Barışa Uyan Dünya: Bu Kadar Ölüm Yeter!
Savaşlar ölmüyor, insanlar ölüyor. Ve biz hâlâ susuyoruz.
Dünya bugün çok şey biliyor.
Ama en çok unuttuğu şey şu:
İnsan yaşasın diye kurulmuştu bu medeniyet.
Oysa şimdi dört bir yanda ateş var.
Gazze, Ukrayna, Yemen, Sudan…
Ve her savaşta ölen sadece çocuklar, kadınlar, siviller değil;
Umut ölüyor. Onur ölüyor. İnsanlık kendi mezarını kazıyor.
Artık kimse “barış” kelimesini telaffuz etmiyor. Çünkü barış, silah tüccarlarının bilançosunda yer almıyor.
Oysa biz…
Biz barışı sadece konuşmakla değil, haykırmakla yükümlüyüz.
Savaş Ne Değildir?
Savaş, kahramanlık değildir.
Bir ülkenin gururu, gücü, şanı hiç değildir.
Savaş;
Bir annenin kefensiz oğludur,
Bir çocuğun yıkılmış okuludur,
Bir doktorun altında kaldığı binadır.
Savaş, hiçbir zaman adalet getirmez.
Ve her savaşın sonunda masada kazananlar olur, ama mezarlıkta sadece masumlar yatar.
Türkiye: Mazlumun Yarası, Barışın Nefesidir
Türkiye, geçmişinden bugüne hep vicdanın tarafında olmuştur.
Coğrafyası, sadece stratejik değil; insani bir merkezdir.
Bugün dünya susarken, Türkiye haykırmalıdır:
"Yeter! Yeryüzü artık kana doydu!"
Bizim sokaklarımız, başka ülkelerdeki çocukların korkusuzca rüya görebilmesi içindir.
Bizim diplomasimiz, savaş çıkaranların değil, barış kuranların yanında olmalıdır.
Bu topraklar, barışın hem tarihi hem de geleceğidir.
Türkiye, dünya için sadece bir ülke değil; adaletin son kalelerinden biridir.
Barış Bir Tercih Değil, Son Umuttur
Savaş, sadece ordularla değil;
Savaş, ekran karşısında sessiz kalanlarla da kazanılır.
Bugün susan herkes, yarın toprağa düşen bir masumun kefenine ip atar.
Ama biz, susmamalıyız.
Barış istemek zayıflık değildir.
Aksine, bu çağın en büyük cesareti ölümü değil, yaşamı savunabilmektir.
Son Söz: Barış için bağırıyorum, çünkü susmak da bir suçtur
Artık herkesin sorması gereken tek bir soru var:
Kaç çocuk daha ölmeli ki dünya uyanmalı?
Ben bir Türk vatandaşı olarak,
Bir insan, bir anne, bir kalem olarak şunu söylüyorum:
“Ben savaş istemiyorum. Ben sınırlar değil, insanlar birbiriyle konuşsun istiyorum.
Ben füzelerin değil, çocuk kahkahalarının gökyüzünü doldurmasını istiyorum.”
Ey dünya:
Sustun, seyrettin, bekledin…
Ama artık hiçbir bahanen yok.
Barışı inşa etmek için ilk tuğlayı koyma sırası sende.
Zehra Ünal
Savaşın çığlığı değil, barışın sesi olmak için yazan bir kalem.