Zehra Ünal
Köşe Yazarı
Zehra Ünal
 

Gürültü Değil, Zarafet Bırakmalı Ardımızda

Son zamanlardaki gözlemlerimle, içimdeki kadın kalemi susturamadım… Günlerdir izliyorum. Bazı genç kızlar, bazı kadınlar... Sanki kıymet, gösterilen ilgiyle ölçülürmüş gibi. Sanki değer, sesini yükselterek, her yerde var olmaya çalışarak kazanılırmış gibi. Sanki stil; markaların adında, zenginlik ise sadece paranın tanımındaymış gibi. Bu gözlemler beni düşündürdü. Ve içimdeki kadın kalemi susturamadım. Çünkü gerçek kadınlık böyle değildi. Hiçbir zaman da böyle olmamıştı. Gerçek kadın; ilgiyi çekmeye çalışmaz, zaten varlığı yeterince görünürdür. Beğenilmek için değil, özüyle kalabilmek için yaşar. Tartışmaz, kendini ispat etmeye uğraşmaz. O bilir, kim olduğunu. Sözle değil, hâliyle anlatır kendini. Ve en önemlisi: Susarak da etkiler. Şıklığı pahalı etiketlerde değil, duruşunda taşır. Zarafeti, bir kadının hâlinden okunur. Kendi ışığıyla parlar; birileri beğensin diye değil, içinde inandığı kadın uyanmıştır artık. “Ben kimim ki?” demez. “Benim zamanım geldi,” der. Zenginlik mi? O, sadece cüzdanda aranmaz. Gerçek zenginlik; bir kadının sınırlarında, sakinliğinde ve kendine olan saygısındadır.   Ama bazı davranışlar var ki; kadını içten içe küçültüyor. Ucuz ilgilerin peşinde koşmak, kendini değersiz kılıyor. Küçük hesapların içine sıkışan kadın, büyüyemez. Kendini başkalarının gözünde arayan bir kadın, ne yazık ki kendi içindeki cevheri hep gözden kaçırır. Bugünün genç kızlarına, kendini hâlâ olgunlaştıramamış kadınlara bir çağrım var: Gürültüyü bırakın. Gerçek gücünüz sessizliğinizde, zarafetinizde ve duruşunuzda. Bir kadını kadın yapan, dikkat çekmesi değil; arkasında bıraktığı izdir. Sesinizle değil, varlığınızla fark yaratın. Çünkü bazı kadınlar, sadece geçer gider… Ama arkalarında yıllar boyu silinmeyecek izler bırakırlar.
Ekleme Tarihi: 09 July 2025 - Wednesday
Zehra Ünal

Gürültü Değil, Zarafet Bırakmalı Ardımızda

Son zamanlardaki gözlemlerimle, içimdeki kadın kalemi susturamadım…

Günlerdir izliyorum.
Bazı genç kızlar, bazı kadınlar...
Sanki kıymet, gösterilen ilgiyle ölçülürmüş gibi.
Sanki değer, sesini yükselterek, her yerde var olmaya çalışarak kazanılırmış gibi.
Sanki stil; markaların adında, zenginlik ise sadece paranın tanımındaymış gibi.

Bu gözlemler beni düşündürdü.
Ve içimdeki kadın kalemi susturamadım.
Çünkü gerçek kadınlık böyle değildi.
Hiçbir zaman da böyle olmamıştı.

Gerçek kadın; ilgiyi çekmeye çalışmaz, zaten varlığı yeterince görünürdür.
Beğenilmek için değil, özüyle kalabilmek için yaşar.
Tartışmaz, kendini ispat etmeye uğraşmaz. O bilir, kim olduğunu.
Sözle değil, hâliyle anlatır kendini.
Ve en önemlisi: Susarak da etkiler.

Şıklığı pahalı etiketlerde değil, duruşunda taşır.
Zarafeti, bir kadının hâlinden okunur.
Kendi ışığıyla parlar; birileri beğensin diye değil, içinde inandığı kadın uyanmıştır artık.
“Ben kimim ki?” demez. “Benim zamanım geldi,” der.

Zenginlik mi?
O, sadece cüzdanda aranmaz.
Gerçek zenginlik; bir kadının sınırlarında, sakinliğinde ve kendine olan saygısındadır.
 

Ama bazı davranışlar var ki; kadını içten içe küçültüyor.
Ucuz ilgilerin peşinde koşmak, kendini değersiz kılıyor.
Küçük hesapların içine sıkışan kadın, büyüyemez.
Kendini başkalarının gözünde arayan bir kadın, ne yazık ki kendi içindeki cevheri hep gözden kaçırır.

Bugünün genç kızlarına, kendini hâlâ olgunlaştıramamış kadınlara bir çağrım var:
Gürültüyü bırakın.
Gerçek gücünüz sessizliğinizde, zarafetinizde ve duruşunuzda.
Bir kadını kadın yapan, dikkat çekmesi değil; arkasında bıraktığı izdir.

Sesinizle değil, varlığınızla fark yaratın.
Çünkü bazı kadınlar, sadece geçer gider…
Ama arkalarında yıllar boyu silinmeyecek izler bırakırlar.

Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

17
September
13
August
25
July
16
May
18
April
03
March
27
February