Prof. Dr. Halil Çivi: SON ORMAN YANGINLARININ BÜYÜK TAHRİBATI VE TÜRKİYE'NİN ORMAN VARLIĞI ÜZERİNE KISA ANIMSATMALAR.
Prof. Dr. Halil Çivi: SON ORMAN YANGINLARININ BÜYÜK TAHRİBATI VE TÜRKİYE'NİN ORMAN VARLIĞI ÜZERİNE KISA ANIMSATMALAR.
Prof. Dr. Halil Çivi son orman yangınlarının yol açtığı tahribatı, Türkiye'nin orman varlığına ilişkin mevcut durumu ve bu felaketlerin altında yatan temel nedenleri ele alarak, ormanların ülkemiz için hayati önemini vurgulayan bir makale yazdı.
Prof. Dr. Halil Çivi son orman yangınlarının yol açtığı tahribatı, Türkiye'nin orman varlığına ilişkin mevcut durumu ve bu felaketlerin altında yatan temel nedenleri ele alarak, ormanların ülkemiz için hayati önemini vurgulayan bir makale yazdı.
Türkiye için, 2025 Yılı, orman yangınları açısından çok olumsuz bir yıl oldu. Aynı günlerde, eş anlı olarak, başta İzmir olmak üzere, beş ayrı ilde birden orman yangınları çıktı. Biri söndürülemeden diğerleri başladı. Ormana müdahale araçlarının yetersizliği, eşgüdüm sorunları, nitelik ve nicelik açısından bilinçli veuzman personel eksikliği, ayrıca havaların çok kurak geçmesi, sert ve ters rüzgarların orman yangınlarını körüklemesi ve çoğu orman yangın alanlarına ulaşım zorlukları...ve benzeri nedenler hem daha geniş bir orman alanının yanmasına ve hem de 12 orman işçisi ve gönüllüsünün can kaybına neden oldu.Yangınlar henüz tam sönümlenmedi. Yangın tehlikesi de henüz geçmedi. Kaldı ki, önümüzdekiüçayda daha orman yangını tehlikesi devam edecek.
Kamuoyuna yansıyan resmi ve açık bilgilere göre;
2025 Yılı, 29 Temmuz tarihi itibarıyla bu yıl içinde yanan orman miktarı 80, 000 hektar, başka bir söyleyişle de, 100 km karedir.Bu80.000 hektarın, 26.000hektarı Ege ve İzmir yöresindedir. Bir km kare bir milyon metre kareolduğuna göre, 100 km. kare baz alınırsa yanan orman kaybımız yüz milyon metre kare olacaktır.Türkiye gibi, orman ve dolayısıyla su fakirliğinin sınırında olan bir ülke için bu çok önemli bir kayıptır.
Ayrıca her orman bölgesinin ayrı bir ekosistem ve ayrı birbiyoçeşitlilik alanı olduğunu, içinde binlerce tür canlıya ev sahipliği yaptığını ve yanan ormanla birlikte içindeki canlıların da yok olduğunu, yağış rejiminin bozulacağını, yeraltı ve yerüstü suların kıtlaşacağını, havadaki karbondioksit miktarının artacağını, oksijen üretiminin azalacağını, çölleşmeyezemin hazırlayacağını, esen rüzgarların bile yön ve karakter değiştireceğini de hiçunutmamak lazımdır...
2024 resmi envanter verilerine göre, Türkiye'nin yüzölçümü 783.000 km karedir. Orman varlığı ise yüzölçümünün% 29.5 kadarı, yani 231.000 km kare kadardır. Yapılan bazı bilimsel tespitlere göre,
Türkiye ormanlarınınönemli bir kısmının kalite olarak% 40- 42oranın bozuk orman karakterinde olduğu gözlenmiştir. Eğer 231.000 km karelik toplam orman alanından % 42 lik bozuk ormanlar düşürülürse geriye 174.000 km karelik nitelikli orman alanı kalır. Burada önemle belirtilmesi gereken konu şudur.Türkiye ORMAN FAKİRİbir ülkedir. Orman fakiri demek, oksijen fakiri, yağış fakiri, su fakiri ve dolayısıyla da BESİN- GIDA fakiri... demektir.Umutlu bir gelecek için Türkiye' deki orman varlığının orta ve uzun vadede , mutlaka % 35 oranına yükseltilmesi için bilinçli politika ve eylemlere gerek vardır.
A-Ormanları neden yeterince korunamıyor?
1- Genelde,siyasi nedenler ve iktidar mücadeleleri kısa vadeli yanlışlıklar barındırmaktadır. Orman varlığını geliştirme ve korumanınpartiler hatta siyaset üstü ve devlet politikası olarak ele alınması zorunludur. Çünkü ormanların geleceği, siyasi iktidarfigürlerinin siyasiömürlerinden daha uzundur. OrmanlarTürkiye'nin, gelecek kuşaklarının dageleceğidir. Uzun vadelistratejiler, taktikler, projeler ve uygulamalar gerektirir.
2- Ekonomiteorilerinde, orman, toprak, su, yeraltı ve yerüstü varlıkları bir DOĞAL KAYNAK olarak öğretilir. Halbuki doğa, su, orman...varlıklarını sadece tüketilen kaynak olarak algılamak yanlış, en azından eksik ve hatalıdır.Halbuki doğa ve orman cansız bir kaynak değil CANLI VARLIKTİR. SÜRDÜRULEBİLİR ŞEKİLDE kullanılması,korunması ve yaşatılması gerekir. Aksi halde doğanın dengesi bozulur ve geleceği tehdit eder.
