’den gelen yeni liderlerin desteklenmesi, Türkiye’nin bölgesel çıkarlarını ve Suriye politikalarını tehlikeye atmaktadır.
Bu noktada Türkiye, dış politikasını yeniden gözden geçirip, Suriye Türkmenlerinin haklarını savunarak, hem kendi ulusal çıkarlarını hem de bölgesel istikrarı gözeten bir strateji izlemelidir. Suriye’deki Türkmenlere yönelik dışlayıcı politikaların devam etmesi, Türkiye’nin bölgedeki etkisini daha da zayıflatabilir ve uzun vadede ulusal çıkarlarımıza zarar verebilir.