Sömürge yasası yetmedi, koşulsuz yağma istiyorlar!

ÖZEL HABER 16.06.2025 - 00:23, Güncelleme: 16.06.2025 - 00:23 381 kez okundu.
 

Sömürge yasası yetmedi, koşulsuz yağma istiyorlar!

Altın arayıcısından maden şirketi patronuna AKP’li vekillerin imzasının bulunduğu koşulsuz yağmanın önünü açacak kanun teklifi TBMM’ne sunuldu…

Yusuf Yavuz Maden şirketi patronu olan milletvekillerinin imzası da bulunan AKP’nin kanun teklifi, madencilik ve enerji alanlarında yağmayı kolaylaştırmayı amaçlıyor. AKP hükümetinin 2004 yılında Maden Yasası’nda yaptığı değişiklikle daha önce ormanı, suyu, toprağı ve kültürel mirası koruyan maddeler budanmış, bugün ülkenin dört bir yanında yaşanan vahşi madencilik yıkımının önü açılmıştı. 13 Haziran 2025 tarihinde TBMM’ne sunulan yeni düzenleme ile sömürge yasasıyla yetinmeyen maden patronlarının koşulsuz yağmasının önü açılmak isteniyor. ÇED ve izin süreçlerini kökten değiştirecek içeriğe sahip olan düzenleme ile altın gibi değerli madenlere yönelik izinlerin ‘kamu yararı’ gözetilerek Cumhurbaşkanı Yardımcısı başkanlığında oluşturulacak Kurul tarafından verilmesi, enerji şirketlerinin ise yapı ruhsatı almaksızın üretime devam edebilmesi amaçlanıyor. ENERJİ VE MADEN ŞİRKETLERİ KOŞULSUZ YAĞMA İSTİYOR Türkiye’nin dört bir yanında yıllardır süren vahşi madencilik yıkımına karşı yargı yoluyla karşı koymaya çalışan halkın karşısına yeni bir düzenleme daha getirilmek isteniyor. AKP hükümetinin 2004 yılında Maden Yasası’nda yaptığı değişiklikle mevzuattaki korumacı maddeler budanmış, daha önce sınırlama getirilen birçok alanda madenciliğin önü açılmıştı. Bu düzenlemenin yarattığı tablo, Ege’den Doğu Anadolu’ya, Karadeniz’den Toroslar’a ülkenin hemen her bölgesinde büyük bir yıkımın fotoğrafını ortaya koyuyor. (Tokat Günçalı köylülerinin madencilik girişimine karşı yaptıkları eylem, arşiv) ‘YERLİ VE MİLLİ’ DİYEREK YIKIM YARATMAK Enerji konusunda da durum pek farklı değil. Kamusal bir hizmet olan enerjide, üretimden dağıtıma özelleştirmenin önünü açılırken, halk enerji şirketlerinin insafına terk edildi. Daha önce ucuz kömür ithal ederek enerji üreten şirketler, dövizdeki hızlı artışla birlikte ‘yerli ve milli’ söylemiyle yerli kömüre yöneldi. Zeytinlikler, verimli tarım arazileri, ormanlar, kültürel miras alanları ve su havzaları kömürlü termik santrallerin hedefinde. HEM VEKİL HEM MADEN PATRONLARININ İMZALADIĞI KANU TEKLİFİ 13 Haziran’da AKP tarafından TBMM’ne sunulan yeni bir kanun teklifi ise madencilik ve enerji alanında şirketlerin işini kolaylaştırmayı, ormanı, suyu, toprağı savunma çabası veren halkın önüne yeni engeller koymayı amaçlıyor.’Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ başlığını taşıyan 22 maddelik düzenlemede 115 AKP’li vekilin imzası var. Teklifte imzası bulunan bazı AKP’li milletvekillerinin ise maden şirketi sahibi olması dikkat çekiyor. (Muğla’da termik santraller için açılan kömür madenleri) GİRESUN’DA ÇEVRE YIKIMI YARATAN AKP’Lİ MADEN PATRONU Kanun teklifinde imzası bulunan AKP Iğdır Milletvekili ve Alagöz Holding’in patronu Cantürk Alagöz’ün şirketleri madencilik ve enerji alanında da faaliyet gösteriyor. AKP’li Cantürk’ün