Sedat Cezayirloğlu Pes Etmedi 8 Yıllık Hukuk Mücadelesini Kazandı!
Sedat Cezayirloğlu Pes Etmedi 8 Yıllık Hukuk Mücadelesini Kazandı!
Erzincan İliç’te 15 yıldır faaliyette olan altın madeninde 2024’te yaşanan faciada 9 işçi hayatını kaybederken şirkete şimdiye kadar 48 dava açan TCDD emeklisi Sedat Cezayirlioğlu ise 8 yıllık hukuk mücadelesini kazandı ve maden sahasının ÇED olumlu raporunu Danıştay kararıyla iptal ettirdi
Erzincan İliç’te 15 yıldır faaliyette olan altın madeninde 2024’te yaşanan faciada 9 işçi hayatını kaybederken şirkete şimdiye kadar 48 dava açan TCDD emeklisi Sedat Cezayirlioğlu ise 8 yıllık hukuk mücadelesini kazandı ve maden sahasının ÇED olumlu raporunu Danıştay kararıyla iptal ettirdi
Gazete Oksijen - Esen Dolma
Erzincan İliç’teki Çöpler Altın Madeni’nde 13 Şubat 2024’te yaşanan toprak kaymasında dokuz işçi liç yığınının altında kalarak hayatını kaybetti. Yaklaşık 10.5 milyon metreküp yani 20 milyon tondan fazla toprak kaydı, cevherdeki siyanürlü solüsyon Fırat Nehri’ni besleyen Sabırlı Deresi’ne aktı.
Sekiz yılda 48 dava
Cezayirlioğlu, İliç’teki madene karşı ilk davasını Mart 2017’de açtı ancak davayı kaybetti. Bu dosyayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) kadar taşırken madendeki her kapasite artışı ve her kazada da yeni bir hukuki mücadeleye girişti. Öyle ki sekiz yıl içinde ceza mahkemelerinde 15, idare mahkemelerinde 14, hukuk mahkemelerinde altı, Danıştay'da yedi, Anayasa Mahkemesi’nde dört ve AİHM ile Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde birer tane olmak üzere toplam 48 dava açtı.
2022’de kovuşturma yapılmadı
Bu davalardan biri Cezayirlioğlu’nun 2021’de ÇED olumlu kararlarının iptali için açtığı davaydı. Fakat dava devam ederken, 21 Haziran 2022’de, siyanür borusunda bir patlak meydana geldi. Cezayirlioğlu’nun savcılığa başvurması üzerine yapılan incelemede, 20 metreküp (32 ton) siyanürlü solüsyonün aktığı tespit edildi ve maden kapatıldı. Ancak savcılık 13 şüpheli hakkında ‘kovuşturmaya yer olmadığına’ (KYOK) karar verildi. Ve maden, kapalı kaldığı 88 günün ardından faaliyetlerine devam etti.
‘Deprem’ ve ‘siyanür’ tehlikesi vurgulandı
Çok geçmeden, 13 Şubat 2024’te o felaket gerçekleşti… 16 Şubat 2024’te bakanlık, maden ocağının çevre izin ve lisans belgesini iptal etti. Temmuz 2024’te ise önce bakanlık tarafından madenin ÇED raporları iptal edildi, 30 Ocak 2025’te de Cezayirlioğlu’nun 2021’de açtığı davada Danıştay, ÇED olumlu kararının aşağıdaki gerekçelerle iptal edilmesine karar verdi:
- Tesisin deprem performans raporunun olmadığı,
- İliç’in hemen batısındaki Divriği fayının nihai ÇED raporunda dikkate alınmadığı,
- Ocakta gerçekleştirilecek patlatmaların yığın liçi şevleri de dahil kırık/çatlakların zamanla gelişmesine katkı yapabileceği ve geniş alanları etkileyebileceği,
- 2021 yılı ve sonrasına ait analiz sonuçlarına göre, yüzey suları ile toprakta demir, kurşun, arsenik ve alüminyum gibi ağır metallerin sınır değerleri aştığı
- Toprak kayması durumunda, toprak analizlerindeki siyanür değerinin çevresel açıdan risk teşkil edeceği,
- İşletme sahasının yer altı suyunu ve dolayısıyla Karasu Nehri’ni kirleteceği,
- Yığın liçi tesisinin Fırat Nehri’ne ve Çöpler köyüne çok yakın konumda bulunduğu, atık depolama tesislerinin Sabırlı Deresi’ni, dolayısıyla Fırat Nehri’ni besleyen dere yataklarının üzerinde yer aldığı.
“Üretim değil bakım ve onarım”
Öte yandan 28 Nisan Pazartesi günü, Cezayirlioğlu’na Erzincan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nden gelen yazıda ise “bakanlığın 16 Şubat 2024’te çevre izin ve lisans belgesini iptal etmesinin ardından yapılan faaliyet durdurma işleminden bu yana madende her türlü işlemin durduğu” belirtildi. Cezayirlioğlu ise maden sahasının mühürlenmesi gerektiğini ancak bu işlemin yapılmadığını iddia ediyor.
Şirket 23 kez şikayet etti
Cezayirlioğlu, sekiz yıl önce başlayan hukuki mücadelesinde yalnızca açtığı davalarla uğraşmadı, şirket de kendisi hakkında 23 kez suç duyurusunda bulundu. Öyle ki bir günde üç farklı suç duyurusu geldiği oldu. Bununla birlikte Cezayirlioğlu’nun deyimiyle “maden, onu işinden de etti”. 13 Şubat 2024’teki facianın ardından ise önce ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçundan gözaltına alınarak 30 saat nezarethanede tutuldu. Ardından da maden sahasına 3 kilometre mesafeye kadar girmesi yasaklandı.