Turgut Karabekir
Köşe Yazarı
Turgut Karabekir
 

Riyakârlık pandemisi

Siyonistlerin vahşeti yeni değil. Wikipedia, Alman / Siyonist Haavara Anlaşması için şöyle yazıyor: “Nazi Almanya’sı ile Siyonist Alman Yahudileri arasında 25/8/1933’te imzalanan bir anlaşmaydı. Anlaşma, Almanya Siyonist Federasyonu, Anglo- Filistin Bankası (Yahudi Ajansı’nın direktifiyle) ve Nazi Almanya’sının ekonomik üç aylık görüşmelerin ardından kesinleşti. 1933-1939’da yaklaşık 60 bin Alman Yahudi’sinin Filistin’e göçünü mümkün kılan önemli bir faktördü. Anlaşma, yeni Nazi rejimi altında zulümden kaçan Yahudilerin mal varlığının bir kısmının Filistin Mandasına devredilmesini sağladı. Göçmenler, Zorunlu Filistin’e gönderilecek (Almanya’da üretilen) temel malları ödemek için Almanya’daki varlıklarını sattılar. Anlaşma tartışmalıydı ve hem Siyonist hareket içinde (Revizyonist Siyonist lider Ze’ev Jabotinsky gibi) hem de dışında birçok Yahudi lider tarafından, ayrıca NSDAP üyeleri ve Alman halkı tarafından da eleştirildi. Anlaşma, Alman Yahudileri için Almanya’da giderek daha düşmanca bir ortam bırakmanın bir yolunu sunuyordu. Filistin’deki Yahudi cemaati Yushuv için hem göçmen işgücüne hem de ekonomik desteğe erişim sağladı; Almanlar için Alman Yahudilerinin göçünü kolaylaştırırken, Avrupalı Yahudilerin arasında kitlesel desteği olan ve Alman devleti tarafından Alman ekonomisine potansiyel bir tehdit olarak düşünülen 1933’teki Nazi karşıtı boykotu kırdı” Değerli okurlarım, iki vapur dolusu Yahudi göçmenin İstanbul’a geldiğine ve Türkiye’ye çıkmalarına müsaade edilmediğine bizler şahit olduk ve hareketi kınadık. O zaman rettin, Siyonistlerin Almanlarla olan anlaşmasının, göçmenlerin Filistin’e giderek müstakbel İsrail devletinin temelini oluşturmaları istendiği için yapıldığını bilmiyorduk. Haavara anlaşmasıyla Siyonistler, daha bilgili ve yetenekli olan Alman Yahudilerinin çoğunun kurtulmasına karşılık, Polonya gibi diğer ülkelerdeki Yahudilerin alman zulmüne terk edilmesine razı olmuşlardı. Harp sanayisinde Almanlara çok gerekli olan, Yahudi mülkiyetindeki Kurup gibi fabrikaları aksamadan çalıştırmalarının devamını sağlamışlardı. 85 yıl evvelki bu hareketin, İsrail’de Hamas’ın yaptığı Yahudi katliamı ile benzerliği, pandeminin ne zaman başladığı bizlere gösteriyor. Birkaç yazarımız, Hamas’ın katliamının Filistin’in yok edilmesine yol açması için yapılmış olduğu hakkında yazdılar. Tabii ki Saddam Hüseyin’in ABD tarafından Kuveyt’e hücuma teşvik edilmesi ve sonra da sözde cezalandırmak için Çöl savaşlarının başlatılması arasındaki benzerlik de açık. Ortadoğu’ya saldırılar ve BOP haritasında açıklandığı gibi, diğer ülkelerin parçalanmasına yol açtığı da açık. Filistin’de yapılan katliamın ve göz göre göre bir ülkenin parçalanmış beton yığınına döndürülmesini kabullenmiş görülen basının ve medyanın, bütün bilgiler var iken, halka açıklanmaması çok yanlış ve zorbalara aldatıcı gösterilerine devam etme cesareti veriyor. Ortadoğu’da yapılan hiçbir şey tesadüf değil ve her şey BOP için yapılıyor, yapılmakta ve yapılacak. 1933’te başlayan pandemi, doruk noktasına yaklaştı. Flitsin ateşkesi ve sonrası açıklanmadığı hâlde, sulh algısı yaratmaya çalışılan, riyakârlıklarla dolu duruma katılmak, utanç verici ve tarihe soykırımcılar sırasına kaydedilecek, yapan veya katılan ülkeleri aşağılayacak. ABD tarafından Mısır’da sahnelenen barış tiyatrosuna katılan her ülke, ateşkesin ucu açık olduğunu ve Filistin’in yok edildiğini biliyor. Katılmak ve Trump’ı Nobel ödülüne laik görmek, pandeminin içinde evirilen bir virüse benziyor. Çünkü Filistin bitmiştir. Bir daha Gazze’de Filistinliler ancak esir gibi, amele işi olduğu sürede, işçi olarak bulunabilecekler. Gazze’nin kalan kısmı da sırası geldiğinde yerle bir edilecek ve Trump’ın “rivyerası”/ büyük İsrail topraklarına ilhak edilecek. Bu palan içerisinde bugün kullanılan, Şara, PKK, PYD, SGK ve diğerleri ABD’ye olan işe yararlılıkları bittiğinde, ülke sahibi değil, özgürlük ve bir lokma toprak sâhibi bile olmayacaklar. . Kutlama ve sevinç, ancak 70 bin zavallı suçsuzun öldürülmesi, milyonların, evsiz, işsiz bırakılması için, ilkel vahşette liyâkat olabilir. Ölümcül pandeminin ABD tarafından kazanılmış barış olarak sunma gösterisini adlandırmak,benim terbiye sınırlarımı aşıyor. ***** Bu pandemiye karşı, bölge toplumlarının geleceklerini ve özerkliklerini geri kazanabilmeleri için, mezhep ayrılıklarını bırakıp birlikte hareketlerini beklemek te olası görülmüyor. ABD’nin ve İsrail’in emrinde var olan başkaldırmış, ne yaptığını bilmeyen Ortadoğu halkının bilmesi gereken; birleşmiş halk gücü olduğunda ABD’nin, dolayısıyla İsrail’in zorbalıklarının duracağıdır. ABD zâten kendi çarpışmaz ve böyle bir zorlukla karşılaştığında da hayatlarını boşuna harcayacak fedai ya da aptal bulamaz. Bu gerçekleri görerek hareket etmek ve kurtulma yoluna girmek için artık aylar değil, günler sayılı. Herkesin uyanmasını ve şimdi yaşadıkları kişisel çıkarların koruyacak ortamın olmayacağını bilmesi, ölmeden, öldürülmeden, güçlenmesi ve özerklik savaşında yer alması gerekir Eğer bu virüs burada, şimdi kırılmazsa, bu pandemi, ABD ve İsrail, Çin ve Rusya hariç diğer bütün ülkeleri sarar. Filistin olaylarına bağlı her şey, sade yöre için değil, bütün dünya ülkeleri için bir yüzkarası, bir rezilliktir. Buna gerçekten karşı duran İspanyanın Mısır tiyatrosuna katılmasını da hayret ve esefle karşıladım. Olayın bütünü, 21. Yüzyıl dünyası için af edilmeyecek bir yüzkarası olarak tarihe geçer.
Ekleme Tarihi: 15 Ekim 2025 -Çarşamba
Turgut Karabekir

