Turgut Karabekir
Köşe Yazarı
Turgut Karabekir
 

Marksizm, Kapitalizm ve Kemalizm

ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa 18. Yüzyılda sanayi devrimini yaşıyordu. Servet dağıtımındaki eşitsizlik yer değiştirmiş, kitleler arasındaki sınıf farkının yerini zenginlik ve fakirlik almıştı. Para (Kapital) sahibi olanlar çalıştırdıklarını, boğaz tokluğu denebilecek az ücret vererek sömürmek imkânına ve gücüne sahipti. Karl Marx (1818-1883) çok zaman işsiz bir fikir insanıydı. Sosyalist (Toplumcu) fikirleri konuşarak sivriliyordu. İşçi çalıştıran zengin bir ailenin çocuğu, ilerici düşünür filozof Friedrlch Engels (1820-1895) Marx’la konuşuyor, ona yardım ediyordu. Bu iki ileri görüşlü sayesinde, Marksizm eşliğinde Sosyalizm, yerini bulmaya başladı. Oluşum kapitalistler için tehlike, çalışanlar için ümit kaynağı idi. Ama kapital sahipleri, “Sosyal Demokrat” terim ve yalanını yaratarak İlerlemeyi sulandırmayı başardılar. Ne yazık ki bu kandırma hâlâ devam ediyor. Marksizm’e ikinci darbe Rus ihtilaliyle beraber, iktidarın Vladimir Lenin’nin (1870-1924) elinden, Joseph Stalin’in (1878-1953) eline geçmesiyle geldi. Stalin, diktatörlüğünü devam ettirebilmek için 10 milyon vatandaşını öldürmekten çekinmeyen bir katil idi. Onun varlığıyla, “Marksizm / Sosyalizm” Komünizm olarak anılmaya başladı. Kapitalist Batı ülkeleri için bu büyük bir fırsattı ve hiç sonu gelmeyen komünizm karşıtı propagandaları nedeniyle, kaybeden sosyalizm oldu. Değişik ölçülerde kullanılması doğal olan sosyalizmin yeterli ortamı bulmasına kapitalizmden çıkar sağlayanlar kolayca engel oldular. Kapitalizm ile mutlu olmayan herkesi komünistlik ile suçladılar. Müslümanlık için dinler üzerinde uzman tarihçi Karen Armstrong’a göre, “Hz. Muhammed (571-632) para sahibi olmayanların çektiği sıkıntıları biliyordu ve halk arasındaki konuşmalarına, eşit haklar ve insanî yardımlar üzerinde başlamıştı. Yâni bugünün deyimiyle sosyalist bir anlayışı önermekteydi. Müslümanlığın birçok kuralı da bu anlayışı benimsemişti.” Atatürk’ün Kur’ân’ı Arapçadan Türkçeye çevirisinin yapılmasına öncelik vermesi, bence halkımızın dinin kurallarını öğrenmesi ve Cumhuriyetin kurallarının da eşanlamlı olduğunun anlaşılmasını istediği içindi. Kemalizm’in sosyalizmi içerdiği açıklıkla görülüyor. Altı Ok, (Cumhuriyetçilik, Devletçilik, Devrimcilik, Laiklik, Halkçılık ve Milliyetçilik) ilkeleri sosyalizmi çağrıştıran âdil ve insancıl öğeler. Yaşanan olaylar nedeniyle artık demokrasinin bir örtü, bir aldatı olarak kullanıldığını her sahada görüyoruz. Çok yerde kullanılan, anlamsız “Sosyal demokrasi” lafı, emperyalist sömürüsünün icadı ve örtüsüdür. Sosyal kelimesi, sosyalizm kelimesine çağrı yapan bir aldatmadır. ABD, Fransa ve Türkiye gibi ülkelerin anayasalarında demokrasi sözü zâten yoktur. Günümüzde, hatalı olarak komünist diye belirlenen ülkeler ise, otokrasi / diktatörlük, ya da sosyalizm ile kapitalizm karışımı yönetimlerdir ve her biri Kemalizm’e varmak istediklerini söylerler. Değerlim okurlarım: Komünizm bitmiştir, onu unutun! Demokrasi sosyalizmden daha fazla ütopyadır, emperyalizmin kullandığı bir örtüdür, ona aldanmayın! Kapitalizm, sosyal olamaz, sosyalist ve insancıl olamaz, âdil varlık taksimi yapamaz, varlık farkları doğurur ve emperyalizmin sömürücü yoludur. Onu görün. Kapitalizmin gerçek gayesi toplumda âdil bir yaşam sağlamak değil, haksız farklılıklara imkân sağlamaktır ve milliyetçiliğin, halkçılığın ve laikliğin lafı geçmez. Kemalizm’in ise temel gayesi topluma, inanç ve ırk ayrımı yapmadan, fikir ve çalışma seçeneği vermektir. Ne yazık ki toplumumuz, Atatürk’ün vefatından beri, bütün hak, hukuk ve imkânları sağlamış olan inanılmaz başarılı Kemalizm’i unuttu, kişisel çıkar veya gayeler peşinde yol arayıp, emperyalizmin tuzağına düştü. Bütün ülkelerin gıpta ve arzulayarak baktığı Kemalizm’in sağladığı denenmiş imkânlar dururken kişisel ihtiraslar ve bilgisizlik, toplumumuzun bölünmesine neden oldu. Bölünme de, çöküşümüze neden oldu. Tüm halkımıza ve muhalefet partilerinin başkanlarına sesleniyorum: Demokrasi örtüsüne kanmayın, tuzaktır! Sağ, sol, orta yol aramak bilgisizliktir, vaz geçin! Yakında büyük değişimler olacak, hazır olun! Hâlen güç ve imkânlar emperyalistlerin elinde. Onların etkisi altında yaşayan ülkeler, ya kötülüğe ortak olacak ya da özgür olamayacak. Onlardan uzak durun! Denenmiş ve başarılı olduğu kanıtlanmış yönetim şekli Kemalizm’dir. Ona sarılın! Emperyalistler halkları bu düzenden uzak tutmak, ulus kavramını yok etmek için her türlü pisliği yapıyorlar. Sizi parçalamak istiyorlar, onlara uymayın! Eğer çıkarlarınız için onlara uyuyorsanız, biliniz ki bu yol umduğunuz yere varmaz. Sizi emperyalistlerin esiri yapar! En vicdanlı, insancıl, âdil yaşam imkânı sağlayan yol Kemalizm’in Altıok’udur, özgürlük ve bağımsızlıktır. Yolunuz, parti yolu değil, toplumun, herkesin özgürlük yolu olsun! Düşman, vicdansız, çok kötü ve çok güçlü. Partiler, huzurlu yaşam, başarı ve mutluluk için birlikte hareket edin! Birlikten güç doğar. Güçlü olmak başarıya giden yolu açar. Gaye, yaşam kalitesi ve özgürlük olmalı! Birleşik olarak güçlü olmalıyız. Aksi çok yakında hüsran olacak   Yunus Emre. (1238-1320) `“Gelin kardeş olalım / işi kolay kılalım / Sevelim, sevilelim / Bu dünya kimseye kalmaz.” 700 yıl geçti, artık öğrensek iyi olacak!    
Ekleme Tarihi: 21 Kasım 2025 -Cuma
Turgut Karabekir

