Erdal Direğin
Köşe Yazarı
Erdal Direğin
 

YA KANAL, YA İSTANBUL…

Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ile birlikte 3 yıldır sümen altı yapılan bu proje tekrar gündeme getirildi. Öncelikle, Kanal İstanbul’un yapılmaması ile ilgili uzman görüşlerine bir göz atalım. 1.Çevresel Tahribat : * Su kaynakları riski; Kanal güzergahı, İstanbul’un önemli yeraltı havzalarından geçmektedir. Bu durum İstanbul’un e suyu kaynaklarını tehlikeye atabilir. * Ekosistem bozulması ; Ormanlık alanlar, tarım arazileri ve sulak alanları yok olacak, bu bölgedeki biyolojik çeşitlilik azalacaktır. * Deniz Ekolojisi ; Karadeniz ile Marmara arasında doğal olmayan bir su akışı oluşturulması, Marmara Denizi’nin oksijen seviyesini düşürebilir ve müsilaj sorunlarını artırabilr. 2. Deprem Riski : * Kanal İstanbul’un geçeceği güzergah, Kuzey Anadolu Fay hattına yakın. BU alanda yapılacak kazı ve inşaat faaliyetleri sismik riskleri artırabilir. 3. Kültürel ve Tarihi Miras : * Proje güzergahında yer alan arkelojik alanlar ve tarihi yapılar zarar görebilir. Özellikle Bathonea Antik kenti gibi önemli kazı alanları risk altındadır. 4. Ekonomik Maliyet ve Öncelikler : * Projenin maliyeti çok yüksek. Buraya harcanacak kaynaklar, İstanbul’un mevcut sorunlarına (Ulaşım, alt yapı, deprem hazırlığı vb.) harcanabilecekken düşük getirili bir projeye ayrılması eleştiriliyor. 5. Boğaz’ın İşlevi Zaten Var: * Montrö Sözleşmesi gereği, Boğazlar zaten uluslararası gemi geçişine açık ve ücretsizdir. Kanal İstanbul’un bu işlevi gereksiz biçimde tekrar edeceği ve ekonomik olarak cazip olamayacağı belirtiliyor. 6. Kentleşme Baskısı ve Nüfus Artışı : * Kanal etrafına kurulacak yeni şehir, İstanbul’un nüfusunu daha da artırarak alt yapı sorunlarını ve trafik sorunlarını büyütebilir. Şimdi gelelim bu konudaki düşüncelerime. Ben de büyük çoğunluk gibi bu projenin yapılmamasının doğru olduğunu düşünenlerdenim. Bu proje yukarıdaki uzman görüşlerinden yola çıkarak, akılcılıktan uzak bir projedir. İstanbul halkına zerre kadar faydası yoktur. Ayrıca Montrö hali hazırda geçerli iken yabancı gemiler niçin parasını ödeyerek yeni kanaldan geçsinler. Özellikle neye üzülüyorum biliyor musunuz? Arap ülkelerinin televizyon kanallarında bizim topraklarımız, emlakçılar tarafından reklam verilerek pazarlanmaya çalışılıyor. Memleketini seven buna nasıl üzülmesin? Kanal etrafında kupon arazilerin üretilesi ve satışının yabancılara satılması kabul edilemez. Bir de çok ilginç bir şey oldu geçen ay. Şehircilik Bakanı Murat Kurum “Kanal İstanbul bizim gündemimizde yok” derken eş zamanlı olarak Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu “mutlaka yapacağız” diyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da “patlasanız da, çatlasanız da Kanal İstanbul’u yapacağız” dediği de dün gibi hafızalarda. Halka rağmen bu yapılabilir mi? bunu zaman gösterecek. Muhalefetin bu konudaki kararı bu projeyi yaptırmama yönünde. Hatta “referandum yapalım, kararı İstanbul’lu versin” diyorlar. Cumhuriyet Halk Partisinin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Silivri’de tutsak Ekrem İmamoğlu’nun bu konudaki tavrı net. “Ya Kanal, Ya İstanbul” diyerek konunun önemini defalarca kamuoyuna duyurmuştu. Sonuç olarak ekonomiyi etkileyeceği için halkımız, yaşam alanlarını etkileyeceği için İstanbul’lular buna karşı çıkıyorlar. Zerre kadar faydası olmayan bu projeden vazgeçin.
Ekleme Tarihi: 13 May 2025 - Tuesday
Erdal Direğin

YA KANAL, YA İSTANBUL…

Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ile birlikte 3 yıldır sümen altı yapılan bu proje tekrar gündeme getirildi.

