Ankara Devlet Konservatuvarı Yeni Öğretim yılına Öğretmensiz Başladı'

GÜNDEM 23.09.2025 - 19:54, Güncelleme: 23.09.2025 - 19:54 261 kez okundu.
 

Ankara Devlet Konservatuvarı Yeni Öğretim yılına Öğretmensiz Başladı'

Konservatuvarda eğitim veren tecrübeli eğitmenlerin Hacettepe Üniversitesi Dekanlığı tarafından hiç bir akademik gerekçe gösterilmeden işlerine son verildi.

Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü'nün yeni eğitim yılına deneyimli hocalarından mahrum bir şekilde başlaması, hem öğrenciler hem de Türk tiyatro sanatı için önemli bir kayıp. Sanat eğitiminde, bilginin kitaptan öğrenilmesinin ötesinde, usta-çırak ilişkisinin ve tecrübenin aktarılmasının kritik bir rolü bulunur. Öğrencilerin bu kıymetli hocalardan uzak kalması, mesleki hayatlarında telafisi zor dezavantajlara yol açabilir. Görevine son verilen Hacettepe Konservatuar eğitmenlerinden tiyatro rejisörü ve aktör Murat Atak, konuya ilişkin Cumhuriyet Gazetesine açıklamalarda bulundu.Tamer Karadağlı'nın Devlet Tiyatroları Genel Müdürü olarak atanmasına tepki gösterdiklerini anımsatan Atak, “Meşhuriyet çağında olduğumuz için Devlet Tiyatroları’nın başına atandı. Devlet Tiyatroları'nın kanunu, kurumda en az 15 yıl görev yapmış olan rejisörler, oyuncular genel müdür olarak atanabileceğini söyler. Karadağlı 15 Temmuz sonrası çıkan kararnameye göre atandı. Ancak kararnamede 'Kurum kendi yönetmeliğini çıkarana kadar' ifadesi yer alıyor. Tanınan süre zarfında kurum bu yasayı çıkaramadığı için o kararname iptal edildi. Yani bugün o iptal kararı sonrasında Karadağlı o makamda usulsüz oturmaktadır. Biz buna karşı çıktık” dedi. Tecrübenin Önemi ve Usta-Çırak İlişkisi Tiyatro eğitimi, yalnızca teorik bilgiden ibaret değildir. Sahneye, karaktere ve seyirciye dair incelikler, ancak uzun yılların birikimi ve deneyimle kazanılabilir. Öğrenciler, Sevgi Türkay, İclâl Ergenç, Gülşen Karakadıoğlu gibi duayenlerin yanı sıra, Ferahnur Barut, Tuncer Yığcı, Levent Şenbay, Tolga Tecer, Adnan Erbaş, Oktay Dal, Pınar Gün Topçu ve Eren Aysan, Murat Atak  gibi alanında uzman sanatçılardan aldıkları derslerle sadece bir rolü ezberlemeyi değil, bir karakterin ruhunu anlamayı, diksiyonun inceliklerini ve sahnenin dinamiklerini öğrenirlerdi. Bu hocalar, öğrencilere mesleki bilginin yanı sıra, sanat ahlakını, disiplinini ve bir sanatçı olarak duruşlarını da aşılayan mentörlerdi. Bu bağın kopması, yeni nesil tiyatro sanatçılarının bu birikimden mahrum kalmasına neden olacaktır. Ülkemiz sanatsal anlamda büyük bir yara almıştır. 
Konservatuvarda eğitim veren tecrübeli eğitmenlerin Hacettepe Üniversitesi Dekanlığı tarafından hiç bir akademik gerekçe gösterilmeden işlerine son verildi.

Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü'nün yeni eğitim yılına deneyimli hocalarından mahrum bir şekilde başlaması, hem öğrenciler hem de Türk tiyatro sanatı için önemli bir kayıp. Sanat eğitiminde, bilginin kitaptan öğrenilmesinin ötesinde, usta-çırak ilişkisinin ve tecrübenin aktarılmasının kritik bir rolü bulunur. Öğrencilerin bu kıymetli hocalardan uzak kalması, mesleki hayatlarında telafisi zor dezavantajlara yol açabilir.

Görevine son verilen Hacettepe Konservatuar eğitmenlerinden tiyatro rejisörü ve aktör Murat Atak, konuya ilişkin Cumhuriyet Gazetesine açıklamalarda bulundu.Tamer Karadağlı'nın Devlet Tiyatroları Genel Müdürü olarak atanmasına tepki gösterdiklerini anımsatan Atak, “Meşhuriyet çağında olduğumuz için Devlet Tiyatroları’nın başına atandı. Devlet Tiyatroları'nın kanunu, kurumda en az 15 yıl görev yapmış olan rejisörler, oyuncular genel müdür olarak atanabileceğini söyler. Karadağlı 15 Temmuz sonrası çıkan kararnameye göre atandı. Ancak kararnamede 'Kurum kendi yönetmeliğini çıkarana kadar' ifadesi yer alıyor. Tanınan süre zarfında kurum bu yasayı çıkaramadığı için o kararname iptal edildi. Yani bugün o iptal kararı sonrasında Karadağlı o makamda usulsüz oturmaktadır. Biz buna karşı çıktık” dedi.

Tecrübenin Önemi ve Usta-Çırak İlişkisi

Tiyatro eğitimi, yalnızca teorik bilgiden ibaret değildir. Sahneye, karaktere ve seyirciye dair incelikler, ancak uzun yılların birikimi ve deneyimle kazanılabilir. Öğrenciler, Sevgi Türkay, İclâl Ergenç, Gülşen Karakadıoğlu gibi duayenlerin yanı sıra, Ferahnur Barut, Tuncer Yığcı, Levent Şenbay, Tolga Tecer, Adnan Erbaş, Oktay Dal, Pınar Gün Topçu ve Eren Aysan, Murat Atak  gibi alanında uzman sanatçılardan aldıkları derslerle sadece bir rolü ezberlemeyi değil, bir karakterin ruhunu anlamayı, diksiyonun inceliklerini ve sahnenin dinamiklerini öğrenirlerdi. Bu hocalar, öğrencilere mesleki bilginin yanı sıra, sanat ahlakını, disiplinini ve bir sanatçı olarak duruşlarını da aşılayan mentörlerdi. Bu bağın kopması, yeni nesil tiyatro sanatçılarının bu birikimden mahrum kalmasına neden olacaktır. Ülkemiz sanatsal anlamda büyük bir yara almıştır. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.