15 Mayıs’ta ekonomide neler olacak? Korkut Boratav iki senaryoyu anlattı

EKONOMİ (Sözcü) - Sözcü Gazetesi | 02.05.2023 - 22:22, Güncelleme: 02.05.2023 - 22:22 13344+ kez okundu.
 

15 Mayıs’ta ekonomide neler olacak? Korkut Boratav iki senaryoyu anlattı

Duayen iktisatçı Prof. Dr. Korkut Boratav, 14 Mayıs seçimleri sonrasında Türkiye ekonomisinde yaşanabilecekleri SÖZCÜ'ye anlattı. İki farklı senaryoyu gündeme getiren Boratav, muhalefete de uyarılarda bulundu.

Emre Deveci Türkiye sadece 12 gün sonra sandık başına gidecek. Tarihi seçimler yaklaşırken, 14 Mayıs sonrasında ekonomide yaşanabilecek senaryolar da giderek daha fazla gündeme geliyor. Türkiye’nin önde gelen iktisatçılarından Prof. Dr. Korkut Boratav, mevcut iktidarın sürmesini ve muhalefetin kazanmasını içeren iki farklı senaryoda Türkiye ekonomisinde yaşanmasını beklediklerini SÖZCÜ’ye anlattı. MEVCUT İKTİDAR DEVAM EDERSE… İlk olarak, mevcut iktidarın sürmesi senaryosuna değinen Boratav, “Bugünkü karmaşık ve kargaşalı politikalarını devam ettirmeye çaba göstereceklerdir ancak bu politikalar sürdürülemez” dedi. Kısa vadeli dış borcun 196 milyar dolar, son on iki aylık cari açığın 55,4 milyar dolar olduğunu ocak-şubattaki yüksek temponun sürdürülmesi halinde 2023’te dış açığın 100 milyar doları aşacağını ve 300 milyar doları aşan bir dış finansman ihtiyacının ortaya çıkacağını belirten Boratav, bu nedenle mevcut politikaların sürdürülmesinin mümkün olmadığını dile getirdi. Mevcut iktidarın hem cumhurbaşkanlığı seçimini hem de parlamento çoğunluğunu kazanması durumunda, mevcut politikaların da sürdürülemediği ve ödemeler dengesi krizinin gündeme geldiği noktada büyük miktarda kredi alma teşebbüsüyle IMF’ye gidebileceğini belirten Boratav, IMF’nin de çok sıkı kemer sıkma şartıyla istenen krediyi verebileceğine işaret etti. MİLLET İTTİFAKI KAZANIRSA… İkinci olarak, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanması senaryosuna değinen Boratav, bu ittifakın mutabakat metninin, neoliberal doğrultuda bir istikrar programı içerdiğini, bunun da faizlerin yükseltilmesi, döviz kurunun serbest bırakılması ve döviz kurunu baskılayan makro ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasını içerdiğini belirterek uyarılarda bulundu.   “Döviz kuru o kadar baskı altına alındı ki çok ani bir serbestleşme kurlarda hızlı tırmanmaya neden olur” diyen Boratav, 1 yıllık bir geçiş süreci tarif edilmesi, ani serbestleşme içeren uçuk bir liberal model uygulanmaması ve bu süreçte de kur korumalı mevduat (KKM) gibi uygulamaların sürdürülmesi gerektiğini vurguladı. Mart 2024’te yerel seçimlerin olduğunu, mevcut iktidarın gidişini garanti altına almak için o seçimlerin de önemli olduğunu belirten Boratav, kamu harcamaların azaltılmasını öngören mali kural gibi Türkiye ekonomisini durgunlaşmaya götürecek ve istihdamı azaltacak adımlardan uzak durulması gerektiğini söyledi. Bankalar üzerindeki mevcut baskının sürdürülemez olduğunu ve seçim sonrasında bankaların serbest bırakılması durumunda faizlerin yukarı çekilip dengeye ulaşabileceğini belirten Boratav, bankalara komisyon cezaları ve sözlü döviz kontrolleri gibi politikalar içeren mevcut politikanın en irrasyonel kısımlarının kaldırılmasının beklenebileceğini belirtti. Türkiye’de son dönemde sermaye lehine bir bölüşüm şoku yaşandığını ve halkın ağır bir geçim krizi içinde olduğunu söyleyen Boratav, “Türkiye’nin emekçi ve yoksul insanlarının yeni bir ekonomik daralmayı ve döviz kurlarının patlamasından tetiklenecek yeni bir enflasyon dalgasını kaldırması mümkün değil” ifadelerini kullandı. SICAK PARA UYARISI Millet İttifakı’nın iktidara gelmeleri durumunda kısa dönemde hızlı yabancı sermaye girişi olacağına dair beklentilerinin gerçekçi olmadığını da belirten Boratav, dünyanın en büyük fon şirketi ABD’li Blackrock’ın sözcüsünün Ekonomi gazetesine yaptığı “Uluslararası yatırımcı cephesinde pozisyonlama zayıf ve bunun kısa vadede değişeceğine dair pek fazla işaret görmüyoruz” açıklamaya işaret etti. Boratav, “Sıcak para gelebilir ama o da kurların yükselmesini bekler, sonra gelir. Mühim olan döviz kurlarında hızlı yükselişin yaratacağı şoktur ve bunun olmaması gerekir, bu yüzden de ani bir serbestleşme olmamalıdır” dedi.
Duayen iktisatçı Prof. Dr. Korkut Boratav, 14 Mayıs seçimleri sonrasında Türkiye ekonomisinde yaşanabilecekleri SÖZCÜ'ye anlattı. İki farklı senaryoyu gündeme getiren Boratav, muhalefete de uyarılarda bulundu.