Riyakârlık pandemisi

Siyonistlerin vahşeti yeni değil. Wikipedia, Alman / Siyonist Haavara Anlaşması için şöyle yazıyor:

“Nazi Almanya’sı ile Siyonist Alman Yahudileri arasında 25/8/1933’te imzalanan bir anlaşmaydı.

Anlaşma, Almanya Siyonist Federasyonu, Anglo- Filistin Bankası (Yahudi Ajansı’nın direktifiyle) ve Nazi Almanya’sının ekonomik üç aylık görüşmelerin ardından kesinleşti.

1933-1939’da yaklaşık 60 bin Alman Yahudi’sinin Filistin’e göçünü mümkün kılan önemli bir faktördü. Anlaşma, yeni Nazi rejimi altında zulümden kaçan Yahudilerin mal varlığının bir kısmının Filistin Mandasına devredilmesini sağladı. Göçmenler, Zorunlu Filistin’e gönderilecek (Almanya’da üretilen) temel malları ödemek için Almanya’daki varlıklarını sattılar. Anlaşma tartışmalıydı ve hem Siyonist hareket içinde (Revizyonist Siyonist lider Ze’ev Jabotinsky gibi) hem de dışında birçok Yahudi lider tarafından, ayrıca NSDAP üyeleri ve Alman halkı tarafından da eleştirildi.

Anlaşma, Alman Yahudileri için Almanya’da giderek daha düşmanca bir ortam bırakmanın bir yolunu sunuyordu. Filistin’deki Yahudi cemaati Yushuv için hem göçmen işgücüne hem de ekonomik desteğe erişim sağladı; Almanlar için Alman Yahudilerinin göçünü kolaylaştırırken, Avrupalı Yahudilerin arasında kitlesel desteği olan ve Alman devleti tarafından Alman ekonomisine potansiyel bir tehdit olarak düşünülen 1933’teki Nazi karşıtı boykotu kırdı”

Değerli okurlarım, iki vapur dolusu Yahudi göçmenin İstanbul’a geldiğine ve Türkiye’ye çıkmalarına müsaade edilmediğine bizler şahit olduk ve hareketi kınadık. O zaman rettin, Siyonistlerin Almanlarla olan anlaşmasının, göçmenlerin Filistin’e giderek müstakbel İsrail devletinin temelini oluşturmaları istendiği için yapıldığını bilmiyorduk.