3-631 Sayılı Orman Yasası,bozulmuş orman alanlarını ekonomik faydalanmaya açan 2B Yasası, imar afları,madencilik ruhsatalanlarınınbelirlenmesinde ortaya çıkan fiili meler. Bu yasalar, aflar ve ruhsatların çoğu zaman orman varlığı zararına yorumlanarak ÇED ( ÇevreyeEtkilerini Değerlendirme ) raporundan muaf tutulma kolaylıkları; orman varlığımızı bireysel çıkarcılığa ve RANTAhazır durumuna getirmektedir.
Bu tür uygulamalardan mutlaka vazgeçilmeli,bozuk orman alanlarını ranta açmak yerine, ıslah edilerekorman varlığına eklenmek gerekir. Orman suçlarına verilen cezaları caydırıcı duruma getirilmelidir.
4-Ormanlı koruma ve orman yangınları önleme konusunda, ortaya çıkan çeşitlimesleki, idari, mali veteknik eksiklikler. Her düzeyde, mesleki bilgi ve liyakata dayalı, deneyimli personel eksikliği. Araç gereç kıtlığı, kamu kurumları arasındaki eşgüdüm eksiklikleri. Haberleşme ve erken uyarı sistemlerinin ve gözetleme birimlerinin yetersizliği.
5- Milli Eĝitim sistemi içindedoğa, orman ve bilincine yeteri yer verilmemesi. Kentlerde yaşayan büyük insan kalabalıklarının doğadan, ağaç ve orman sevgisinden kopması.Doğa, Orman ve çevre korumanınsadece BİR DEVLET GÖREVİ olarak kabul edilmesi. Bireysel sorumluluklarıüstlenmemek. Toplumsal olarak doğa ve orman koruma bilincinin erozyona uğraması.
6- Orman bölgelerinin kendi haline bırakılması.
Yangın tehlikesi mevsiminden önce,orman altı örtüsündeki kurumuş otların, çalıların, kurumuş, çürümüşağaç varlıklarının ormandan uzaklaştırılmaması.Orman yangını söndürme tatbikatlarının yapılmaması. Orman varlığını artırma çalışmalarında, çam türü ağaçlar yerine, tutuşması ve yanması daha zor ağaç türleri dikmemek. Profesyonelce eğitilmiş ve orman yangınlarında uzmanlaşmış profesyonel orman ekiplerinin yokluğu ya da yersizliği.
7- Ormanlarla ilgili yürütülecekher türlü politika, strateji, taktik ve fiili projelerde küresel ısınmanın, iklim değişmelerin ve ekolojik dengelerin varlığını mutlaka hesaba katılmaması.
8- Bireysel hatalar ve kasıtlı davranışlar da orman yangınlarını tetikleyen önemli nedenler arasındadır. Sigara izmariti atmak. Cam vepet şişeleri orman içine bırakmak. Piknik ateşlerinde dikkatsiz davranmak. Ormanda yanıcı ve parlayıcı piknik malzemeleri ( çıra, kömür, kibrit, tutuşturucu yağlar) unutmak. Çiftçilerin anız yakmaları, ormandan arazi kazanma istekleri. Ekonomik rant uğruna kasıtlı çıkarılan orman yangınları, hatta ideolojik yangın sabotajları...sayılabilir.
B- Eğer ülkedeki orman varlığı, sürdürülebilir sınırın altına düşer ya da tamamen yok olursa neler olur?
1- Atmosferdeki karbondioksit düzeyi hızla yükselir. Küresel ısınma artar.İklim değişir. Yağışlar çok azalır. Su döngüsübozulur. Çölleşme başlar. Su sorunu vegıda kıtlığı oluşur.Ekolojik denge yok olur.
2- İç ve dış göç hareketleri hızlanır. Toplumsal gerilimler ve savaşlar başlar. İstikrar bozulur...
3- Havadaki Oksijenazalır. Nefes almak zorlaşır. Solunum hastalıkları tavan yapar.
4- Doğal denge bozulur. Biyoçeşitlilik yok olur. Anormal yağışlar,aşırı seller ve heyelanlar oluşturur. Rüzgarların hızı ve deseni değişir. Erozyon hızlanır. Ülke çölleşir.
Son söz.
Ormansız yaşam ülkenin, toplumun, insanın varlığı ve insan soyunun geleceği için en büyük tehdittir. Türkiye orman fakiri bir ülkedir. Doğanın ve orman varlığının üzerindeki her türlü tehdit hiç vakitgeçirilmeden mutlaka ortadan kaldırılmalıdır.
Siyasi birtedbir olarak da, Tarım ve Orman bakanlığını birbirinden ayırmak, bağımsız, geniş donanımlı, mesleki liyakata dayalıve güçlü bir Orman Bakanlığı kurmak.Madencilik, tarım, turizm ve inşaat rantlarının ormanların ciğerlerine verdiği ve vereceği zararları ortadan kaldırmak gerekir.
Umut etmek güzeldir,fakat akılcı bir iyimserlik ve umut sahibi olmak, aklın ve bilimin yolundan hiç ayrılmamak lazımdır. Bunu da ancak, doğanın, çevrenin, ormanın ...değerini doğru algılayacak ve uygulayacakbir siyasi irade gerektirir.