Marksizm, Kapitalizm ve Kemalizm

ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa 18. Yüzyılda sanayi devrimini yaşıyordu. Servet dağıtımındaki eşitsizlik yer değiştirmiş, kitleler arasındaki sınıf farkının yerini zenginlik ve fakirlik almıştı. Para (Kapital) sahibi olanlar çalıştırdıklarını, boğaz tokluğu denebilecek az ücret vererek sömürmek imkânına ve gücüne sahipti.

Karl Marx (1818-1883) çok zaman işsiz bir fikir insanıydı. Sosyalist (Toplumcu) fikirleri konuşarak sivriliyordu. İşçi çalıştıran zengin bir ailenin çocuğu, ilerici düşünür filozof Friedrlch Engels (1820-1895) Marx’la konuşuyor, ona yardım ediyordu.

Bu iki ileri görüşlü sayesinde, Marksizm eşliğinde Sosyalizm, yerini bulmaya başladı. Oluşum kapitalistler için tehlike, çalışanlar için ümit kaynağı idi.

Ama kapital sahipleri, “Sosyal Demokrat” terim ve yalanını yaratarak İlerlemeyi sulandırmayı başardılar.

Ne yazık ki bu kandırma hâlâ devam ediyor. Marksizm’e ikinci darbe Rus ihtilaliyle beraber, iktidarın Vladimir Lenin’nin (1870-1924) elinden, Joseph Stalin’in (1878-1953) eline geçmesiyle geldi.

Stalin, diktatörlüğünü devam ettirebilmek için 10 milyon vatandaşını öldürmekten çekinmeyen bir katil idi. Onun varlığıyla, “Marksizm / Sosyalizm” Komünizm olarak anılmaya başladı. Kapitalist Batı ülkeleri için bu büyük bir fırsattı ve hiç sonu gelmeyen komünizm karşıtı propagandaları nedeniyle, kaybeden sosyalizm oldu.

Değişik ölçülerde kullanılması doğal olan sosyalizmin yeterli ortamı bulmasına kapitalizmden çıkar sağlayanlar kolayca engel oldular. Kapitalizm ile mutlu olmayan herkesi komünistlik ile suçladılar.

Müslümanlık için dinler üzerinde uzman tarihçi Karen Armstrong’a göre, “Hz. Muhammed (571-632) para sahibi olmayanların çektiği sıkıntıları biliyordu ve halk arasındaki konuşmalarına, eşit haklar ve insanî yardımlar üzerinde başlamıştı. Yâni bugünün deyimiyle sosyalist bir anlayışı önermekteydi. Müslümanlığın birçok kuralı da bu anlayışı benimsemişti.”