şirketi, Giresun’un Çatalağaç köyünde maden arama faaliyetleri sırasında çevre yıkımına neden olmuş, yöre halkı geçtiğimiz yıl şirkete karşı eylemler yapmıştı. SOMA’DA MADEN İŞLETEN OLAN BİR BAŞKA AKP’Lİ DE NASIROĞLU ÇED ve izin sürelerini hızlandırmayı, projelerle ilgili kurum görüşleri toplamayı 4 ayla sınırlamayı öngören kanun teklifinde imzası bulunan bir başka maden şirketi sahibi ise Fernas Madencilik’in sahibi AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu. Nasıroğlu’nun Manisa Soma’daki maden şirketinde çalışan işçiler, iş güvenliği sorunu, düşük ücret ve emek sömürüsüne karşı yaklaşık 2 ay süren bir eylem yapmış, Ekim 2024’de anlaşma sağlanmıştı. ALTIN PATRONUNUN YEĞENİ VE SUDAN’DA ALTIN ARAYAN VEKİLLER Altın madenini de kapsayan IV. Grup ‘stratejik’ madenlere yönelik izinlerin, ‘kamu yararı’ gözetilerek Cumhurbaşkanı Yardımcısı başkanlığında bir Kurul tarafından verilmesini teklif eden düzenlemede imzası olan AKP Çorum Milletvekili Yusuf Ahlatçı’nın Türkiye’nin en büyük altın ihracatçılarından biri olan Ahmet Ahlatçı’nın (Ahlatçı Holding) yeğeni olması dikkat çekiyor. Sudan’da altın aradığı yönündeki haberlerle gündeme gelen AKP Denizli Milletvekili Şahin Tin de enerji ve maden şirketlerine dikensiz gül bahçesi yaratmayı amaçlayan kanun teklifinde imzası olan isimlerden biri. KARADA VE SUDA PARA EDEN NE VARSA HEPSİ MADENDİR 2004 yılında yapılan değişiklikle ilgili teklifin 2. Maddesinde, “Yer kabuğunda ve su kaynaklarında tabii olarak bulunan, ekonomik ve ticarî değeri olan petrol, doğal gaz, jeotermal ve su kaynakları dışında kalan her türlü madde bu Kanuna göre madendir…” ifadelerine yer verilmişti. (Muğla Yatağan’da kömür madeni) ŞİRKETLERİN ÖNÜNDEKİ HIZ TÜMSEKLERİ KALDIRILMAK İSTENİYOR Önümüzdeki günlerde TBMM’de görüşülmesi beklenen yeni kanun teklifi ile yer kabuğunda ve su kaynaklarında doğal olarak bulunan ve paraya çevrilebilecek her türlü maddenin çıkarılıp satılması ve kolayca şirketlerin kasasını doldurması aşamalarında hız tümseği olan bariyerlerin kaldırılması isteniyor. BAYRAKTAR: ‘İŞLEMLER HIZLANACAK, SEKTÖR DESTEKLENECEK’ Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, düzenlemeyle yenilenebilir enerji yatırımlarında izin süreçlerinin hızlandırılacağını belirterek, “ÇED, orman izinleri, imar izinleri gibi uzun ve karmaşık bürokratik işlemlerin daha kısa sürede tamamlanmasını sağlayacak yeni bir mekanizma devreye girecek. Böylece 48 ayı bulabilen izin süreçleri 18 aya kadar düşürülebilecek. Maden yatırımları konusunda ise yatırımcıların karşılaştığı belirsizlikler en aza indirilecek, ruhsat ve izin süreçlerinde öngörülebilirlik sağlanacak, kamusal denetim ve çevresel sorumluluk güçlendirilecek ve kamu gelirlerinde azalma olmadan sektör desteklenecek” dedi. (Muğla Akbelen’de köylülerin termik santralin kömür madenine karşı ağaçları savunması çevre mücadelesinin simgelerinden biri olmuştu.) ‘KÖMÜRE DAYALI ÜRETİM MİLLİ ÇIKAR AÇISINDAN VAZGEÇİLMEZ’ AKP’nin hazırladığı kanun teklifinin gerekçe bölümünde, kömürlü termik santrallerde üretilen elektrik ile doğal gaz ithalatının önüne geçildiği savunularak, “Dolayısıyla, yerli kömüre dayalı elektrik