İZMİR'DE DOSTLUĞUN, DAYANIŞMANIN GÜLEN YÜZÜ SUTAN TATLI

ÖZEL HABER 21.11.2025 - 16:14, Güncelleme: 21.11.2025 - 16:14 120 kez okundu.
 

İZMİR'DE DOSTLUĞUN, DAYANIŞMANIN GÜLEN YÜZÜ SUTAN TATLI

"Yardımlaşma o kadar güzel bir şey ki; ben verdiğim zaman mutlu oluyorum "

Sevgi Tokatlıoğlu Bir ruh düşünün, bencil olmayan, insanlara, hayvanlara, doğaya, sevgiyle yaklaşan, barıştıran, buluşturan, birleştiren yardım etmek, bir fayda yaratmak için her zaman bir yol bulan bir ruh… İşte o Sultan abladır. Yaşadığımız bu günlerde başkaları içinde yaşamak ne güzel bir erdem öyle değil mi? İçinde bulunduğumuz koşullarda, elbette her şeyi  dört dörtlük halletmek, bir çok nedenle mümkün olmaz. Ancak elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmak, bir tek canın bile kalbini ısıtmak güzel olmaz mı.? Sultan Tatlı Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği… Başkanı Sultan Tatlı... Dost çevresi öylesine geniş bir yelpazedir ki.. Akademisyen, inşaat işçisi, iş insanı, her görüşten siyasetçi, eski/yeni belediye başkanı, bürokrat, meclis üyesi, medya çevresinden insanlar, gündelik tarım işçileri, sanatçılar, yazarlar, öğretmenler konumu mesleği, eğitimi ne olursa olsun herkesimden insanlarla muhteşem dostlukları vardır. Her insanın bir değer olduğunu bilerek; bir insanın bir başka insana katacağı o ince detayları yakalar ve herkesi "Sultan sofrasında" bir araya getirip kaynaştırır. Sultan abla; dernek adından da anlaşılacağı gibi, onu bilen duyan, yardımlaşmaya katkı koymak isteyenlerle, yardım talebinde bulunanların buluştuğu noktada yer alıyor. Tabi kendi olanaklarını da katarak maddi ve manevi olarak yardım ediyor. Kendisine getirilen ne varsa, kimlerin neye ihtiyacı olduğunu bilerek dağıtıyor. Kültürel  birikimi, lider kişiliği, yumuşak yaklaşımıyla, tatlı diliyle yardım edecek insanları her geçen gün de çoğaltıyor. Sultan abladan kısaca kendini anlatmasını istedim. "Okuyan çocuklara yardım ediyorum, ayrıca çocukta okutuyorum. Türkiye'nin her yerine elimden geldiğince yetişmeye çalışıyorum. Yardımlaşmayı sevdiğim için, bir şey vermeden rahat edemiyorum, önemli olan, almak değil vermektir. Yardımlaşma o kadar güzel bir şey ki! Ben verdiğim zaman mutlu oluyorum, bu beni ayakta  tutuyor. Bana yardım almak için gelenleri geri çevirmiyor, elimde varsa veriyorum, yoksa çevremdeki insanlara bildirerek, onun ihtiyacını gidermeye çalışıyorum. Ramazanda erzak dağıtıyor, bir ay boyunca 600_700 kişiye yemek veriyorum. Yaşlı, yatalak hasta, gibi ihtiyaçlılara destek oluyorum. Evden eve eşya bağışı için aracı oluyorum. Yeni taşınmış insanlar beni duyup, gelirler, taleplerini yerine getirmek için çabalarım. Gıda yardımları da yaparım. Bayramlarda, okul zamanı, kış ve yaz aylarında çocukları giydiririm. Mevsimlik işçilere, iş için kıyafet veririm, onlarda bana ürettikleri ürünlerden getirirler. Onları da başka ihtiyaç duyanlara veririm. Bana gelen şeyler arasında, kapanan şirketlerin ürünleri, kullanılmayan ama çöpe atılacak gibi kötüde olmayan kıyafetlerde vardır. Temiz bir şekilde onları da dağıtırım, hiç bir şey bende kalmaz. Etraftaki kedi ve köpekleri  beslemekten mutluluk duyarım. Sık sık dostlarımla toplu şekilde aynı sofrada buluşuruz. Barıştırır, tanıştırır, kaynaştırırım. Böylece onları da kendi mi de çoğaltmış olurum." dedi. Sultan abla, sosyal ortamlarda, etkinliklerde, panellerde, söyleşilerde, bazen dinleyen, izleyen bazen de konuşmacı olarak yer alır. İzmir'in Menderes  ilçesinde hobi bahçelerinde bulunan evinde, İzmir'in her yanından konuklarını sofrasında ağırlar. Bu sofrada insanlar farklılıklarını, ülke gündemini, siyaseti arka planda tutarak samimi sohbetlerde keyifli vakit geçirir. Sultan ablanın varlığı bu ortamı sağlar. Gülen yüzü, neşesi, lafı gediğine koyması ile yapıcı eleştirileriyle farklı bakış açılarını daima birleştirmeyi bilir. Bu sofralara eşimle birlikte bende birçok kez konuk oldum. En son 9 Kasım'da oldukça kalabalık bir topluluk için düzenlenen keşkek ve aşure etkinliğinde, muhteşem sohbetlerde, tanıdıklarımın yanında yeni insanlarla tanışmak keyifli oldu.  
"Yardımlaşma o kadar güzel bir şey ki; ben verdiğim zaman mutlu oluyorum "

Sevgi Tokatlıoğlu


Bir ruh düşünün, bencil olmayan, insanlara, hayvanlara, doğaya, sevgiyle yaklaşan, barıştıran, buluşturan, birleştiren yardım etmek, bir fayda yaratmak için her zaman bir yol bulan bir ruh… İşte o Sultan abladır.

