Bazılarının aklında farklı çağrışımlar oluşabilir. En son söyleyeceğimi hemen ifade edeyim. Bizim için “TEK BAYRAK, TEK MİLLET, TEK VATAN ve TEK TÜRKİYE var.
Meseleyi aşağıda kendi açımdan farklı bakışla yorumlayacağım. Umarım sonunda bana hak verirsiniz.!
ÖRNEK 1:
Sayın Cem GÜRDENİZ MAVİ UYGARLIK kitabında, kıyılarımızdan itibaren “kıta sahanlığı” olarak adlandırılan denizlere doğru 435.000 km2 (Türkiye’nin yüzölçümü 780.000 km2) bir “deniz etki alanı” olduğunu yazmış.
Bana göre kıyılardan iç kesimlere doğru 30- 40 km’lik alan da “deniz etki alanı” içinde olup, en az 450.000 km2 bir alanı kapsar.
Ayrıca 25 su havzasındaki doğal göller ve baraj gölleri, akarsular ve jeotermal suların tarım- sanayi üretimi ile yaşam alanlarını etkilediği, ölçümü yapıldı mı bilemiyorum yaklaşık 250- 300.000 km2 “iç sular etki alanı” olduğunu düşünebiliriz.
Bunların tümüne MAVİ EKONOMİ alanı diyorum. Bu konuyu fırsat bulduğumda bir kitap yazarak detaylı anlatma planım var.
Sayın GÜRDENİZ, deniz uygarlık alanı olarak belirlediği 435.000 km2 alanın, GSYH’ya katkısının %2 civarı olduğunu yazmış. İçerilere doğru gittikçe alabalık çiftlikleri, deniz ürünleri işleme tesisleri ve yetiştiriciliği, depoculuk, Jeotermal sera- kaplıca gibi ekonomik yapılar ve 25 su havzası eklendiğinde katkı %5’e çıkar mı?!
Yunanistan, Norveç ve Fransa gibi ülkelerde bu oran %20’ler seviyesinde.
Yani Türkiye’nin GSYH’ya en az %15- 20 katı kadar katkıda bulunabilecek, 2,5- 3 katı bakir bir ekonomik alanımız var.
ÖRNEK 2:
Türkiye’de şimdilik 1.404 belediye var. (30 BB, 33 Bağlı kuruluş, 922 İlçe belediyesi,482 Belde belediyesi.)
Her ilde ayrıca 51 İl özel idaresi var.
Sayılarını tam bilmesem de 20 civarı Belediye birlikleri var.
Her belediye ile bazı bağlı kuruluş ve il özel idarelerinin personel şirketleri var. 696 KHK’lı personel çalışıyor.
Ayrıca belediyelerin farklı alanlarda ve amaçlarla kurulmuş şirketleri (BİT’ler) var. Sayıları tam bilinmese de ben 4.000 civarı olduğunu tahmin ediyorum.
Örnek vermek gerekirse sadece biri personel şirketi (İSPER AŞ) İBB’nin 30 şirketi var.
30 BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KARNESİ kitabıma göre 2021 yılında 30 BB ve 33 Bağlı kuruluşunun toplam şirket sayısı 240 olup, 2021 yılında toplam sermayeleri 21 milyar TL.
2021 yılında 30 BB ve 33 Bağlı kuruluşun gelir toplamı 128 milyar TL.
2023 yılında 30 BB ve 33 Bağlı kuruluşun geliri 453 milyar TL.
2021’de şirketlerin ancak %20’sinin satış bilgilerine ulaşabildim. Buna göre satış hasılatları 42 milyar TL.
Eksik bilgilere göre 2021’de BB ve bağlı kuruluşlarıyla şirketlerinin kullandığı kamu kaynağı 201 milyar TL.
2023 yılında sadece BB ve Bağlı kuruluşlarının geliri 453 milyar TL olduğuna göre, 240 şirketle birlikte kullandıkları kamu kaynağının, 700 milyar TL civarı olduğunu düşünebiliriz.
Geride 1.404 belediye- 30= 1.374 belediye+ 51 İl özel idaresi+ 3.700 civarı şirketler- BİT var.
ÖZET:
Chatgpt’ye göre 2024 yılında merkezi idarenin toplam bütçe geliri 2 trilyon TL civarında olup, bana göre Belediyeler+ Bağlı kuruluşlar+ İl özel idareleri+ 4.000 civarı şirketlerin kullandığı kamu kaynağı 2023 yılına göre bile 2 trilyon TL civarındadır.
YANİ İKİNCİ BİR TÜRKİYE KADAR.
DİĞER:
ENERJİ: Türkiye bulunduğu stratejik konum, sahip olduğu yeraltı ve yerüstü kaynakları, AB ülkeleri içinde birinci olduğu jeotermal kaynakları, bir bölümünü kuraklık nedeniyle yitirmiş olsak da tarım alanları, tarihi eserler ve turizm potansiyeli, Avrupa’ya göre daha güney paralelde yer aldığı için GES potansiyeli ve 12 ayın 11’inde rüzgarın eksik olmadığı Karadeniz kıyıları ile Ege ve Akdeniz bölgesindeki rüzgar alanları ve adalarıyla RES potansiyeli değerlendirildiğinde tüm enerji ihtiyacını karşılayıp ihraç edebilecek fırsatlara sahiptir.
YETİŞMİŞ GENÇ İNSAN KAYNAĞI: Birçok AB ülkesine göre hala genç, eğitimli ve kıyaslanmayacak girişimci insan kaynağına sahibiz. İstihdam alanları yaratıldığında bu kaynağımızla Yeni Türkiye yaratabiliriz.
SONUÇ:
Bilmem meramımı anlatabildim mi?
Yaşadığımız krizler, liyakatsiz merkezi ve yerel yöneticiler, siyasetin çürümüşlüğüyle, ulusal çıkarlarımızı ve kaynaklarımızı bir yana koyarsak, tarım ve sanayide sahip olduğumuz düşük kapasiteyi bile kullanamıyoruz. Halbuki bu necip millet, doğru bir irade ve kararlılık görse, mesai kavramı gözetmeden iki misli çalışmaya ve her türlü fedakarlığı yapmaya hazırdır.
Silkelenip ülke çıkarlarına yönelik PLANLI BÖLGESEL ve ULUSAL kalkınma hareketi başlatabilirsek, değil ikinci Türkiye, belki üçüncü ve dördüncü Türkiye’yi yaratabilecek her türlü kaynağa sahip olduğumuzu dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım.
Varsa unuttuklarım ve hatalarım lütfen yorumlarınızda paylaşın.