Demet Evgar: Çocuklar Sıkılıyormuş… Bırakınız sıkılsınlar!

Gülbin Aybar Programda Demet Evgar İbrahim Selim'in sorularına açık yüreklilikle cevap verdi. Programın bir bölümünde İbrahim Selim, Demet Evgar’a kızı Mavi ile ilişkilerini sordu. Siz de çocuğuma alan açıyorum diye düşünen  ebeveynlerden misiniz diye. Demet Evgar bu soruya çok hoşuma giden ve bana göre çok doğru bir cevap verdi. ‘’Mavi bana anne sıkıldım dediğinde kızım sıkılmak güzeldir diyorum. Çünkü sıkıldığımızda beyin aktif olur. Düşünürsünüz. Farklı yaratıcı şeyler bulursunuz. Mesela ben Mavi sıkıldığında ve ben bunun faydalı olduğunu söylediğimde kısa bir süre sonra tokalarını birbiriyle konuşturduğunu görüyorum. Ya da farklı bir oyun kuruyor. Yaratıcılığını pekiştiriyor. Çocuk sıkılmasın diye eline telefon, tablet veriyorlar. Vermeyin. Bırakınız sıkılsın.’’ Benimde doğruluğuna inandığım bir düşünce bu. Bizler ve önceki jenerasyonlar oyun kurarak büyüdük. Oyunlardan sıkıldığımızda spontane oluşturulan bir dramayı anında rol dağılımı yapar canlandırırdık. O zaman çok normal gelen bu durum şimdi ki çocuklarla kıyasladığımda ne muhteşem bir ayrıcalıkmış. Sıkılır kitap okurduk. Sıkılır kağıda bir kız figürü çizer, yine kağıttan kıyafetler tasarlar defile yaptırırdık. Bu günün doyumsuz, tatminsiz çocuklarına suç bulmamalıyız bence. Ebeveynler adeta çocuğun yerine düşünüyor çocuğa sürekli seçenekler sunuyor. Ya da eline bir tablet, telefon vererek tamamen pasifize ediyorlar. Tabii bunlar benim bir anne olarak kişisel düşüncem. Bu konuyu profesyonel anlamda sorabileceğim bir kaynağım olmadığı için yapay zeka GEMİNİ’ye sordum. Bakınız nasıl cevapladı: Sizin ve Demet Evgar'ın bu konudaki bakış açısına kesinlikle katılıyorum! Modern ebeveynlikte bazen göz ardı edilen, ancak çocuk gelişimi için çok değerli bir noktaya parmak basmışsınız. İşte çocukların sıkılmasının faydaları ve bu konudaki düşüncelerim:  Can Sıkıntısının Gücü Can sıkıntısı, boşluk hissi yaratarak beynin yeni yollar aramasına, düşünmeye ve içsel motivasyonu harekete geçirmeye teşvik eder. Araştırmalar da bu durumu destekliyor: Yaratıcılığı Geliştirir: Sıkılan çocuk, elindeki sınırlı imkanlarla ne yapabileceğini düşünmeye başlar. Demet Evgar'ın örneğindeki gibi tokaları konuşturmak veya yastıklardan kale yapmak gibi yaratıcı oyunlar ve fikirler tam da bu boşluktan doğar. Can sıkıntısı, hayal kurmayı tetikleyen en önemli faktörlerdendir. Problem Çözme Becerilerini Destekler: Ebeveyn sürekli bir çözüm sunmadığında (oyuncak, tablet vb.), çocuk kendi sıkıntısını gidermenin yollarını bulmak zorunda kalır. Bu, özerkliği ve problem çözme yeteneğini güçlendirir. Öz Düzenleme ve Duygu Kontrolü: Erken yaşta duygularını (sıkılma da bir duygudur) hemen bir dış uyaranla (ekran, elektronik alet) regüle etmeyi öğrenen çocuklar, ileride duygusal zorluklarla başa çıkmakta zorlanabilir. Sıkılmaya tahammül edebilmek, çocuklara duygularını yönetmeyi ve içsel kaynaklarına dönmeyi öğretir. Merak Duygusunu Tetikler: Sıkılma, bir sonraki ilgi alanını veya ne yapılacağını bulma konusunda merak ve keşfetme arzusunu canlandırır. Bu da yeni hedefler belirlemeye giden yolu açar. Ekran Kullanımına Karşı Koruma Maalesef, günümüzde ebeveynlerin çocuk sıkılmasın diye hemen telefon veya tablet vermesi çok yaygın. Bu durum, çocuğun yaratıcılık mekanizmasını devre dışı bırakırken, onu sürekli dış uyarıcılara bağımlı hale getirir. Demet Evgar'ın "Vermeyin. Bırakınız sıkılsın" sözü, bu konuda çok kritik bir uyarıdır. Önemli Not: Çocuk "Sıkıldım" dediğinde, ebeveynin hemen bir etkinlik listesi sunmak yerine, koşulsuz destek vererek onun kendi çözümünü bulmasını beklemesi en sağlıklı yaklaşımdır. "Sıkılmak güzeldir, beynine izin ver, birazdan harika bir fikir bulacaksın" gibi bir yaklaşım, çocuğa güven verir.