Yaşadığımız bu günlerde başkaları içinde yaşamak ne güzel bir erdem öyle değil mi? İçinde bulunduğumuz koşullarda, elbette her şeyi  dört dörtlük halletmek, bir çok nedenle mümkün olmaz. Ancak elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmak, bir tek canın bile kalbini ısıtmak güzel olmaz mı.?

Sultan Tatlı Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği… Başkanı Sultan Tatlı...


Dost çevresi öylesine geniş bir yelpazedir ki.. Akademisyen, inşaat işçisi, iş insanı, her görüşten siyasetçi, eski/yeni belediye başkanı, bürokrat, meclis üyesi, medya çevresinden insanlar, gündelik tarım işçileri, sanatçılar, yazarlar, öğretmenler konumu mesleği, eğitimi ne olursa olsun herkesimden insanlarla muhteşem dostlukları vardır. Her insanın bir değer olduğunu bilerek; bir insanın bir başka insana katacağı o ince detayları yakalar ve herkesi "Sultan sofrasında" bir araya getirip kaynaştırır.

Sultan abla; dernek adından da anlaşılacağı gibi, onu bilen duyan, yardımlaşmaya katkı koymak isteyenlerle, yardım talebinde bulunanların buluştuğu noktada yer alıyor. Tabi kendi olanaklarını da katarak maddi ve manevi olarak yardım ediyor. Kendisine getirilen ne varsa, kimlerin neye ihtiyacı olduğunu bilerek dağıtıyor.

Kültürel  birikimi, lider kişiliği, yumuşak yaklaşımıyla, tatlı diliyle yardım edecek insanları her geçen gün de çoğaltıyor.

Sultan abladan kısaca kendini anlatmasını istedim. "Okuyan çocuklara yardım ediyorum, ayrıca çocukta okutuyorum. Türkiye'nin her yerine elimden geldiğince yetişmeye çalışıyorum. Yardımlaşmayı sevdiğim için, bir şey vermeden rahat edemiyorum, önemli olan, almak değil vermektir. Yardımlaşma o kadar güzel bir şey ki! Ben verdiğim zaman mutlu oluyorum, bu beni ayakta  tutuyor. Bana yardım almak için gelenleri geri çevirmiyor, elimde varsa veriyorum, yoksa çevremdeki insanlara bildirerek, onun ihtiyacını gidermeye çalışıyorum. Ramazanda erzak dağıtıyor, bir ay boyunca 600_700 kişiye yemek veriyorum. Yaşlı, yatalak hasta, gibi ihtiyaçlılara destek oluyorum. Evden eve eşya bağışı için aracı oluyorum. Yeni taşınmış insanlar beni duyup, gelirler, taleplerini yerine getirmek için çabalarım.


Gıda yardımları da yaparım. Bayramlarda, okul zamanı, kış ve yaz aylarında çocukları giydiririm. Mevsimlik işçilere, iş için kıyafet veririm, onlarda bana ürettikleri ürünlerden getirirler. Onları da başka ihtiyaç duyanlara veririm. Bana gelen şeyler arasında, kapanan şirketlerin ürünleri, kullanılmayan ama çöpe atılacak gibi kötüde olmayan kıyafetlerde vardır. Temiz bir şekilde onları da dağıtırım, hiç bir şey bende kalmaz. Etraftaki kedi ve köpekleri  beslemekten mutluluk duyarım. Sık sık dostlarımla toplu şekilde aynı sofrada buluşuruz. Barıştırır, tanıştırır, kaynaştırırım. Böylece onları da kendi mi de çoğaltmış olurum." dedi.




Sultan abla, sosyal ortamlarda, etkinliklerde, panellerde, söyleşilerde, bazen dinleyen, izleyen bazen de konuşmacı olarak yer alır.

İzmir'in Menderes  ilçesinde hobi bahçelerinde bulunan evinde, İzmir'in her yanından konuklarını sofrasında ağırlar. Bu sofrada insanlar farklılıklarını, ülke gündemini, siyaseti arka planda tutarak samimi sohbetlerde keyifli vakit geçirir. Sultan ablanın varlığı bu ortamı sağlar. Gülen yüzü, neşesi, lafı gediğine koyması ile yapıcı eleştirileriyle farklı bakış açılarını daima birleştirmeyi bilir.


Bu sofralara eşimle birlikte bende birçok kez konuk oldum. En son 9 Kasım'da oldukça kalabalık bir topluluk için düzenlenen keşkek ve aşure etkinliğinde, muhteşem sohbetlerde, tanıdıklarımın yanında yeni insanlarla tanışmak keyifli oldu.


 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.