Haavara anlaşmasıyla Siyonistler, daha bilgili ve yetenekli olan Alman Yahudilerinin çoğunun kurtulmasına karşılık, Polonya gibi diğer ülkelerdeki Yahudilerin alman zulmüne terk edilmesine razı olmuşlardı. Harp sanayisinde Almanlara çok gerekli olan, Yahudi mülkiyetindeki Kurup gibi fabrikaları aksamadan çalıştırmalarının devamını sağlamışlardı.

85 yıl evvelki bu hareketin, İsrail’de Hamas’ın yaptığı Yahudi katliamı ile benzerliği, pandeminin ne zaman başladığı bizlere gösteriyor. Birkaç yazarımız, Hamas’ın katliamının Filistin’in yok edilmesine yol açması için yapılmış olduğu hakkında yazdılar. Tabii ki Saddam Hüseyin’in ABD tarafından Kuveyt’e hücuma teşvik edilmesi ve sonra da sözde cezalandırmak için Çöl savaşlarının başlatılması arasındaki benzerlik de açık. Ortadoğu’ya saldırılar ve BOP haritasında açıklandığı gibi, diğer ülkelerin parçalanmasına yol açtığı da açık. Filistin’de yapılan katliamın ve göz göre göre bir ülkenin parçalanmış beton yığınına döndürülmesini kabullenmiş görülen basının ve medyanın, bütün bilgiler var iken, halka açıklanmaması çok yanlış ve zorbalara aldatıcı gösterilerine devam etme cesareti veriyor.

Ortadoğu’da yapılan hiçbir şey tesadüf değil ve her şey BOP için yapılıyor, yapılmakta ve yapılacak. 1933’te başlayan pandemi, doruk noktasına yaklaştı.

Flitsin ateşkesi ve sonrası açıklanmadığı hâlde, sulh algısı yaratmaya çalışılan, riyakârlıklarla dolu duruma katılmak, utanç verici ve tarihe soykırımcılar sırasına kaydedilecek, yapan veya katılan ülkeleri aşağılayacak.

ABD tarafından Mısır’da sahnelenen barış tiyatrosuna katılan her ülke, ateşkesin ucu açık olduğunu ve Filistin’in yok edildiğini biliyor. Katılmak ve Trump’ı Nobel ödülüne laik görmek, pandeminin içinde evirilen bir virüse benziyor.

Çünkü Filistin bitmiştir. Bir daha Gazze’de Filistinliler ancak esir gibi, amele işi olduğu sürede, işçi olarak bulunabilecekler. Gazze’nin kalan kısmı da sırası geldiğinde yerle bir edilecek ve Trump’ın “rivyerası”/ büyük İsrail topraklarına ilhak edilecek.

Bu palan içerisinde bugün kullanılan, Şara, PKK, PYD, SGK ve diğerleri ABD’ye olan işe yararlılıkları bittiğinde, ülke sahibi değil, özgürlük ve bir lokma toprak sâhibi bile olmayacaklar. .

Kutlama ve sevinç, ancak 70 bin zavallı suçsuzun öldürülmesi, milyonların, evsiz, işsiz bırakılması için, ilkel vahşette liyâkat olabilir. Ölümcül pandeminin ABD tarafından kazanılmış barış olarak sunma gösterisini adlandırmak,benim terbiye sınırlarımı aşıyor.

*****

Bu pandemiye karşı, bölge toplumlarının geleceklerini ve özerkliklerini geri kazanabilmeleri için, mezhep ayrılıklarını bırakıp birlikte hareketlerini beklemek te olası görülmüyor.

ABD’nin ve İsrail’in emrinde var olan başkaldırmış, ne yaptığını bilmeyen Ortadoğu halkının bilmesi gereken; birleşmiş halk gücü olduğunda ABD’nin, dolayısıyla İsrail’in zorbalıklarının duracağıdır. ABD zâten kendi çarpışmaz ve böyle bir zorlukla karşılaştığında da hayatlarını boşuna harcayacak fedai ya da aptal bulamaz.

Bu gerçekleri görerek hareket etmek ve kurtulma yoluna girmek için artık aylar değil, günler sayılı. Herkesin uyanmasını ve şimdi yaşadıkları kişisel çıkarların koruyacak ortamın olmayacağını bilmesi, ölmeden, öldürülmeden, güçlenmesi ve özerklik savaşında yer alması gerekir

Eğer bu virüs burada, şimdi kırılmazsa, bu pandemi, ABD ve İsrail, Çin ve Rusya hariç diğer bütün ülkeleri sarar.

Filistin olaylarına bağlı her şey, sade yöre için değil, bütün dünya ülkeleri için bir yüzkarası, bir rezilliktir. Buna gerçekten karşı duran İspanyanın Mısır tiyatrosuna katılmasını da hayret ve esefle karşıladım. Olayın bütünü, 21. Yüzyıl dünyası için af edilmeyecek bir yüzkarası olarak tarihe geçer.

Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

16
Eylül
23
Ağustos
26
Temmuz
10
Mayıs
18
Kasım
02
Ekim
08
Kasım
02
Kasım