Zehra Ünal
Köşe Yazarı
Zehra Ünal
 

Gözünü Açanlar ve Omurgasını Kaybetmeyenler İçin: 1 Mayıs

İnsanlık, aya ayak basacak kadar zeki, gezegenini yok edecek kadar da kayıtsız. Teknolojideki her yaratıcı başarı, bir başka yıkımın gölgesinde yürüdü bugüne kadar. Nükleer silahlarla birlikte ilk uydu da fırlatıldı gökyüzüne. İnsan beyni, her çağda bir mucize yaratırken, aynı anda o mucizenin yıkıcılığıyla sınandı. Ama şimdi zamanımızın büyük projesi, bir gözünü daha açmak. Eksik gördüğümüz, görmezden geldiğimiz ne varsa orada başlıyor asıl emek. Çünkü bu çağda çalışmak sadece geçim derdi değil; omurgasızlaşmaya karşı dik durmanın da adıdır. Bir eliyle çocuk büyüten, diğer eliyle çarkı çeviren o görünmeyen çoğunluk için, bayram değil bu: varlık savaşı. "Bugün ak, yarın kara" diyenlerin her seferinde alkışlandığı, omurganın pazarlık masasına sürüldüğü bir düzende, beli çalışmaktan tutmasa da başı dik kalmayı seçen işçilere selam olsun. Onlar, insan ile doğa arasındaki o incelmiş yarayı dikecek tek şeyin erken gelen bilgelik olduğunu bilenler. Onlar, ay sonunu değil, insan onurunu düşünenler. 1 Mayıs, sadece pankart değil, bir pusula. Kaybolduğumuz her kavşakta, ne yöne gitmemiz gerektiğini söyleyen bir irade günü. Fabrika gölgelerinde, hastane koridorlarında, okul sıralarında, market kasalarında, tır dorselerinde... her yerde işleyen bir vicdanın sesidir. Ve belki de bu çağın en büyük devrimi, her şeyden önce “görmek”tir: görmediğimiz emeği, tanımadığımız çabayı, hissetmediğimiz yorgunluğu… Görürsek, anlarız. Anlarsak, değiştiririz. Omurgasını kaybetmeyen herkese saygıyla. 1 Mayıs kutlu değil, haklı olsun.
Ekleme Tarihi: 01 May 2025 - Thursday
Zehra Ünal

Gözünü Açanlar ve Omurgasını Kaybetmeyenler İçin: 1 Mayıs

İnsanlık, aya ayak basacak kadar zeki, gezegenini yok edecek kadar da kayıtsız. Teknolojideki her yaratıcı başarı, bir başka yıkımın gölgesinde yürüdü bugüne kadar. Nükleer silahlarla birlikte ilk uydu da fırlatıldı gökyüzüne. İnsan beyni, her çağda bir mucize yaratırken, aynı anda o mucizenin yıkıcılığıyla sınandı.

Ama şimdi zamanımızın büyük projesi, bir gözünü daha açmak. Eksik gördüğümüz, görmezden geldiğimiz ne varsa orada başlıyor asıl emek. Çünkü bu çağda çalışmak sadece geçim derdi değil; omurgasızlaşmaya karşı dik durmanın da adıdır. Bir eliyle çocuk büyüten, diğer eliyle çarkı çeviren o görünmeyen çoğunluk için, bayram değil bu: varlık savaşı.

"Bugün ak, yarın kara" diyenlerin her seferinde alkışlandığı, omurganın pazarlık masasına sürüldüğü bir düzende, beli çalışmaktan tutmasa da başı dik kalmayı seçen işçilere selam olsun. Onlar, insan ile doğa arasındaki o incelmiş yarayı dikecek tek şeyin erken gelen bilgelik olduğunu bilenler. Onlar, ay sonunu değil, insan onurunu düşünenler.

1 Mayıs, sadece pankart değil, bir pusula. Kaybolduğumuz her kavşakta, ne yöne gitmemiz gerektiğini söyleyen bir irade günü. Fabrika gölgelerinde, hastane koridorlarında, okul sıralarında, market kasalarında, tır dorselerinde... her yerde işleyen bir vicdanın sesidir.

Ve belki de bu çağın en büyük devrimi, her şeyden önce “görmek”tir: görmediğimiz emeği, tanımadığımız çabayı, hissetmediğimiz yorgunluğu… Görürsek, anlarız. Anlarsak, değiştiririz.

Omurgasını kaybetmeyen herkese saygıyla.
1 Mayıs kutlu değil, haklı olsun.

Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

17
September
13
August
25
July
16
May
18
April
03
March
27
February