KALBİ KAYBOLAN ÜLKE
KALBİ KAYBOLAN ÜLKE
Sağlıkta yeni bir skandal !
Sağlıkta yeni bir skandal !
Yeşim Tütün
Pendik’te bir kalp kayboldu. Evet, yanlış duymadınız. Bu ülkenin bir hastanesinde, bir yabancı turistin kalbi “yok oldu”.
Tıbbî bir hata mıydı, adlî bir skandal mı, yoksa insan kaçakçılığının organ ticaretiyle buluştuğu karanlık bir geçit mi? Bilmiyoruz. Çünkü devlet susuyor.
Olayı ilk kez gündeme taşıyan kişi, CHP Balıkesir Milletvekili Dr. Turhan Çömez. Sağlıkçı kimliğiyle, vicdanıyla ve parlamenter sorumluluğuyla bu utancı duyurdu.
Olayı anlatıyor:
Genç bir İngiliz kadın Türkiye’ye geliyor, tatilde rahatsızlanıyor, Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılıyor. Orada hayatını kaybediyor. Otopsi yapılıyor, prosedürler tamamlanıyor, cenaze ülkesine gönderiliyor. Fakat İngiltere’de yapılan ikinci otopside ortaya çıkan gerçek, yalnızca İngiliz halkını değil, bizi de dehşete düşürmeli: Kalp yerinde yok.
Olay İngiliz basınında yankı uyandırdı.
Soru çok basit:
Bir insanın kalbi, devletin gözetimi altındaki bir süreçte nasıl kaybolur?
Daha vahimi: Neden kimse bu soruya cevap vermiyor?
Sağlık Bakanlığı diyor ki, “Herhangi bir ameliyat yapılmadı.”
Peki o zaman kalp nereye gitti Sayın Bakan?
Adalet Bakanlığı hâlâ sessiz. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan tek bir açıklama yok.
Peki biz ne yapıyoruz? Sessizliğe gömülüyoruz.
Bu kadar mı alıştık vicdansızlığa, bu kadar mı bağışıklık kazandık hukuksuzluğa?
Yabancı bir kadının kalbi kayboluyor ve biz bunu sadece bir “haber” olarak mı okuyacağız?
Bu olay, yalnızca sağlık sistemimizin çürümüşlüğünü değil, devlet organlarının halktan ne denli koptuğunu da gösteriyor.
Çünkü bir devlet, bir kadının kalbini kaybederse; önce ahlâkını, sonra adaletini, en sonunda da halkının güvenini kaybeder.
Ve güveni kaybolan bir ülke, artık sadece bir sınırlar bütünüdür; ne bir gelecek vaadi taşır, ne de bir vicdan.
Yarın biri daha ölürse, organı yerinde olacak mı?
Çocuğumuzun, eşimizin, annemizin kalbi bizimle mezara gidecek mi, yoksa o da “kayıp” klasörüne mi kaldırılacak?
Bu ülkenin kalbi çalınmadı belki ama kalpsizleştiği kesin.
Ve kalpsiz bir devlet, sessizliğin mezarlığında sonsuza kadar yitmeye mahkûmdur.