HÜRMÜZ BOĞAZI FELAKETİ!

ÖZEL HABER 23.06.2025 - 20:03, Güncelleme: 23.06.2025 - 20:03 1311 kez okundu.
 

HÜRMÜZ BOĞAZI FELAKETİ!

Boğazlar yalnızca su geçirmez; tarih, ticaret ve iktidar da geçer o daracık koridorlardan. Çanakkale nasıl bir milletin kaderini değiştirdiyse, Süveyş nasıl dünya ekonomisinin yönünü çizdiyse; Hürmüz Boğazı da bugünün dünyasında enerji çağının şah damarıdır. Şimdi o damar kesilmek üzere.

Yeşim Tütün   İran Meclisin'de alınan karar henüz konseyden geçmedi ama tehdit olmaya devam ediyor.   İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatma kararı, bir siyasi mesajdan öte; dünya ekonomisinin sinir uçlarına yapılan doğrudan bir baskıdır. Bu karar, sadece bölgesel bir bilek güreşi değil ,küresel düzeyde bir kriz alarmıdır. 1. Küresel Ekonomiye Darbe: Tetikte Bekleyen Kriz Hürmüz Boğazı’ndan her gün geçen yaklaşık 20 milyon varil petrol, dünya enerji ihtiyacının beşte birini karşılıyor. Bu boğazın kapanması; bir musluğun kapanmasından çok daha fazlası. Bu, sanayi devriminden bugüne kurulmuş enerji düzeninin tek kalemde tökezlemesi demek. Brent petrolün 100 doları geçmesi yalnızca bir ihtimal değil, artık beklenen bir sonuç. Petrol fiyatları arttıkça navlunlar kabarır, lojistik maliyetleri yükselir, üretim zincirleri kırılır. Küresel enflasyon hortlar, özellikle enerjiye bağımlı gelişmekte olan ülkelerde sosyal ve ekonomik huzursuzluklar artar. Enerji, artık yalnızca yakıt değil; aynı zamanda güven, refah ve istikrarın mayasıdır. O maya bozulduğunda ise tüm hamur çöker. 2. Türkiye: Enerji Gölgesinde Daralan Alan Türkiye, yıllardır enerjide dışa bağımlılığın gölgesinde politika üretmeye çalışıyor. Hürmüz Boğazı üzerinden gelen petrol ve doğalgaz, Türkiye'nin ithalat kalemlerinin başında. Bu kriz, Türkiye ekonomisini üç koldan sıkıştıracak: Döviz ihtiyacı artacak. Petrol ve gaz daha pahalıya gelecek, enerji faturası büyüyecek. Enflasyon yeniden tırmanacak. Enerji zamları zincirleme etkiyle tüm sektörlere yansıyacak. Cari açık derinleşecek. İhracatçının maliyeti artarken ithalat daha pahalı hale gelecek. Türkiye için bu kriz, yalnızca ekonomi değil, aynı zamanda diplomasi sınavıdır. İran’la ilişkiler, Körfez ülkeleriyle dengeler ve Batı’yla enerji arayışları aynı anda yönetilmeli. Aksi halde Hürmüz’deki daralma, Ankara’da siyasi ve ekonomik sıkışmaya dönüşebilir. 3. Çin ve Avrupa: İki Kıta, Ortak Sancılar Çin: Enerji Güvenliği, Jeopolitik Çıkmaz Çin, ithal petrolünün %40’ını Hürmüz’den geçiriyor. Bu boğaz kapanırsa: Rafinerileri duraksar, üretim zinciri sekteye uğrar. Enerji maliyetleri Çin ürünlerinin fiyat rekabetini zayıflatır. Kuşak-Yol Projesi'nin deniz ayağı zora girer. Ayrıca Çin'in İran'la olan stratejik yakınlığı bu krizde çift taraflı bir kılıç gibi. Çin, İran’ı tamamen karşısına almak istemez ama küresel itibarını da riske atamaz. Bu denge, Pekin’i sessiz ama hazırlıklı bir pozisyona iter. Avrupa: Enflasyonun Gölgesinde Yeni Enerji Krizi Avrupa, Rusya’ya enerji bağımlılığını azaltmak için Körfez’e yönelmişti. Ama şimdi, Hürmüz kapanırsa Avrupa yine dar boğazda: Euro Bölgesi’nde enflasyon yeniden yükselecek. Almanya başta olmak üzere enerjiye dayalı sanayi ülkeleri rekabet avantajını kaybedecek. Avrupa Merkez Bankası’nın faiz indirimi planı askıya alınacak. Ve en önemlisi: Avrupa'nın bu kriz karşısındaki diplomatik refleksi zayıf. Ne sahada askeri varlığı yeterli, ne de Körfez’de enerji güvenliği için etkin bir stratejisi var. 4. Tarihten Ders: Suyun Olduğu Yerde Savaş da Vardır Tarih bize gösterdi: Boğazlar kapandığında savaşlar başlar. Çanakkale 1915’te, Süveyş 1956’da, Hürmüz ise defalarca ısındı ama şimdi daha önce görülmemiş bir eşiğe dayandı. Artık mesele sadece İran’ın kararı değil; ABD’nin cevabı, Körfez ülkelerinin tepkisi, Çin’in pozisyonu ve Türkiye gibi geçiş noktası ülkelerin tutumuyla birleşen çok katmanlı bir krize dönüşmüş durumda.  Hürmüz, Bir Boğazdan Fazlası Hürmüz Boğazı kapanırsa, sadece petrol akışı değil; ticaret, güven, istikrar ve diplomasi de durur. Dünya bir boğazın kenarında durmuş, nefesini tutmuş bekliyor. Ve o dar geçidin her damlası artık yalnızca su değil; siyaset, kriz, hesaplaşma ve belki de savaş taşıyor. Türkiye için bu kriz; sadece bir dış politika hamlesi değil, aynı zamanda bir ekonomik kırılma testi. Avrupa için bu kriz; enerji bağımlılığı üzerine kurulu düzenin yeniden düşünülmesi. Çin içinse bu kriz; enerji ile hegemonya arasında ince bir ipte yürüme oyunu.
Boğazlar yalnızca su geçirmez; tarih, ticaret ve iktidar da geçer o daracık koridorlardan. Çanakkale nasıl bir milletin kaderini değiştirdiyse, Süveyş nasıl dünya ekonomisinin yönünü çizdiyse; Hürmüz Boğazı da bugünün dünyasında enerji çağının şah damarıdır. Şimdi o damar kesilmek üzere.