üretimi, sadece teknik bir üretim tercihi değil; aynı zamanda ekonomik istikrar, milli çıkar ve enerji bağımsızlığı açısından da vazgeçilmez bir unsurdur” deniliyor. (Milas’a bağlı İkizköy kömürlü termik santrallerin son kurbanlarından biri oldu. Selen Çatalyürekli-CAN Europe 350) İSPANYA VE PORTEKİZ’DEKİ ENERJİ KESİNTİLERİ ÖRNEK GÖSTERİLDİ Fosil yakıtların vazgeçilmez olduğu vurgulanan kanun teklifinde, güneş ve rüzgâr gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kesintili üretim karakterine sahip olduğu savunularak Nisan 2025’de İspanya ve Portekiz’de yaşanan geniş çaplı elektrik kesintilerine işaret ediliyor. Teklifte, Türkiye’de benzer bir olayın yaşanmaması için yapılan öneri ise şöyle: “Elektrik arz güvenliği ve fiyat istikran için büyük öneme sahip mevcut yerli kömür yakıtlı termik santrallerin, hammadde arz sorunları nedeniyle kapanma tehlikelerinin bertaraf edilmesine yönelik geçici mahiyette düzenleme yapılması amaçlanmaktadır.” KAZDAĞI DERNEĞİNDEN BİRLİKTE MÜCADELE ÇAĞRISI Önümüzdeki günlerde daha çok tartışma yaratması beklenen kanun teklifine tepki gösteren Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, “Ülkemizi enerji ve maden şirketleri için daha da dikensiz gül bahçesi yapan söz konusu kanun teklifine karşı ekoloji ve meslek örgütleri ile siyasi partilerin hep birlikte mücadele ederek, teklifin yasalaşmasını engellemek için hep birlikte mücadeleye davet ediyoruz” açıklaması yaptı. MADEN BULUNAN ORMANLAR ÜCRETSİZ MAPEG’E DEVREDİLECEK Kanun teklifi ile çevresel etki değerlendirmesi ile diğer izin süreçlerinin eş zamanlı yürütülmesinin planlandığına dikkat çekilen açıklamada, ÇED sürecinde diğer izinlerin alınabileceği, maden alanlarına denk gelen ormanların, Maden Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne (MAPEG) ücretsiz devredileceği, kurumlardan görüş alma süreçlerinin de MAPEG tarafından yürütüleceği kaydedildi. ZEYTİNLİKLER KÖMÜRLÜ SANTRALLERE KURBAN EDİLECEK Meclise sunulan kanun teklifiyle stratejik ve kritik madenlerde acele kamulaştırma yapılarak  Cumhurbaşkanlığı’na sınırsız yetki verileceğinin altı çizilen açıklamada, Muğla yöresindeki termik santrallara kömür sağlamak için zeytinliklerin madenciliğe açılacağı, enerji yatırımlarında orman tahsis izinlerinin ise kolaylaştırılacağı belirtildi. (Muğla Kemerköy termik santralı ve bacanın gölgesinde var olma mücadelesi veren zeytin ağaçları, Selen Çatalyürekli – CAN Europe 350) EPDK’YA ACELE KAMULAŞTIRMA YETKİSİ VERİLECEK Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın, enerji ve maden yatırımları için imar planı yapabileceği ve inşaat ruhsatı düzenleyebileceğine işaret edilen açıklamada, “Kamulaştırma kararları ‘tapu’ sayılacak. EPDK’ya acele kamulaştırma yetkisi verilecek. Yapı ruhsatı almadan işletmeye geçmiş olan enerji yatırımlarından bu belgeler istenmeyecek, üretim devam edecek. Kanun Teklifi ekinde yer alan iki adet kroki ve koordinat tablosu yer alan zeytinlikler kamulaştırılacak ve kömür madenciliği yararına açılacak” denildi
Altın arayıcısından maden şirketi patronuna AKP’li vekillerin imzasının bulunduğu koşulsuz yağmanın önünü açacak kanun teklifi TBMM’ne sunuldu…

