ZAMANIN MERDİVENLERİNDEN GÜNÜMÜZE TIRMANAN EL SANATLARININ İZLERİ VE GELİŞİMİ.
ZAMANIN MERDİVENLERİNDEN GÜNÜMÜZE TIRMANAN EL SANATLARININ İZLERİ VE GELİŞİMİ.
El sanatları, "Zamanın Merdivenlerinden Günümüze Tırmanan" kültürel mirasımızın en önemli izleyicilerinden. Bu kadim izlerden biri de, koyun yününün mucizevi dönüşümüyle hayat bulan keçe sanatı. Özellikle İzmir'in Tire ilçesinde, dededen toruna geçen bir mirasın üçüncü kuşak temsilcisi olan Keçe Sanatçısı Arif Cön, geleneksel keçecilik yöntemlerini modern bir vizyonla harmanlayarak bu sanatı yeniden boyutlandırıyor.
El sanatları, "Zamanın Merdivenlerinden Günümüze Tırmanan" kültürel mirasımızın en önemli izleyicilerinden. Bu kadim izlerden biri de, koyun yününün mucizevi dönüşümüyle hayat bulan keçe sanatı. Özellikle İzmir'in Tire ilçesinde, dededen toruna geçen bir mirasın üçüncü kuşak temsilcisi olan Keçe Sanatçısı Arif Cön, geleneksel keçecilik yöntemlerini modern bir vizyonla harmanlayarak bu sanatı yeniden boyutlandırıyor.
Sevgi Tokatlıoğlu
Geçmişte kepenek, semer ve çadır gibi işlevsel ürünlerle anılan keçe, Cön'ün sanatkârane dokunuşlarıyla; panço, şal, çanta gibi modern aksesuarlara ve sanatsal panolara dönüşerek ulusal ve uluslararası alanda büyük ilgi görüyor. Bu metin, Arif Cön'ün zanaat yolculuğunu, keçenin geleneksel ve modernize edilmiş yapım aşamalarını, sanatçının yenilikçi felsefesini ve mesleğini geleceğe taşıma çabasını detaylıca gözler önüne seriyor.
Keçe koyun yününün sıkıştırılması ile yapılıyor. Yapım aşamasında; Zeytinyağlı sabun suyu da kullanılıyordu. Geleneksel üretimde beden gücü ile tepme, dizle döndürüp sıkılaştırılıyordu. Ditme (yünün dokusunun inceltilmesi) hallaç, tarak gibi basit aletlerle keçe yünü hazırlanıyordu. Şimdi basit makinelerle bu işlem çabuk ve daha kolay yapılabiliyor. Renk olarak; siyah ve beyaz yün, kök boyalı yünler kullanılıyordu.
Izmir'in güzel ilçesi Tire'de keçecilik tarihi çok eskilere dayanıyor. Uzun yıllar boyunca Tire'de çok keçe atölyesi varmış eskiden, ama şimdi sayısı azalmış. Yeniliğe ayak uyduran atölyeler devam ediyor.
İzmir'in Tire ilçesinde yaşayan keçe ustası Arif CÖN, 1924 yılında, dedesinin başlattığı, daha sonra babasının devam ettirdiği, keçecilik mesleğini 3. kuşak usta olarak, modernize etmiş kendi hayal gücü, tasarımı ile keçeyi farklı başkalaşımlarla yeniden boyutlandırmıştır.
Arif CÖN ilkokul dan itibaren, dedesinin ve babasının yanında, hafta sonları, yaz tatillerinde, okuldan kalan zamanında keçecilik mesleğini öğrenerek büyümüş, Karadeniz Teknik Üniversitesi işletme bölümü mezunu olmasına rağmen keçe işini devam ettirmeyi tercih etmiştir.