Yeşim Tütün

 

İran Meclisin'de alınan karar henüz konseyden geçmedi ama tehdit olmaya devam ediyor.
 

İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatma kararı, bir siyasi mesajdan öte; dünya ekonomisinin sinir uçlarına yapılan doğrudan bir baskıdır. Bu karar, sadece bölgesel bir bilek güreşi değil ,küresel düzeyde bir kriz alarmıdır.

1. Küresel Ekonomiye Darbe: Tetikte Bekleyen Kriz

Hürmüz Boğazı’ndan her gün geçen yaklaşık 20 milyon varil petrol, dünya enerji ihtiyacının beşte birini karşılıyor. Bu boğazın kapanması; bir musluğun kapanmasından çok daha fazlası.
Bu, sanayi devriminden bugüne kurulmuş enerji düzeninin tek kalemde tökezlemesi demek.

Brent petrolün 100 doları geçmesi yalnızca bir ihtimal değil, artık beklenen bir sonuç.

Petrol fiyatları arttıkça navlunlar kabarır, lojistik maliyetleri yükselir, üretim zincirleri kırılır.

Küresel enflasyon hortlar, özellikle enerjiye bağımlı gelişmekte olan ülkelerde sosyal ve ekonomik huzursuzluklar artar.

Enerji, artık yalnızca yakıt değil; aynı zamanda güven, refah ve istikrarın mayasıdır. O maya bozulduğunda ise tüm hamur çöker.