Yusuf Yavuz

Maden şirketi patronu olan milletvekillerinin imzası da bulunan AKP’nin kanun teklifi, madencilik ve enerji alanlarında yağmayı kolaylaştırmayı amaçlıyor. AKP hükümetinin 2004 yılında Maden Yasası’nda yaptığı değişiklikle daha önce ormanı, suyu, toprağı ve kültürel mirası koruyan maddeler budanmış, bugün ülkenin dört bir yanında yaşanan vahşi madencilik yıkımının önü açılmıştı. 13 Haziran 2025 tarihinde TBMM’ne sunulan yeni düzenleme ile sömürge yasasıyla yetinmeyen maden patronlarının koşulsuz yağmasının önü açılmak isteniyor. ÇED ve izin süreçlerini kökten değiştirecek içeriğe sahip olan düzenleme ile altın gibi değerli madenlere yönelik izinlerin ‘kamu yararı’ gözetilerek Cumhurbaşkanı Yardımcısı başkanlığında oluşturulacak Kurul tarafından verilmesi, enerji şirketlerinin ise yapı ruhsatı almaksızın üretime devam edebilmesi amaçlanıyor.

ENERJİ VE MADEN ŞİRKETLERİ KOŞULSUZ YAĞMA İSTİYOR

Türkiye’nin dört bir yanında yıllardır süren vahşi madencilik yıkımına karşı yargı yoluyla karşı koymaya çalışan halkın karşısına yeni bir düzenleme daha getirilmek isteniyor. AKP hükümetinin 2004 yılında Maden Yasası’nda yaptığı değişiklikle mevzuattaki korumacı maddeler budanmış, daha önce sınırlama getirilen birçok alanda madenciliğin önü açılmıştı. Bu düzenlemenin yarattığı tablo, Ege’den Doğu Anadolu’ya, Karadeniz’den Toroslar’a ülkenin hemen her bölgesinde büyük bir yıkımın fotoğrafını ortaya koyuyor.

(Tokat Günçalı köylülerinin madencilik girişimine karşı yaptıkları eylem, arşiv)

‘YERLİ VE MİLLİ’ DİYEREK YIKIM YARATMAK

Enerji konusunda da durum pek farklı değil. Kamusal bir hizmet olan enerjide, üretimden dağıtıma özelleştirmenin önünü açılırken, halk enerji şirketlerinin insafına terk edildi. Daha önce ucuz kömür ithal ederek enerji üreten şirketler, dövizdeki hızlı artışla birlikte ‘yerli ve milli’ söylemiyle yerli kömüre yöneldi. Zeytinlikler, verimli tarım arazileri, ormanlar, kültürel miras alanları ve su havzaları kömürlü termik santrallerin hedefinde.

HEM VEKİL HEM MADEN PATRONLARININ İMZALADIĞI KANU TEKLİFİ

13 Haziran’da AKP tarafından TBMM’ne sunulan yeni bir kanun teklifi ise madencilik ve enerji alanında şirketlerin işini kolaylaştırmayı, ormanı, suyu, toprağı savunma çabası veren halkın önüne yeni engeller koymayı amaçlıyor.’Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ başlığını taşıyan 22 maddelik düzenlemede 115 AKP’li vekilin imzası var. Teklifte imzası bulunan bazı AKP’li milletvekillerinin ise maden şirketi sahibi olması dikkat çekiyor.

(Muğla’da termik santraller için açılan kömür madenleri)

GİRESUN’DA ÇEVRE YIKIMI YARATAN AKP’Lİ MADEN PATRONU

Kanun teklifinde imzası bulunan AKP Iğdır Milletvekili ve Alagöz Holding’in patronu Cantürk Alagöz’ün şirketleri madencilik ve enerji alanında da faaliyet gösteriyor. AKP’li Cantürk’ün şirketi, Giresun’un Çatalağaç köyünde maden arama faaliyetleri sırasında çevre yıkımına neden olmuş, yöre halkı geçtiğimiz yıl şirkete karşı eylemler yapmıştı.

