Anadolu coğrafyasında kurdun kuşun duaları seninle olsun Nihat Genç…

ÖZEL HABER 05.06.2025 - 13:51, Güncelleme: 05.06.2025 - 13:58 5287 kez okundu.
 

Anadolu coğrafyasında kurdun kuşun duaları seninle olsun Nihat Genç…

Karadeniz dağlarının heybetli ladin ağaçları, Torosların ulu sedirleri, Konya ovasının sarı başakları, Erzurum yaylalarının bilge çobanları, Çukurova’nın bereketli toprakları… Yıllarca hikayelerini yazdığın, öfkesini-isyanını dillendirdiğin Anadolu coğrafyasında kurdun kuşun duaları seninle olsun Nihat Genç…

Yusuf Yavuz     Bir süredir akciğer kanseri tedavisi gören Yazar Nihat Genç’in entübe edildiği haberini aldım. ‘Modern çağın canileri’ ile uğraşa uğraşa süren bir ömür hiç kolay değil elbette. O da hiç bir zaman kolayı seçmedi. En ağır zamanlarda ‘nöbetçi yazılar’ yazmayı sürdürdü. Bu devranın dönmesine bir fırıncı ekmek yaparak, bir çiftçi toprağa tohum ekerek, bir öğretmen bilgi saçarak nasıl katkı koyuyorsa Nihat Genç de yazılarıyla bu güzel coğrafyanın ağaçlarını, yaylalarını, kıyılarını, derelerini, ovalarını anlatarak katkısını fazlasıyla koydu. Ama en çok da insanlarını anlattı. Daha da anlatacak elbette. Anadolu’nun en güzel kilimlerinden fırlamış bir eli belinde motifi gibi her daim haksızlık ve hukuksuzlukların karşısında dikildi, eğilip bükülmeden inandığı doğruları dolaysızca dile getirdi…   Nihat ağabey ile Leman dergisinde o uzun yazıları yazdığı dönemden bu yana yollarımız hep kesişti.. Ankara’da Engürü kahvesinde, Antalya’da, Kaş’ta, söyleşilerde, konferanslarda.. 2000’li yıllarda Leman dergisinin çıkardığı Yeni Harman’da yazdığım dönem, aynı zamanda ülkedeki yıkım politikalarının da hızlanmaya başladığı bir dönemdi. Nihat Genç ile bu dönem ve sonrasında yaptığımız söyleşilerin konusu hep bu güzel coğrafyanın maruz kaldığı yıkımlardı…   Aynı mecralarda da yazdık, aynı meramı da dile getirdiğimiz de oldu sık sık. Herkesin bir fikri vardır bu konuda ama Nihat Genç bu ülkenin coğrafyasını ve insanını en derinlikli anlatabilen, halkıyla konuşabilen az sayıdaki kalemden biridir. Ruhundaki fırtınaların yıprattığı bedeninin yorgun düştüğü bu ağır uykudan da uyanır elbet… Nihat Genç ile Anadolu coğrafyasındaki yıkımların ağırlaşmaya başladığı 2011’de yaptığımız bir söyleşiyi buraya ekliyorum:   https://acikgazete.com/.../sokaa-kp-kendimizi-ldrmemiz-lazm/ Bu da Antalya özelinde konuştuğumuz 2008 yılından bir başka Nihat Genç röportajı: https://acikgazete.com/soylesi/antalyay-kolay-yamaladlar/ (Yusuf Yavuz) *Fotoğraflar, Eylül 2007’de Antalya’da Akdeniz Üniversitesi’de yapılan bir konferans sonrası kampüste bir ağacın altına oturup dağı taşı, suyu ormanı konuştuğumuz söyleşiden kareler…
Karadeniz dağlarının heybetli ladin ağaçları, Torosların ulu sedirleri, Konya ovasının sarı başakları, Erzurum yaylalarının bilge çobanları, Çukurova’nın bereketli toprakları… Yıllarca hikayelerini yazdığın, öfkesini-isyanını dillendirdiğin Anadolu coğrafyasında kurdun kuşun duaları seninle olsun Nihat Genç…
Yusuf Yavuz

 
 
Bir süredir akciğer kanseri tedavisi gören Yazar Nihat Genç’in entübe edildiği haberini aldım. ‘Modern çağın canileri’ ile uğraşa uğraşa süren bir ömür hiç kolay değil elbette. O da hiç bir zaman kolayı seçmedi. En ağır zamanlarda ‘nöbetçi yazılar’ yazmayı sürdürdü. Bu devranın dönmesine bir fırıncı ekmek yaparak, bir çiftçi toprağa tohum ekerek, bir öğretmen bilgi saçarak nasıl katkı koyuyorsa Nihat Genç de yazılarıyla bu güzel coğrafyanın ağaçlarını, yaylalarını, kıyılarını, derelerini, ovalarını anlatarak katkısını fazlasıyla koydu. Ama en çok da insanlarını anlattı. Daha da anlatacak elbette. Anadolu’nun en güzel kilimlerinden fırlamış bir eli belinde motifi gibi her daim haksızlık ve hukuksuzlukların karşısında dikildi, eğilip bükülmeden inandığı doğruları dolaysızca dile getirdi…

 
Nihat ağabey ile Leman dergisinde o uzun yazıları yazdığı dönemden bu yana yollarımız hep kesişti.. Ankara’da Engürü kahvesinde, Antalya’da, Kaş’ta, söyleşilerde, konferanslarda.. 2000’li yıllarda Leman dergisinin çıkardığı Yeni Harman’da yazdığım dönem, aynı zamanda ülkedeki yıkım politikalarının da hızlanmaya başladığı bir dönemdi. Nihat Genç ile bu dönem ve sonrasında yaptığımız söyleşilerin konusu hep bu güzel coğrafyanın maruz kaldığı yıkımlardı…
 

Aynı mecralarda da yazdık, aynı meramı da dile getirdiğimiz de oldu sık sık. Herkesin bir fikri vardır bu konuda ama Nihat Genç bu ülkenin coğrafyasını ve insanını en derinlikli anlatabilen, halkıyla konuşabilen az sayıdaki kalemden biridir.
Ruhundaki fırtınaların yıprattığı bedeninin yorgun düştüğü bu ağır uykudan da uyanır elbet…
Nihat Genç ile Anadolu coğrafyasındaki yıkımların ağırlaşmaya başladığı 2011’de yaptığımız bir söyleşiyi buraya ekliyorum:
 
Bu da Antalya özelinde konuştuğumuz 2008 yılından bir başka Nihat Genç röportajı:
https://acikgazete.com/soylesi/antalyay-kolay-yamaladlar/
(Yusuf Yavuz)
*Fotoğraflar, Eylül 2007’de Antalya’da Akdeniz Üniversitesi’de yapılan bir konferans sonrası kampüste bir ağacın altına oturup dağı taşı, suyu ormanı konuştuğumuz söyleşiden kareler…
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.