Atatürk’ün Kur’ân’ı Arapçadan Türkçeye çevirisinin yapılmasına öncelik vermesi, bence halkımızın dinin kurallarını öğrenmesi ve Cumhuriyetin kurallarının da eşanlamlı olduğunun anlaşılmasını istediği içindi.

Kemalizm’in sosyalizmi içerdiği açıklıkla görülüyor. Altı Ok, (Cumhuriyetçilik, Devletçilik, Devrimcilik, Laiklik, Halkçılık ve Milliyetçilik) ilkeleri sosyalizmi çağrıştıran âdil ve insancıl öğeler.

Yaşanan olaylar nedeniyle artık demokrasinin bir örtü, bir aldatı olarak kullanıldığını her sahada görüyoruz. Çok yerde kullanılan, anlamsız “Sosyal demokrasi” lafı, emperyalist sömürüsünün icadı ve örtüsüdür. Sosyal kelimesi, sosyalizm kelimesine çağrı yapan bir aldatmadır. ABD, Fransa ve Türkiye gibi ülkelerin anayasalarında demokrasi sözü zâten yoktur.

Günümüzde, hatalı olarak komünist diye belirlenen ülkeler ise, otokrasi / diktatörlük, ya da sosyalizm ile kapitalizm karışımı yönetimlerdir ve her biri Kemalizm’e varmak istediklerini söylerler.

Değerlim okurlarım:

Komünizm bitmiştir, onu unutun!

Demokrasi sosyalizmden daha fazla ütopyadır, emperyalizmin kullandığı bir örtüdür, ona aldanmayın!

Kapitalizm, sosyal olamaz, sosyalist ve insancıl olamaz, âdil varlık taksimi yapamaz, varlık farkları

doğurur ve emperyalizmin sömürücü yoludur. Onu görün. Kapitalizmin gerçek gayesi toplumda âdil bir yaşam sağlamak değil, haksız farklılıklara imkân sağlamaktır ve milliyetçiliğin, halkçılığın ve laikliğin lafı geçmez.

Kemalizm’in ise temel gayesi topluma, inanç ve ırk ayrımı yapmadan, fikir ve çalışma seçeneği vermektir.

Ne yazık ki toplumumuz, Atatürk’ün vefatından beri, bütün hak, hukuk ve imkânları sağlamış olan inanılmaz başarılı Kemalizm’i unuttu, kişisel çıkar veya gayeler peşinde yol arayıp, emperyalizmin tuzağına düştü.

Bütün ülkelerin gıpta ve arzulayarak baktığı Kemalizm’in sağladığı denenmiş imkânlar dururken kişisel ihtiraslar ve bilgisizlik, toplumumuzun bölünmesine neden oldu. Bölünme de, çöküşümüze neden oldu.

Tüm halkımıza ve muhalefet partilerinin başkanlarına sesleniyorum:

Demokrasi örtüsüne kanmayın, tuzaktır!

Sağ, sol, orta yol aramak bilgisizliktir, vaz geçin!

Yakında büyük değişimler olacak, hazır olun!

Hâlen güç ve imkânlar emperyalistlerin elinde.

Onların etkisi altında yaşayan ülkeler, ya kötülüğe ortak olacak ya da özgür olamayacak.

Onlardan uzak durun!

Denenmiş ve başarılı olduğu kanıtlanmış yönetim şekli Kemalizm’dir. Ona sarılın!

Emperyalistler halkları bu düzenden uzak tutmak, ulus kavramını yok etmek için her türlü pisliği yapıyorlar.

Sizi parçalamak istiyorlar, onlara uymayın!

Eğer çıkarlarınız için onlara uyuyorsanız, biliniz ki bu yol umduğunuz yere varmaz.

Sizi emperyalistlerin esiri yapar!

En vicdanlı, insancıl, âdil yaşam imkânı sağlayan yol Kemalizm’in Altıok’udur, özgürlük ve bağımsızlıktır.

Yolunuz, parti yolu değil, toplumun, herkesin özgürlük yolu olsun!

Düşman, vicdansız, çok kötü ve çok güçlü.

Partiler, huzurlu yaşam, başarı ve mutluluk için birlikte hareket edin!

Birlikten güç doğar.

Güçlü olmak başarıya giden yolu açar.

Gaye, yaşam kalitesi ve özgürlük olmalı!

Birleşik olarak güçlü olmalıyız. Aksi çok yakında hüsran olacak

 

Yunus Emre. (1238-1320)

`“Gelin kardeş olalım / işi kolay kılalım / Sevelim,

sevilelim / Bu dünya kimseye kalmaz.”

700 yıl geçti, artık öğrensek iyi olacak!
 

 

Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

16
Eylül
23
Ağustos
26
Temmuz
10
Mayıs
18
Kasım
02
Ekim
08
Kasım
02
Kasım