SOMA’DA MADEN İŞLETEN OLAN BİR BAŞKA AKP’Lİ DE NASIROĞLU

ÇED ve izin sürelerini hızlandırmayı, projelerle ilgili kurum görüşleri toplamayı 4 ayla sınırlamayı öngören kanun teklifinde imzası bulunan bir başka maden şirketi sahibi ise Fernas Madencilik’in sahibi AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu. Nasıroğlu’nun Manisa Soma’daki maden şirketinde çalışan işçiler, iş güvenliği sorunu, düşük ücret ve emek sömürüsüne karşı yaklaşık 2 ay süren bir eylem yapmış, Ekim 2024’de anlaşma sağlanmıştı.

ALTIN PATRONUNUN YEĞENİ VE SUDAN’DA ALTIN ARAYAN VEKİLLER

Altın madenini de kapsayan IV. Grup ‘stratejik’ madenlere yönelik izinlerin, ‘kamu yararı’ gözetilerek Cumhurbaşkanı Yardımcısı başkanlığında bir Kurul tarafından verilmesini teklif eden düzenlemede imzası olan AKP Çorum Milletvekili Yusuf Ahlatçı’nın Türkiye’nin en büyük altın ihracatçılarından biri olan Ahmet Ahlatçı’nın (Ahlatçı Holding) yeğeni olması dikkat çekiyor. Sudan’da altın aradığı yönündeki haberlerle gündeme gelen AKP Denizli Milletvekili Şahin Tin de enerji ve maden şirketlerine dikensiz gül bahçesi yaratmayı amaçlayan kanun teklifinde imzası olan isimlerden biri.

KARADA VE SUDA PARA EDEN NE VARSA HEPSİ MADENDİR

2004 yılında yapılan değişiklikle ilgili teklifin 2. Maddesinde, “Yer kabuğunda ve su kaynaklarında tabii olarak bulunan, ekonomik ve ticarî değeri olan petrol, doğal gaz, jeotermal ve su kaynakları dışında kalan her türlü madde bu Kanuna göre madendir…” ifadelerine yer verilmişti.

(Muğla Yatağan’da kömür madeni)

ŞİRKETLERİN ÖNÜNDEKİ HIZ TÜMSEKLERİ KALDIRILMAK İSTENİYOR

Önümüzdeki günlerde TBMM’de görüşülmesi beklenen yeni kanun teklifi ile yer kabuğunda ve su kaynaklarında doğal olarak bulunan ve paraya çevrilebilecek her türlü maddenin çıkarılıp satılması ve kolayca şirketlerin kasasını doldurması aşamalarında hız tümseği olan bariyerlerin kaldırılması isteniyor.

BAYRAKTAR: ‘İŞLEMLER HIZLANACAK, SEKTÖR DESTEKLENECEK’

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, düzenlemeyle yenilenebilir enerji yatırımlarında izin süreçlerinin hızlandırılacağını belirterek, ÇED, orman izinleri, imar izinleri gibi uzun ve karmaşık bürokratik işlemlerin daha kısa sürede tamamlanmasını sağlayacak yeni bir mekanizma devreye girecek. Böylece 48 ayı bulabilen izin süreçleri 18 aya kadar düşürülebilecek. Maden yatırımları konusunda ise yatırımcıların karşılaştığı belirsizlikler en aza indirilecek, ruhsat ve izin süreçlerinde öngörülebilirlik sağlanacak, kamusal denetim ve çevresel sorumluluk güçlendirilecek ve kamu gelirlerinde azalma olmadan sektör desteklenecek” dedi.

(Muğla Akbelen’de köylülerin termik santralin kömür madenine karşı ağaçları savunması çevre mücadelesinin simgelerinden biri olmuştu.)

