Doğanın ve Direnişin Kamerası Sustu!

Sedat Kaya Uzun yıllar boyunca ormanları, işçi direnişlerini, kent hakkı mücadelelerini kamerasıyla belgeleyen ve "direnişin belgeselcisi" olarak tanınan bağımsız gazeteci ve video aktivist Hakan Tosun'un, saldırıya uğraması sonucu kaldırıldığı hastanede beyin ölümünün gerçekleştiği öğrenildi. 10 Ekim Cuma gecesi İstanbul'da darbedilmiş ve yol kenarında baygın halde bulunan Tosun'un, hastaneye kaldırıldıktan sonra beyin kanaması geçirdiği ve durumunun ağır olduğu bildirilmişti. Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'nde yoğun bakımda tedavi gören Tosun için hekimler, 13 Ekim Pazartesi günü (metne göre) ailesine "beyin ölümü gerçekleşti" bilgisini verdi.  Direnişin Belgeselcisiydi Bir basın kartı olmamasına rağmen halkın vicdanında mühürlü bir kimliğe sahip olduğu belirtilen Hakan Tosun, 2009 yılından itibaren kendi kamerasıyla yollara düşmüş; Akbelen'den Kazdağları'na, Samandağ'dan Tekel direnişine kadar birçok toplumsal ve ekolojik mücadeleye tanıklık etmişti. Emeğin, yaşam alanlarının ve doğanın tarafında duran Tosun, "Çatılara Doğru", "Tekel İşçileri", "Büyük Anadolu Yürüyüşü", "Validebağ Direnişi" gibi önemli belgesellere imza attı. Çalışmalarında hiçbir zaman bireysel bir kahramana yer vermediği, sadece dayanışmanın kolektif sesini yansıttığı biliniyordu. 10 Ekim gecesi bir kez daha halkın yanında, kamerasıyla görev başındayken saldırıya uğrayan ve kafasına aldığı darbe sonucu ağır yaralanan Hakan Tosun'un ölümü, olayın aydınlatılması ve sorumlularının bulunması taleplerini bir kez daha yükseltti. Üzerinden kimlik çıkmaması nedeniyle ailesine haber verilmesi geciken Tosun'un durumundaki bu gecikmeler ve olayın fail ya da failleri üzerindeki sis perdesi, kamuoyunda derin kaygıya yol açtı. Yakınları ve dostları, Hakan Tosun'un mücadelesinin ve mirasının yaşatılacağını vurgulayarak, katiller bulunana kadar ısrarlı bir şekilde haykırmaya devam edeceklerini belirtti: "Görüntü kesildi sanmayın. Gerçek hala kayıtta."