Üretim aşamasından örnek verecek olursak; Arif ustadan aldığım bilgiye göre; tezgaha serilmiş hasır üstüne; kuzunun ilk kırkılmasından elde edilip boyanan çeşitli yünlerden koparılan parçalar yerleştiriliyor, sonra desen veriliyor, üstüne ipek şal, pamuklu kumaş, keten kumaş vb düzgün bir şekilde seriliyor, daha sonra tekrar aynı desen yünlerle oluşturulup üzerine hafif su serpilip, hasırla birlikte yuvarlanıyor. Makineye takılıp döne döne dövülüyor. Ürün içeriğine göre, arada çıkartılıp kenarları düzeltilip üzerine ince ince sabunlu su serpilip tekrar diğer yönü çevrilerek dövülüyor ve dövülme işlemi bitince ürün kurutulmaya asılıyormuş. Amaç burada yünün kumaşın iki tarafından geçerek sıkılaşarak iç içe girmesiymiş. Bir saatte, ya da daha fazla saatte dövülen ürünler oluyormuş. Ayrıca ürünün kalınlığına, kullanım alanına göre yapım şekli biraz değişebiliyor. Hasıra desen döşeme yapıldıktan sonra üstüne üç kata kadar yün serpilip, kumaş kullanmadan zemini bu yünle de oluşturuyorlarmış.
CÖN; "ürünlerimizde kullandığımız iki, üç rengimiz var. Kök boya kullanıyoruz. Pastel renkler kahverengi, sarı, açık sarı.. Sarı soğan kabuğu ile, kahverengi ceviz kabuğunu kaynatıyoruz, onunla kahverengi elde ediyoruz." " Keçe popüler bir kültür haline geldi. Doğallık derdinde olan bir kitlemiz var. Müşterilerimiz de onlar, bu sayede de işlerimiz güzel " dedi.
Arif Cön tarihsel desenleri, modern tasarımlarla harmanlayarak, panço, fular, atkı, şal, çanta, ceket, yelek, şapka, tülbent, pano vb ürün yelpazesini oldukça çeşitlendirmiş. Tokat yazmasını keçe ile buluşturarak tasarımlar yapıyor. Yeni şeyler deneyimleyerek daima geliştirmeyi amaç edinmiş. Mesleğini geleceğe aktarma gayreti ve sevinci içinde... Kendisine kurs için gelenler oluyormuş, oğlu da güzel sanatlar fakültesi'nde okumuş ve baba mesleğini oda sürdürme düşüncesi içindeymiş.
CÖN; " Eskiden keçecilik kepenek (çoban giysisi), semer, çadır, yer yaygısı, minder, halı yapıyorduk. ", " Bütün el sanatları için söylüyorum, farklı şeyler yaptığınızda, insanlar bayılıyor. Üzerine atlıyor. Öğreniyor, semerden bir sehpa atlığı yapsanız, üzerine, cam koysanız, bir tabure yapsanız semer şeklinde, yada körüklü bir sandalet yapsanız, o mesleği kurtarırsınız. Bize kursiyer olmak isteyenler gibi semerciye de kursiyer olur" dedi.
CÖN; "Eski meslek ustaları benden sonra bu iş bitecek, genç çırak gelmiyor ilgi duymuyor diyorlar. Oysa farklı şeyler yaptığınızda, meslek yaşamaya devam eder. Önemli olan yeniliklere açık olmak" şeklinde konuştu.
Arif ustanın çalışmaları, Türkiye sınırlarını aşarak dünyada tanır hale gelmiş.. Bir usta bin usta projesinde 16 öğrenci yetiştirmiş. Topkapı Sarayı'nda yapılan sergide, bacaların keçe ile kaplanması çalışması yapmış. 9 Eylül güzel sanatlar, Eğe Üniversitesi'nde workshop çalışmaları yapıyor. Güzel sanatlar öğrenci ile yaptığı gelinlik çalışmasında, öğrenci İtalya'da ikincilik almış. Başka bir öğrenci ile üç boyutlu ayakta duran heykel çalışması yapmış. CÖN ile belgesel çekimleri yapılmış.
Arif CÖN dedesinden kalan, yılların emeğinin tanığı atölyesinde, ekibiyle beraber; üretmeye, mesleğini kursiyerlere öğretmeye, geliştirmeye devam ediyor.
Keçe koyun yününün sıkıştırılması ile yapılıyor. Yapım aşamasında; Zeytinyağlı sabun suyu da kullanılıyordu. Geleneksel üretimde beden gücü ile tepmeyle, dizle döndürüp sıkılaştırılıyordu. Ditme(yünün dokusunun inceltilmesi) hallaç, tarak gibi basit aletlerle keçe yünü hazırlanıyordu. Şimdi basit makinelerle bu işlem çabuk ve daha kolay yapılabiliyor. Renk olarak; siyah ve beyaz yün, kök boyalı yünler kullanılıyordu.
İğneleme tekniği ile Ümran ŞENGÜL'ÜN çalışmaları.