Öncelikle, Kanal İstanbul’un yapılmaması ile ilgili uzman görüşlerine bir göz atalım.

1.Çevresel Tahribat :

* Su kaynakları riski; Kanal güzergahı, İstanbul’un önemli yeraltı havzalarından geçmektedir. Bu durum İstanbul’un e suyu kaynaklarını tehlikeye atabilir.

* Ekosistem bozulması ; Ormanlık alanlar, tarım arazileri ve sulak alanları yok olacak, bu bölgedeki biyolojik çeşitlilik azalacaktır.

* Deniz Ekolojisi ; Karadeniz ile Marmara arasında doğal olmayan bir su akışı oluşturulması, Marmara Denizi’nin oksijen seviyesini düşürebilir ve müsilaj sorunlarını artırabilr.

2. Deprem Riski :

* Kanal İstanbul’un geçeceği güzergah, Kuzey Anadolu Fay hattına yakın. BU alanda yapılacak kazı ve inşaat faaliyetleri sismik riskleri artırabilir.

3. Kültürel ve Tarihi Miras :

* Proje güzergahında yer alan arkelojik alanlar ve tarihi yapılar zarar görebilir. Özellikle Bathonea Antik kenti gibi önemli kazı alanları risk altındadır.

4. Ekonomik Maliyet ve Öncelikler :

* Projenin maliyeti çok yüksek. Buraya harcanacak kaynaklar, İstanbul’un mevcut sorunlarına (Ulaşım, alt yapı, deprem hazırlığı vb.) harcanabilecekken düşük getirili bir projeye ayrılması eleştiriliyor.

5. Boğaz’ın İşlevi Zaten Var:

* Montrö Sözleşmesi gereği, Boğazlar zaten uluslararası gemi geçişine açık ve ücretsizdir. Kanal İstanbul’un bu işlevi gereksiz biçimde tekrar edeceği ve ekonomik olarak cazip olamayacağı belirtiliyor.

6. Kentleşme Baskısı ve Nüfus Artışı :

* Kanal etrafına kurulacak yeni şehir, İstanbul’un nüfusunu daha da artırarak alt yapı sorunlarını ve trafik sorunlarını büyütebilir.

Şimdi gelelim bu konudaki düşüncelerime. Ben de büyük çoğunluk gibi bu projenin yapılmamasının doğru olduğunu düşünenlerdenim. Bu proje yukarıdaki uzman görüşlerinden yola çıkarak, akılcılıktan uzak bir projedir. İstanbul halkına zerre kadar faydası yoktur. Ayrıca Montrö hali hazırda geçerli iken yabancı gemiler niçin parasını ödeyerek yeni kanaldan geçsinler.

Özellikle neye üzülüyorum biliyor musunuz? Arap ülkelerinin televizyon kanallarında bizim topraklarımız, emlakçılar tarafından reklam verilerek pazarlanmaya çalışılıyor. Memleketini seven buna nasıl üzülmesin? Kanal etrafında kupon arazilerin üretilesi ve satışının yabancılara satılması kabul edilemez.

Bir de çok ilginç bir şey oldu geçen ay. Şehircilik Bakanı Murat Kurum “Kanal İstanbul bizim gündemimizde yok” derken eş zamanlı olarak Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu “mutlaka yapacağız” diyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da “patlasanız da, çatlasanız da Kanal İstanbul’u yapacağız” dediği de dün gibi hafızalarda. Halka rağmen bu yapılabilir mi? bunu zaman gösterecek. Muhalefetin bu konudaki kararı bu projeyi yaptırmama yönünde. Hatta “referandum yapalım, kararı İstanbul’lu versin” diyorlar. Cumhuriyet Halk Partisinin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Silivri’de tutsak Ekrem İmamoğlu’nun bu konudaki tavrı net.

“Ya Kanal, Ya İstanbul” diyerek konunun önemini defalarca kamuoyuna duyurmuştu.

Sonuç olarak ekonomiyi etkileyeceği için halkımız, yaşam alanlarını etkileyeceği için İstanbul’lular buna karşı çıkıyorlar. Zerre kadar faydası olmayan bu projeden vazgeçin.

Yazıya ifade bırak !