Sakarya Meydan Muharebesi'nin 104. Yıl Dönümü: Kaderin Yazıldığı Yer

22 gün 22 gece destansı bir mücadele veren başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Bugün, 23 Ağustos, tarihimizin en şanlı ve en kritik sayfalarından biri olan Sakarya Meydan Muharebesi'nin başlangıcının 104. yıl dönümünü anıyoruz. Bu destansı direniş, sadece askeri bir zafer değil, aynı zamanda bir milletin küllerinden doğuşunun, azim ve inancının en parlak simgesidir. 1921 yazında, işgalci Yunan ordusu Ankara'ya doğru ilerlerken, Türk ordusu Polatlı yakınlarındaki Sakarya Nehri'nin doğusuna çekilmek zorunda kalmıştı. Durum oldukça kritikti. TBMM'nin Polatlı'ya taşınması dahi gündeme gelmişti. İşte tam bu umutsuz anda, Başkomutan Mustafa Kemal Paşa sahneye çıktı. Tarihe geçen o meşhur emrini verdi: "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz." Bu emirle, klasik savunma stratejileri terk edilmiş, her askerin bulunduğu yeri vatanın bir parçası olarak savunması emredilmişti. Bu, bir ordunun değil, bir milletin topyekûn savaşıydı.   22 Gün 22 Gecelik Destan 23 Ağustos 1921'de başlayan muharebe, tam 22 gün 22 gece sürdü. Dünyanın en uzun süren meydan savaşlarından biri olan bu muharebede, Mehmetçik'in fedakârlığı, cesareti ve metaneti karşısında düşman ordusu ilerleyemedi. Sakarya, Türk'ün son savunma hattı olmuştu ve Mehmetçik, bu vatanı geçilmez kılmıştı. 13 Eylül 1921'de Yunan ordusu geri çekilmek zorunda kaldı. Sakarya Zaferi, Kurtuluş Savaşı'nın seyrini tamamen değiştirdi. Sakarya Meydan Muharebesi, Kurtuluş Savaşı'nın en büyük dönüm noktasıdır. Bu zaferle birlikte, hem Türk ordusunun morali yükselmiş, hem de milletin bağımsızlık inancı pekişmiştir. Emperyalist Devletler Anadoluda ki iddialarından vaz geçip ‘’Ulusal Ant’ı’’ (Misakı Milli) tanımışlardır. Zaferin ardından, Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'ya Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Mareşallik rütbesi ve Gazilik unvanı verildi. Sakarya Zaferi, uluslararası alanda da yankı buldu. Fransa ile Ankara Antlaşması imzalandı, İtilaf Devletleri arasındaki birlik bozuldu ve Lozan Barış Konferansı'na giden yol açıldı. Bugün, bu büyük zaferin mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, tüm silah arkadaşlarını ve vatan uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anıyoruz. Onların bıraktığı bu mirası korumak ve sonsuza dek yaşatmak, en büyük görevimizdir.