Kimliğimiz Bizimdir: Danimarka, Dijital Benzerliğe Mülkiyet Hakkı Getiriyor

ÖZEL HABER 30.10.2025 - 18:03, Güncelleme: 30.10.2025 - 18:03 3193 kez okundu.
 

Kimliğimiz Bizimdir: Danimarka, Dijital Benzerliğe Mülkiyet Hakkı Getiriyor

İnsanlığımız, makineler çağında bile telif hakkı korumasını hak ediyor.

Danimarka, yapay zekâ çağında insan kimliğini koruma yönünde cesur bir adım atarak tarihe geçmeye hazırlanıyor. Hükümetin gündemine aldığı yeni telif hakkı yasası teklifi, her vatandaşa yüz, ses, vücut verileri ve benzer dijital nitelikler üzerinde tam mülkiyet hakkı tanımayı amaçlıyor. Bu düzenleme, bireylerin dijital benzerliklerinin — yani bir kişinin görüntüsünün, sesinin ya da hareketlerinin — yapay zekâ sistemleri veya şirketler tarafından rıza olmadan kopyalanmasını, çoğaltılmasını ya da ticari amaçla kullanılmasını yasaklayacak. Söz konusu teklif, özellikle son yıllarda dünya genelinde hızla yayılan deepfake teknolojilerinin yol açtığı etik ve güvenlik krizlerine doğrudan bir yanıt niteliğinde. Yapay zekâ ile oluşturulan hipergerçekçi videolar, ses kayıtları ve dijital avatarlar, bireylerin rızası dışında kullanılarak dolandırıcılık, itibar suikastı, sahte haber üretimi ve hatta siyasi manipülasyon gibi alanlarda ciddi tehditler yaratıyor. Danimarka’nın bu girişimi, dijital çağda bireyin “benlik” sınırlarını yeniden tanımlayarak, kimliğin yalnızca biyolojik değil aynı zamanda fikrî mülkiyet unsuru olarak da korunmasını öngörüyor. Yeni yasa kabul edilirse, vatandaşlar kendi dijital benzerliklerinin izinsiz kullanımına karşı yasal olarak tazminat talep etme, içeriğin kaldırılmasını isteme veya dava açma hakkına sahip olacaklar. Bu, bireylerin dijital dünyadaki varlıklarını denetleme gücünü artırırken, aynı zamanda teknoloji şirketlerinin yapay zekâ modellerini eğitirken insan verilerini nasıl kullandıkları konusunda daha şeffaf ve sorumlu olmalarını da zorunlu kılacak. Uzmanlara göre, Danimarka’nın bu adımı sadece ulusal ölçekte değil, küresel ölçekte dijital insan haklarının geleceği açısından da örnek teşkil edebilir. Eğer yasa kabul edilirse, diğer Avrupa ülkeleri ve hatta dünya genelindeki devletler için bir “dijital haklar anayasası” taslağı niteliği taşıyabilir. Kısacası, Danimarka bu yasa teklifiyle açık bir mesaj veriyor: “İnsanlığımız, makineler çağında bile telif hakkı korumasını hak ediyor.”    
İnsanlığımız, makineler çağında bile telif hakkı korumasını hak ediyor.

Danimarka, yapay zekâ çağında insan kimliğini koruma yönünde cesur bir adım atarak tarihe geçmeye hazırlanıyor. Hükümetin gündemine aldığı yeni telif hakkı yasası teklifi, her vatandaşa yüz, ses, vücut verileri ve benzer dijital nitelikler üzerinde tam mülkiyet hakkı tanımayı amaçlıyor. Bu düzenleme, bireylerin dijital benzerliklerinin — yani bir kişinin görüntüsünün, sesinin ya da hareketlerinin — yapay zekâ sistemleri veya şirketler tarafından rıza olmadan kopyalanmasını, çoğaltılmasını ya da ticari amaçla kullanılmasını yasaklayacak.

Söz konusu teklif, özellikle son yıllarda dünya genelinde hızla yayılan deepfake teknolojilerinin yol açtığı etik ve güvenlik krizlerine doğrudan bir yanıt niteliğinde. Yapay zekâ ile oluşturulan hipergerçekçi videolar, ses kayıtları ve dijital avatarlar, bireylerin rızası dışında kullanılarak dolandırıcılık, itibar suikastı, sahte haber üretimi ve hatta siyasi manipülasyon gibi alanlarda ciddi tehditler yaratıyor. Danimarka’nın bu girişimi, dijital çağda bireyin “benlik” sınırlarını yeniden tanımlayarak, kimliğin yalnızca biyolojik değil aynı zamanda fikrî mülkiyet unsuru olarak da korunmasını öngörüyor.

Yeni yasa kabul edilirse, vatandaşlar kendi dijital benzerliklerinin izinsiz kullanımına karşı yasal olarak tazminat talep etme, içeriğin kaldırılmasını isteme veya dava açma hakkına sahip olacaklar. Bu, bireylerin dijital dünyadaki varlıklarını denetleme gücünü artırırken, aynı zamanda teknoloji şirketlerinin yapay zekâ modellerini eğitirken insan verilerini nasıl kullandıkları konusunda daha şeffaf ve sorumlu olmalarını da zorunlu kılacak.

Uzmanlara göre, Danimarka’nın bu adımı sadece ulusal ölçekte değil, küresel ölçekte dijital insan haklarının geleceği açısından da örnek teşkil edebilir. Eğer yasa kabul edilirse, diğer Avrupa ülkeleri ve hatta dünya genelindeki devletler için bir “dijital haklar anayasası” taslağı niteliği taşıyabilir.

Kısacası, Danimarka bu yasa teklifiyle açık bir mesaj veriyor: “İnsanlığımız, makineler çağında bile telif hakkı korumasını hak ediyor.”


 

 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.