2. Türkiye: Enerji Gölgesinde Daralan Alan

Türkiye, yıllardır enerjide dışa bağımlılığın gölgesinde politika üretmeye çalışıyor. Hürmüz Boğazı üzerinden gelen petrol ve doğalgaz, Türkiye'nin ithalat kalemlerinin başında.
Bu kriz, Türkiye ekonomisini üç koldan sıkıştıracak:

Döviz ihtiyacı artacak. Petrol ve gaz daha pahalıya gelecek, enerji faturası büyüyecek.

Enflasyon yeniden tırmanacak. Enerji zamları zincirleme etkiyle tüm sektörlere yansıyacak.

Cari açık derinleşecek. İhracatçının maliyeti artarken ithalat daha pahalı hale gelecek.

Türkiye için bu kriz, yalnızca ekonomi değil, aynı zamanda diplomasi sınavıdır. İran’la ilişkiler, Körfez ülkeleriyle dengeler ve Batı’yla enerji arayışları aynı anda yönetilmeli.
Aksi halde Hürmüz’deki daralma, Ankara’da siyasi ve ekonomik sıkışmaya dönüşebilir.

3. Çin ve Avrupa: İki Kıta, Ortak Sancılar

Çin: Enerji Güvenliği, Jeopolitik Çıkmaz

Çin, ithal petrolünün %40’ını Hürmüz’den geçiriyor.
Bu boğaz kapanırsa:

Rafinerileri duraksar, üretim zinciri sekteye uğrar.

Enerji maliyetleri Çin ürünlerinin fiyat rekabetini zayıflatır.

Kuşak-Yol Projesi'nin deniz ayağı zora girer.

Ayrıca Çin'in İran'la olan stratejik yakınlığı bu krizde çift taraflı bir kılıç gibi. Çin, İran’ı tamamen karşısına almak istemez ama küresel itibarını da riske atamaz. Bu denge, Pekin’i sessiz ama hazırlıklı bir pozisyona iter.

Avrupa: Enflasyonun Gölgesinde Yeni Enerji Krizi

Avrupa, Rusya’ya enerji bağımlılığını azaltmak için Körfez’e yönelmişti. Ama şimdi, Hürmüz kapanırsa Avrupa yine dar boğazda:

Euro Bölgesi’nde enflasyon yeniden yükselecek.

Almanya başta olmak üzere enerjiye dayalı sanayi ülkeleri rekabet avantajını kaybedecek.

Avrupa Merkez Bankası’nın faiz indirimi planı askıya alınacak.

Ve en önemlisi: Avrupa'nın bu kriz karşısındaki diplomatik refleksi zayıf. Ne sahada askeri varlığı yeterli, ne de Körfez’de enerji güvenliği için etkin bir stratejisi var.

4. Tarihten Ders: Suyun Olduğu Yerde Savaş da Vardır

Tarih bize gösterdi: Boğazlar kapandığında savaşlar başlar. Çanakkale 1915’te, Süveyş 1956’da, Hürmüz ise defalarca ısındı ama şimdi daha önce görülmemiş bir eşiğe dayandı.
Artık mesele sadece İran’ın kararı değil; ABD’nin cevabı, Körfez ülkelerinin tepkisi, Çin’in pozisyonu ve Türkiye gibi geçiş noktası ülkelerin tutumuyla birleşen çok katmanlı bir krize dönüşmüş durumda.

 Hürmüz, Bir Boğazdan Fazlası

Hürmüz Boğazı kapanırsa, sadece petrol akışı değil; ticaret, güven, istikrar ve diplomasi de durur.
Dünya bir boğazın kenarında durmuş, nefesini tutmuş bekliyor.
Ve o dar geçidin her damlası artık yalnızca su değil; siyaset, kriz, hesaplaşma ve belki de savaş taşıyor.

Türkiye için bu kriz; sadece bir dış politika hamlesi değil, aynı zamanda bir ekonomik kırılma testi.
Avrupa için bu kriz; enerji bağımlılığı üzerine kurulu düzenin yeniden düşünülmesi.
Çin içinse bu kriz; enerji ile hegemonya arasında ince bir ipte yürüme oyunu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.