Emre Deveci

Türkiye sadece 12 gün sonra sandık başına gidecek. Tarihi seçimler yaklaşırken, 14 Mayıs sonrasında ekonomide yaşanabilecek senaryolar da giderek daha fazla gündeme geliyor.

Türkiye’nin önde gelen iktisatçılarından Prof. Dr. Korkut Boratav, mevcut iktidarın sürmesini ve muhalefetin kazanmasını içeren iki farklı senaryoda Türkiye ekonomisinde yaşanmasını beklediklerini SÖZCÜ’ye anlattı.

MEVCUT İKTİDAR DEVAM EDERSE…

İlk olarak, mevcut iktidarın sürmesi senaryosuna değinen Boratav, “Bugünkü karmaşık ve kargaşalı politikalarını devam ettirmeye çaba göstereceklerdir ancak bu politikalar sürdürülemez” dedi.

Kısa vadeli dış borcun 196 milyar dolar, son on iki aylık cari açığın 55,4 milyar dolar olduğunu ocak-şubattaki yüksek temponun sürdürülmesi halinde 2023’te dış açığın 100 milyar doları aşacağını ve 300 milyar doları aşan bir dış finansman ihtiyacının ortaya çıkacağını belirten Boratav, bu nedenle mevcut politikaların sürdürülmesinin mümkün olmadığını dile getirdi.

Mevcut iktidarın hem cumhurbaşkanlığı seçimini hem de parlamento çoğunluğunu kazanması durumunda, mevcut politikaların da sürdürülemediği ve ödemeler dengesi krizinin gündeme geldiği noktada büyük miktarda kredi alma teşebbüsüyle IMF’ye gidebileceğini belirten Boratav, IMF’nin de çok sıkı kemer sıkma şartıyla istenen krediyi verebileceğine işaret etti.

MİLLET İTTİFAKI KAZANIRSA…

İkinci olarak, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanması senaryosuna değinen Boratav, bu ittifakın mutabakat metninin, neoliberal doğrultuda bir istikrar programı içerdiğini, bunun da faizlerin yükseltilmesi, döviz kurunun serbest bırakılması ve döviz kurunu baskılayan makro ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasını içerdiğini belirterek uyarılarda bulundu.
 

“Döviz kuru o kadar baskı altına alındı ki çok ani bir serbestleşme kurlarda hızlı tırmanmaya neden olur” diyen Boratav, 1 yıllık bir geçiş süreci tarif edilmesi, ani serbestleşme içeren uçuk bir liberal model uygulanmaması ve bu süreçte de kur korumalı mevduat (KKM) gibi uygulamaların sürdürülmesi gerektiğini vurguladı.

Mart 2024’te yerel seçimlerin olduğunu, mevcut iktidarın gidişini garanti altına almak için o seçimlerin de önemli olduğunu belirten Boratav, kamu harcamaların azaltılmasını öngören mali kural gibi Türkiye ekonomisini durgunlaşmaya götürecek ve istihdamı azaltacak adımlardan uzak durulması gerektiğini söyledi.

Bankalar üzerindeki mevcut baskının sürdürülemez olduğunu ve seçim sonrasında bankaların serbest bırakılması durumunda faizlerin yukarı çekilip dengeye ulaşabileceğini belirten Boratav, bankalara komisyon cezaları ve sözlü döviz kontrolleri gibi politikalar içeren mevcut politikanın en irrasyonel kısımlarının kaldırılmasının beklenebileceğini belirtti.

Türkiye’de son dönemde sermaye lehine bir bölüşüm şoku yaşandığını ve halkın ağır bir geçim krizi içinde olduğunu söyleyen Boratav, “Türkiye’nin emekçi ve yoksul insanlarının yeni bir ekonomik daralmayı ve döviz kurlarının patlamasından tetiklenecek yeni bir enflasyon dalgasını kaldırması mümkün değil” ifadelerini kullandı.

SICAK PARA UYARISI

Millet İttifakı’nın iktidara gelmeleri durumunda kısa dönemde hızlı yabancı sermaye girişi olacağına dair beklentilerinin gerçekçi olmadığını da belirten Boratav, dünyanın en büyük fon şirketi ABD’li Blackrock’ın sözcüsünün Ekonomi gazetesine yaptığı “Uluslararası yatırımcı cephesinde pozisyonlama zayıf ve bunun kısa vadede değişeceğine dair pek fazla işaret görmüyoruz” açıklamaya işaret etti.

Boratav, “Sıcak para gelebilir ama o da kurların yükselmesini bekler, sonra gelir. Mühim olan döviz kurlarında hızlı yükselişin yaratacağı şoktur ve bunun olmaması gerekir, bu yüzden de ani bir serbestleşme olmamalıdır” dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.