‘KÖMÜRE DAYALI ÜRETİM MİLLİ ÇIKAR AÇISINDAN VAZGEÇİLMEZ’

AKP’nin hazırladığı kanun teklifinin gerekçe bölümünde, kömürlü termik santrallerde üretilen elektrik ile doğal gaz ithalatının önüne geçildiği savunularak, “Dolayısıyla, yerli kömüre dayalı elektrik üretimi, sadece teknik bir üretim tercihi değil; aynı zamanda ekonomik istikrar, milli çıkar ve enerji bağımsızlığı açısından da vazgeçilmez bir unsurdur” deniliyor.

(Milas’a bağlı İkizköy kömürlü termik santrallerin son kurbanlarından biri oldu. Selen Çatalyürekli-CAN Europe 350)

İSPANYA VE PORTEKİZ’DEKİ ENERJİ KESİNTİLERİ ÖRNEK GÖSTERİLDİ

Fosil yakıtların vazgeçilmez olduğu vurgulanan kanun teklifinde, güneş ve rüzgâr gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kesintili üretim karakterine sahip olduğu savunularak Nisan 2025’de İspanya ve Portekiz’de yaşanan geniş çaplı elektrik kesintilerine işaret ediliyor. Teklifte, Türkiye’de benzer bir olayın yaşanmaması için yapılan öneri ise şöyle: “Elektrik arz güvenliği ve fiyat istikran için büyük öneme sahip mevcut yerli kömür yakıtlı termik santrallerin, hammadde arz sorunları nedeniyle kapanma tehlikelerinin bertaraf edilmesine yönelik geçici mahiyette düzenleme yapılması amaçlanmaktadır.”

KAZDAĞI DERNEĞİNDEN BİRLİKTE MÜCADELE ÇAĞRISI

Önümüzdeki günlerde daha çok tartışma yaratması beklenen kanun teklifine tepki gösteren Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, “Ülkemizi enerji ve maden şirketleri için daha da dikensiz gül bahçesi yapan söz konusu kanun teklifine karşı ekoloji ve meslek örgütleri ile siyasi partilerin hep birlikte mücadele ederek, teklifin yasalaşmasını engellemek için hep birlikte mücadeleye davet ediyoruz” açıklaması yaptı.

MADEN BULUNAN ORMANLAR ÜCRETSİZ MAPEG’E DEVREDİLECEK

Kanun teklifi ile çevresel etki değerlendirmesi ile diğer izin süreçlerinin eş zamanlı yürütülmesinin planlandığına dikkat çekilen açıklamada, ÇED sürecinde diğer izinlerin alınabileceği, maden alanlarına denk gelen ormanların, Maden Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne (MAPEG) ücretsiz devredileceği, kurumlardan görüş alma süreçlerinin de MAPEG tarafından yürütüleceği kaydedildi.

ZEYTİNLİKLER KÖMÜRLÜ SANTRALLERE KURBAN EDİLECEK

Meclise sunulan kanun teklifiyle stratejik ve kritik madenlerde acele kamulaştırma yapılarak  Cumhurbaşkanlığı’na sınırsız yetki verileceğinin altı çizilen açıklamada, Muğla yöresindeki termik santrallara kömür sağlamak için zeytinliklerin madenciliğe açılacağı, enerji yatırımlarında orman tahsis izinlerinin ise kolaylaştırılacağı belirtildi.

(Muğla Kemerköy termik santralı ve bacanın gölgesinde var olma mücadelesi veren zeytin ağaçları, Selen Çatalyürekli – CAN Europe 350)

EPDK’YA ACELE KAMULAŞTIRMA YETKİSİ VERİLECEK

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın, enerji ve maden yatırımları için imar planı yapabileceği ve inşaat ruhsatı düzenleyebileceğine işaret edilen açıklamada, “Kamulaştırma kararları ‘tapu’ sayılacak. EPDK’ya acele kamulaştırma yetkisi verilecek. Yapı ruhsatı almadan işletmeye geçmiş olan enerji yatırımlarından bu belgeler istenmeyecek, üretim devam edecek. Kanun Teklifi ekinde yer alan iki adet kroki ve koordinat tablosu yer alan zeytinlikler kamulaştırılacak ve kömür madenciliği yararına açılacak” denildi

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.